Ahmet Haşim geçtiğimiz 20. yüzyılın başlarında kaleme almış olduğu “Merdiven” şiirine şöyle bir başlangıçla giriş yapar:
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Şiirde bahsi geçen merdiven hayat merdivenidir. Eteklerinde bulunan güneş renkli yapraklar ise ömür ağacından dökülen yapraklardır. Bu da geçen günler anlamına gelir. Her bir geçen gün ömür ağacından dökülen bir yaprak niteliğindedir.
Anlaşıldığı gibi ünlü şair Ahmet Haşim insan yaşamında edinilen her deneyimin, kazanılan her başarının ve gelinen her seviyenin belli bir aşamalar zinciri sonrası edinilmiş bir hak olduğunu, tahsil olgusunun da bunun bir parçası olması gerektiğini vurgular.
Bunu bilen ve sanata düşkün oldukları anlaşılan Zonguldaklılar da kentin belirli noktalarına ülkemiz yolsuzluklarından bazı kesitleri resmettiler, resmederlerken de günün gerçeklerinden ilham aldılar. Böyle bir gerçeği de bir yolun başındaki merdivenlere renkli olarak işlediler.
Sahte diplomaların havalarda uçuştuğu günümüzde bu olaya dikkat çekmek isteyen sanatseverler, MMO lokalinden Fener mahallesine çıkan yolun başındaki merdivenlere tahsilin belirli evrelerini betimleyen kalem resimleri çizerek gerçek bilgeliğin ancak ve ancak hak ederek edinildiğini, sahteciliğin yüz kızartıcı olduğunu kayda geçirdiler.
