Pençe-Kilit Harekat bölgesinde bir mağarada gerçekleşen arama-tarama faaliyeti sırasında 19 askerin metan gazına maruz kaldığı, tüm müdahalelere rağmen 12 askerimizin şehit olduğu olay kamuoyunu derinden sarstı. Türkiye Taşkömürü Kurumu ve ilgili kurumlarca yapılan ölçümler sonucunda, yaşanan ölümün nedenine ilişkin önemli bilgiler ortaya çıktı.
Bu kapsamda, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdoğan Kaymakçı’dan çarpıcı açıklamalar geldi. Kaymakçı, yaşanan olaya dair soruları şöyle yanıtladı:
“Öncelikle, hayatını kaybeden 12 askerimize, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Bir daha böyle olaylarla karşılaşmayız umarım. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan haberde ‘metan gazı zehirlenmesi’ şeklinde bir ifade kullanıldı. Mesleğim gereği metan gazı bizim en çok ilgilendiğimiz konulardan biridir. Metan gazı, özellikle kömür ocaklarında oldukça sık rastlanan bir gazdır. Havayla karıştığında, en ufak bir kıvılcımda patlamaya neden olabilir ve bu patlamalar ölümcül tehlike yaratır. Ancak metan gazının zehirleyici bir özelliği yoktur. Metan zehirleyici değildir. Genellikle metan gazının oranı arttığında, ortamda oksijen seviyesi azalır ve bu da boğulmaya yol açabilir. Yani ölüm sebebi boğulma olabilir ama zehirlenme olmaz. Bu açıdan, A Haber’in metan zehirlenmesi diye haber yapması, zaten şüphe uyandırdı.
Daha sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan bir ekip gönderildi. Başarılı bir maden mühendisi ve yaklaşık 10 kişilik ekip tarafından yapılan ölçümlerde, askerlerin hayatını kaybettiği mağarada 2000 ppm karbon monoksit ölçüldüğü basına yansıdı. Bu oran oldukça yüksek bir değerdir. Dolayısıyla metan gazı da olabilir ama esas ölüm nedeni karbon monoksit gazı olabilir. Karbon monoksit zehirleyici bir gazdır.
Olayın yaşandığı mağaraya daha önceden demir bir kapı konmuş, bu kapının açılması için bomba atıldığı dile getirildi. Bu tür bilgilerin doğruluğunu bilmiyorum ama böyle bir iddia var. Bomba patladıktan sonra oradaki gazlardan etkilenme olmuş olabilir. Karbon monoksit ani ölümlere neden olur. Eğer sınırların üzerinde karbon monoksit solunursa, kişi açık havaya çıksa bile yaşama şansı çok düşük olur. Çünkü karbon monoksit, kanın oksijen taşıma yeteneğini engeller ve ölüm kaçınılmazdır. Kurtarma ekiplerinin yaptıkları ölçümlerde karbon monoksit gazına rastlandığı ifade edildi. Bu nedenle zehirlenmelerin karbon monoksitten kaynaklandığını düşünüyorum.
Sosyal medyada bu konuda çeşitli söylentiler de başladı. Talihsiz kurtarma ekibi sadece göçük durumlarında görev yapar. Metan gazına müdahale etmek onların işi değildir. Askerlerin göçük altında kaldığı ve metan gazı olayının olmadığı, gaz zehirlenmesi yaşanmadığı iddia ediliyor. Kurtarma ekipleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu bünyesinde sürekli eğitim almaktadır. Göçük, patlama ya da kapalı ve gazlı ortamda kalan insanları kurtarma görevleri vardır. Bu ekipler her türlü olumsuz durumda görev yapar. O yüzden, sadece göçükle sınırlı olduklarını söylemek doğru değildir.
İhmal var mı sorusuna gelince; kesinlikle ihmal olduğu izlenimi var. Oradaki askerler kapalı ortamda bulunuyordu. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay’ın bu konularda eğitim verdiğini biliyorum, bu nedenle askerlerin eğitim almamış olması mümkün değil. Ancak böylesi kötü bir ortamda peş peşe kayıplar yaşanması mutlaka bir sorgulamayı gerektirir. Neden oldu, nasıl oldu? Elbette kişisel veya kurumsal bir ihmal olabilir. Bu konuda kesin bir şey söylemek zor ancak, insanların can güvenliğinin tam olarak sağlanmadığı düşünülebilir. Orada görev yapanların her türlü güvenlik önlemiyle, maskeyle ve teçhizatla donatılmış olması beklenirdi.”
Kaymakçı, açıklamalarının sonunda hayatını kaybeden askerlerimize rahmet diledi.
