Zonguldak

Zonguldak Belediyesi önünde toplandılar: İş vaadi krizi büyüyor!

Zonguldak Belediyesi önünde toplanan vatandaşlar, seçim öncesi verilen iş sözlerinin tutulmadığını belirterek oturma eylemi başlattı. Vatandaşlar, “Tahsin Erdem bizimle görüşsün, davanın peşindeyiz” yazılı pankartlar açtı.

Abone Ol

Zonguldak Belediyesi önünde toplanan vatandaşlar, kendilerine iş vaadinde bulunulduğunu ancak bu sözlerin yerine getirilmediğini ileri sürerek oturma eylemi başlattı.

Pankartlarla belediye binası önüne gelen vatandaşlar, “Verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz”, “Davımızın peşindeyiz”, “Tahsin Erdem bizimle görüşsün” yazılı pankartlar açarak taleplerini dile getirdi.

Vatandaşlar, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in seçim öncesinde kendilerine iş sözü verdiğini ve oylarını istediğini ancak seçim sonrasında verilen sözlerin tutulmadığını ifade etti. İki gün önce belediye önünde yüksek sesle tepkilerini dile getiren vatandaşlar, bugün de aileleri ve çocuklarıyla birlikte oturma eylemine başladı. Eyleme katılanlar, talepleri karşılanana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Sonuna kadar haklarını arayacaklarını dile getiren ve grup adına konuşan Suat Gezer, şu ifadelere yer verdi:

Öncelikle, bizlerden desteklerini esirgemeyen Sayın Valimize ve güvenliğimizi sağlayan emniyet teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Bizler de herhangi bir taşkınlık yapmadık, onları zor duruma sokmadık; bu nedenle kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum. Emniyet güçlerinin bizimle bir ilgisi yoktur, onlar sadece görevlerini yapmaktadırlar. Burada herhangi bir yanlış anlaşılma olmasını istemiyorum.

Şuna değinmek istiyorum: Geçen gün, Sayın Osman Zaimoğlu bizimle görüştü ve kendisi adına bir gelişme talep etti. Biz de bugün saat 11.15’te yanında bulunduk. Kendisi bize sorular sordu, biz de cevap verdik, taleplerimizi anlattık. O da bizi dinledi ve bazı konularda bize hak verdi. Kendisine de ayrıca teşekkür ediyorum.

Sayın Zaimoğlu’nun açıklaması şöyle: “Sana söz verilmiştir, ben de senin evindeydim. O anda konuşmaya şahit olmamış olabilirim, ama konuyu biliyorum.” Kendisi çok iyi biliyor çünkü ben ayakta konuşuyordum, Sayın Başkan koltukta oturuyordu, Osman Zaimoğlu ise köşede oturuyordu. Yani burada “duymadım”, “etmedim” demekle bu işin içinden çıkılamaz.

Bakın arkadaşlar, ben bu fotoğrafı kendim uydurmadım. Çoluk çocuğumu kullanarak bir şeyler elde etmeye çalışmıyorum. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Sayın Zaimoğlu, “Protestoyu durdurun, ben size görüşme sağlamaya çalışacağım ama kesin söz veremem” deyince biz de söz istedik, alamadık. Biz de, “Başkan Bey kabul ederse görüşmek isteriz. Sağlanamazsa eylemimize devam edeceğiz” dedik.

Başkan Bey’in açıklamasına da değinmek istiyorum. Kendisi, “Belirli kişilere söz verdim, herkese değil” dedi. Doğrudur, belirli ailelere söz vermiş olabilir. Zonguldak’ta işsizlik oranı çok yüksek, buna da katılıyoruz. Biz de zaten bu yüzden kendisini evimize çağırıp söz aldık ve destekledik. Zonguldak’taki işsizlik durumunu bilmiyor muyuz? Elbette biliyoruz.

Bakın, bu fotoğrafı ben çekmedim, sizin ekibinizden çekildi. Bunun bir videosu da vardı, fakat bulamadım, bu yüzden kendimi kanıtlayamıyorum, buna üzülüyorum. Mustafa Özdemir’e ailemin iş talebini ilettiğimde, “Sen bendesin, senin sözün bende” dedi. Başkan geldiğinde bana “Mustafa’yla görüşen kim?” diye sordu. “Benim başkanım” dedim. “Tamam kardeşim, sen bendesin” dedi.

Ayrıca, boğulan kişi benim öz yeğenimdir. Eşi daha önce AK Parti döneminde işe alınmıştı. Kızına da önceden söz verilmiş. Başkan başka bir yerde de bu kişiyle karşılaşmış ve öncesinde sözünü almış. Ancak benim evime gelip bana söz verildiğinde “Benim önceliğim sensin” dedi, o da “Tamam başkanım” dedi. Biz de buna istinaden destek verdik, oylarımızı attık.

Ben, parti koltuğuna oturduktan üç-beş ay sonra kendisine gittim. Koridorda bizzat konuştum, eşim de şahit. “Başkanım, bana bir söz vermiştiniz” dedim. O da “Sana sözüm söz. Ama seni şimdi işe alsam, bir hafta sonra başkaları gelip bana küfretmez mi?” dedi. “Başkanım, nasıl uygun görürseniz” dedim. O da “Üç ay sabret” dedi. “Emekli olacaklar, işten çıkarılacaklar var” dedi. Ben de kabul ettim, ayrıldım.

Sonra yılbaşından sonra 58 işçi alımı olacağını duydum. Tekrar geldim. Beyaz Masa’ya yönlendirdiler. 58 kişi alındı, ama yine benim adım yoktu. Sonra bizzat kendisine gittim. Bana “Kızım, sözüm söz. Almayacağım demiyorum” dedi. Eşim de yanında ağladı. “Mart ayında çık” demişti, Mart da geçti. Sonrasında ise belediyenin kapıları bize kapandı.

Bizi Ömer Kale Müdürlüğü’ne yönlendirdiler. Gidiyoruz, geliyoruz. Ama önümüze hep bir engel çıkıyor. “İş konusunda bilgi almak istiyorum” dediğimde “Sen kimsin? Ben sana hesap mı vereceğim? Sen devlet amiri misin? Kapat lan telefonu” diyorlar. Mülakatlara giriyoruz, sonuçlar gelmiyor, el altından işçi alınıyor.

Biz adaletin sağlanmasını, Sayın Tahsin Erdem’in bizimle görüşmesini istiyoruz. Biz insan yemiyoruz, Roman olabiliriz ama düzgün insanlarız. Karşımızdakiyle iki kelime konuşabilecek kapasitedeyiz. Bugün Sayın Osman Başkan’ın yanında gayet sakin oturduk, ihtiyaçlarımızı anlattık. Kendisi de memnun kaldı, hatta “Gerçekten güzel yürekli insanlarsınız. Sizi böyle görünce keşke elimden bir şey gelse de yardımcı olabilsem” dedi.

Kendisine teşekkür ediyorum. Biz adaletin yerini bulmasını, verilen sözlerin tutulmasını, bu sözlerin sabote edilmemesini ve üzerinin kapatılmamasını istiyoruz. Kendisine attığım mesajlar var, bunların çıktısını alacağım. Madem bana söz vermediniz, o zaman “Ben sana söz vermedim” diyebilirdiniz. Ben senin vatandaşınım, bana iki kelime geri dönüş yapabilirdiniz. Haksız mıyım?

Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Hakkımızı alana kadar ve Sayın Tahsin Erdem bizimle görüşene kadar devam edeceğiz. Teşekkür ediyorum.