Kozlu'ya acı haber: Emine Keskin hayatını kaybetti Kozlu'ya acı haber: Emine Keskin hayatını kaybetti

Zonguldak Havzası, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türkiye işçi sınıfının tarihinde özel bir yere sahiptir. Bölgedeki taşkömürü madenciliği faaliyetleri, işçi hareketlerinin tarihsel gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Havza'daki ilk işçi hareketleri, tek partili dönemin ardından, planlı dönemde daha kapsamlı ve nitelikli grevlerle devam etmiştir. Ancak bu hareketlerin en unutulmazı, 1990-1991 yıllarında yaşanan Büyük Madenci Grevi olmuştur.
Bu grev, ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda derin etkiler yaratmış ve işçi sınıfının taleplerinin sadece yerel değil, ulusal düzeyde de duyulmasını sağlamıştır. 1980’lerin sonlarına doğru artan iş kazaları, özelleştirme ve taşeronlaştırma gibi olgular, işçilerin tepkilerini bir araya getirmiştir. Bu dönemde, özellikle 1989’da yapılan yönetim değişikliği ve sendikal yapıdaki dönüşüm, grev kararlarını hızlandırmıştır.
Mehmet Atilla Güler’in “Zonguldak Havzasında İşçi Hareketleri ve 1990-1991 Büyük Madenci Grevi” adlı akademik çalışmasında, 1988 yılında gerçekleşen 13. dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde grev kararı alınmış ancak sadece birkaç saat önce uzlaşma sağlanmıştı. Fakat 1989'dan itibaren, işçi hareketleri yükselmeye başladı. Özelleştirmeye karşı başlayan tepkiler, yerel seçimlerin ardından büyüyerek Bahar Eylemleri’ne dönüşmüş ve 1990 yılına gelindiğinde bu hareket, büyük bir direnişe dönüşmüştür.
Bu süreçte, sendika yönetimi değişmiş ve Şemsi Denizer’in başkanlıkla göreve gelmesinin ardından sendikal ilkeler de değişmiştir. Ayrıca, 1990’ın Mart ayında TÜRK-İŞ’in hükümete sunduğu rapor ve alınan olumsuz yanıt, büyük bir uyarı eyleminin yolunu açmıştır. Bu eylem, farklı kesimlerin desteğiyle güç kazanmış ve özellikle Zonguldak'ta 1 Mayıs kutlamaları, işçi eylemlerinin ilk sinyallerini vermiştir.
1990-1991 Büyük Madenci Grevi:
30 Kasım 1990'da başlayan grev, 48 bin işçinin katılımıyla başlamış ve kısa sürede büyüyerek tüm Zonguldak Havzası’nı sarmıştır. Grev, sadece işçilerle sınırlı kalmamış, çevre kentlerden de işçi katılımı olmuş ve kamuoyunda büyük destek bulmuştur. Grevin gerekçeleri arasında, insanca yaşamak, emeğin karşılığını almak, güvenli çalışma koşulları gibi talepler öne çıkmıştır.
Grev sırasında hükümetin verdiği karşı propagandalar, TTK'nın verimsizliği gibi açıklamalarla artmış, bu durum greve daha da güç katmıştır. Zonguldak esnafı ve farklı sektörlerden gelen destekler de grevin genişlemesini sağlamıştır. Grevin kritik günlerinde Türkiye'nin dört bir yanından işçi sınıfı destek vermiş ve toplumsal bir dayanışma ortaya çıkmıştır.
Grev, 69 gün süren zorlu bir direnişin ardından, 6 Şubat 1991 tarihinde Genel Maden-İş ve KAMU-SEN arasında toplu iş sözleşmesinin imzalanmasıyla sona ermiştir. Ancak bu süreç, yalnızca işçilerin taleplerinin kabul edilmesiyle bitmemiş, aynı zamanda Zonguldak ve Türkiye işçi hareketleri tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Madenci grevi, işçi sınıfının gücünü ve birlikteliğini simgeleyen bir mücadele olarak hafızalarda kalmıştır.

Muhabir: Fadime YILMAZ ELMA