Zonguldak

Uzun Mehmet kömürü buldu onlar da Soslu Kebabı

Zonguldak’ın adını bu alanda ülkeye Alaattin Özgün ve Özcan Erzincan ikilisi tanıttı

Abone Ol

Bundan tam 50 yıl önceydi. Şimdiki Ulu Cami’nin karşısında As Urfa Kebap ve Lahmacun salonu açıldı. Ülkede yeni yeni parlayan Adana Kebap, Urfa Kebap lezzetleri çeşit çeşit lahmacunlarla birlikte çok tutuluyor ve satışı gerçekleşiyordu. Özellikle genç kesim kebap hayranıydı. Okullarından çıkan öğrenciler, hafta sonlu için ailelerinden yemek parası olan gençler kızlı erkekli kebap salonlarını dolduruyorlardı.

İşte Zonguldak’ta da bu işin başını ve kebap menülerinin tüm ağırlığını As Urfa Kebap Salonu çekiyordu.

Kebap ve lahmacun ustası, geçtiğimiz günlerde ebediyete uğurladığımız Alaattin Özgün’dü. Başyardımcısı, başgarsonu, şefi, işyerinin her şeyi ve Alaattin Özgün’ün akrabası Özcan Erzincan’dı. Müşteriler özellikle Ramazan aylarında iftar saatlerinde geldikleri As Urfa salonlarında Özcan Erzincan’ın sanki havada uçar gibi iftar menülerini dağıtmasına hayrandılar.

Peki bu soslu kebap işi nasıl mı başladı?

Özcan Erzincan’ın kendi cümleleriyle dinleyelim:

“Önceleri sossuz satış yapıyorduk, zaten “soslu” diye bir kavram yoktu, bir gün bir müşteri lahmacunun yanına bir parça sos istedi, hazırda sosumuz vardı ama başka işler için kullanıyorduk. Neyse; tabağının kenarına, lahmacunların yanına bir parça döktük, sonra gören bir başkası istedi, sonra bir başkası. Derken bir müşteri aynı sostan kebabın yanına istedi, bir diğeri kebabın üstüne istedi ve bu giderek yayıldı. Artık tencereyle sos hazırlıyorduk. Ve öyle bir gün geldi ki, tüm kebapların üstüne sos döker hale geldik. Zonguldak’ta artık kebap soslu yeniyordu. Aradan bir süre geçtikten sonra bizim soslu kebap tüm ülkede bir çeşni olarak menülerdeki yerini almış, adı da “Zonguldak usulü soslu kebap” olmuş. İşte soslu kebabın hikayesi böyle başladı ve hala sürüp gidiyor. Bunun mucidi biziz, bu noktada Alaattin abimi de rahmetle anıyorum, Zonguldak’ın ülke çapında tanıtımına bir nebze katkımız olduysa da bundan mutluluk duyduğumuzu ifade ediyorum. Alaattin Özgün şu anda yaşasaydı eminim ki o da aynı düşüncelerini paylaşırdı.”

Evet;

Uzun Mehmet kömürü bularak ülke ekonomisine ve Zonguldak yöresine çok katkıda bulundu, ilimizin de tanıtımını yaptı. Alaattin Özgün ve Özcan Erzincan da kendi çaplarında bir çeşni geliştirdiler, adı “Zonguldak usulü soslu kebap” olarak tüm ülkeye yayıldı ve kentimizin adı duyurularak tanıtımı yapıldı.

Şimdi soruyoruz;

“Atatürk’e çiçek veren kız” heykelini liman kenarına Ata’nın kente ayak bastığı yere dikip bir anıyı yaşatıyoruz da, bir “Zonguldak Usulü” olarak kebap çeşnisi yaratan ve tüm ülkeye yayan bu ikiliyi folklorik anlamda bir şekilde neden onore etmiyoruz?