Artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon düzeyinin sürmesi bazı meslekleri sürdürebilmenin de temelinde para yani dolayısıyla sermayenin yattığını kanıtlamış bulunuyor.

Örneğin taksicilik, yani taksi şoförlüğü işi. Hiçbir iş yapamadınız, elinizde bir yüksekokul diploması da yok veya bir sanatınız mevcut değil, “taksicilik yaparım ben de” diye düşünüyorsanız, o da bu devirde kolay değil, çünkü taksicilik yapmak büyük paralara dayanıyor.

Zonguldak kent merkezindeki taksi duraklarında bir plaka satışı ya da devri, iki milyon liradan başlıyor. Buna araç bedelini de eklerseniz bu para 3 milyonu geçiyor.

Vergisiydi, sigortasıydı, muayenesiydi, kaydıydı, oda aidatıydı, belediye ödemesiydi ve en önemlisi araca koyacak yakıtıydı derseniz taksi şoförlüğü mesleğinin pek cazibesi kalmıyor.

Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz 40 yıllık bir şoför; “her hafta zam gelen yakıt parasını müşteriye anlatmak ve talep etmek zor oluyor, yan masraflarımız çok, gecemiz gündüzümüz belli değil, sıcaklarda ve soğuklarda araba içinde beklemeye mecburuz, hiç kontak açmadığımız günler oluyor, bu işin eski cazibesi kalmadı, bir de veresiye talep edenler oluyor, artık düşünün” diyerek bazı meslektaşlarının plakalarını devretmek istediklerini ancak alıcı sayısında da bir düşüş yaşandığı gerçeğini kabul etmek durumunda kaldıklarını belirtiyor.

Semt pazarları cazibesini yitirdi
Semt pazarları cazibesini yitirdi
İçeriği Görüntüle

Başka bir taksi şoförü de “Zonguldak’ta kent içinde 50 metrede bir taksi durağı var, eskiden vatandaş ara sıra taksiye biniyordu, şimdi parasızlıktan kimse binemiyor, artık düşünün” diyerek hükümetin ekonomik politikasına da eleştirilerde bulundu.

Muhabir: Sermet Aksu