TÜRKİYE EKONOMİSİNDE SON ETAPTAKİ ENFLASYON VE RİSK PRİMİ İLİŞKİSİ NE DURUMDA?

Abone Ol

Ülkemizdeki Kasım/2019 Ayı itibarıyla beklentilerin altında gerçekleşirken Kasım ayında TÜFE’de %0.4 artış yaşandı.Çok tabii olarak %0.2 artan gıda fiyatları bu yükselişte etkili oldu. Ancak gıda, içecek, tütün ve altın fiyatlarını hariç tutan çekirdek C de beklentiler 0.2 puan altında artarak aylık %0.5 yükseldi. Böylece yıllık TÜFE enflasyonu önceki aya göre 2 puan artışla %10.6 olurken, çekirdek C de 2.6 puan artarak %9.3 oldu.Bu yöndeki son TCMB Raporu dikkate alındığında;“Baz etkisiyle çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu yükselse de, Türk lirasındaki istikrarlı seyir, enflasyon beklentilerindeki iyileşme, iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak B ve C göstergelerinin eğilimindeki ılımlı seyir korunmuştur.” Deni lirken, Gıda enflasyonunun temelde işlenmemiş gıda grubu kaynaklı olarak bir miktar yükseldiğinin altı çizilirken, petroldeki fiyat görünümünün enerji enflasyonunu artırdığı şeklinde belirtil di. Hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyrettiği vurgulandı.   Mamafih Kasım/2019 Ayı enflasyon oranı irdelendiğinde;diğer çekirdek göstergeler de karışık bir görünüm sergiliyor. Burada medyan fiyatların 3 aylık eğilimi hafif düşüşle %6’nın biraz altı na gelirken,çekirdek B kapsamındaki fiyatların yayılımı (fiyat artışı gösteren maddelerle, düşüş gösteren maddelerin oransal farkı) son 3 ayın en yüksek seviyesine geldiği izleniyor.

                              *        *         *

Diğer taraftan yüksek çıktı açığı da dikkate alındığında, bu enflas yon seviyesinin TCMB’yi 12 Aralık PPK toplantısında 150 baz puanlık faiz indirimine yönlendirmesi beklenebilir. Bu durumda, politika faizi %12.5 olmakla birlikte, piyasa yapıcısı bankaların 1 puan altından fonlama imkanı da dikkate alındığında, ortalama fonlama faizinin %12-12.25 civarında oluşacağı tahmin ediliyor. Öte yandan da kırılganlığa en hassas sektörlerden biri olan otomo     tiv sektöründe (ODD) verilerine göre, otomobil ve hafif ticari araç satışları Kasım’da yıllık bazda yatay seyretti ve 58.2 bin adet oldu. Otomobil grubunda %3.5 artış olurken, ticari araçlar %13.6 azaldı. Satış verilerini mevsim ve takvim etkilerinden arındırdığı mızda, son aylarda dip noktalardan toparlanan satışların Kasım’ da yataya döndüğünü ve düşük seviyelerini koruduğunu görüyo ruz. Anımsanacağı şekilde geçen yılki kur şokunun ardından oto mobil satışları Eylül-Ekim 2018’de sert şekilde düşmüştü. Daha sonra döviz kurunun gerilemesi ve ÖTV indiriminin desteğiyle kısmen toparlanan satışlar, bu defa da Temmuz ayında ÖTV indi riminin sonlanmasıyla yine düşme gösterdi. Ancak Kredilerin yıllıklandırılmış 13 haftalık ortalama büyüme oranlarına baktığı mızda, tüketici kredi büyümesinin üçüncü çeyrekten itibaren önce konut ve ihtiyaç kredileri kaynaklı olarak ivmelendiği ni görüyoruz. Taşıtta da faizlerdeki gerileme ve kampanyalarla birlikte, son haftalarda krediler sert bir şekilde birden artış göster      di. Bu toparlanmaya rağmen taşıt kredisi stoku ancak bir sene önceki seviyelere gelmiş bulunuyor. TÜFE’de ulaştırma araçları nın fiyatları son bir senede %10 arttığından, bu kredilerin yıllık bazda reel olarak gerilediği anlamına geliyor. Bu da satışların yıllık bazdaki zayıf seyriyle uyumlu görünüyor.

                              *        *         *

Bu arada diğer bahse konu döviz kurundaki gelişmelere baktığı      mızda ise USD/TL yataya yakın seyrini sürdürerek 5.75 seviyesi civarında kaldı. 2 yıllık gösterge faiz 3 baz puan düşüşle %12.16 oldu. 5 yıllık Türkiye CDS primi ise 7 baz puan artarak 324-325 arası baz puana kadar geldi. Global tarafta ticaret anlaşmasına dair umutların azalması ile risk iştahı düşük, altın ve Japon yeni gibi güvenli limanlara doğru yönelim var. Düşen risk iştahında CHF ve JPY gibi yatırımcıların yöneldiği para birimlerinde ise NATO zirvesindeki tartışmalar eşliğinde hareketlilik yaşanmak  ta. EUR/USD paritesi 1,1065 üzerinde. GBP/USD ise 1,30 civa    rındaki direncini zorlamakta. Gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında zayıflarken, dolar kurunda 5,72-5,77 bandı geçer li. Euro kurunda ise 6,35 destek olarak izlenebilceği tahmin edili     yor.

                              *        *         *

Sonuç olarak, CDS primlerindeki değişimler, ülke ekonomik per formansına ilişkin hem reel durumu hem de beklentileri yansıt makta, dolayısıyla ülke kredi riskinin değerlendirilmesinde ulus lararası yatırımcılar tarafından büyük ölçüde dikkate alınmaktadır. Finansal stresin yüksek olduğu ve kredi piyasalarında dalgalanma nın arttığı dönemlerde, ülkeye ilişkin makroekonomik ve finansal değişkenler ile CDS primleri arasındaki ilişkinin belirgin hale gele ceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, piyasada işlem gören ülke CDS’lerine bakılarak ülkenin kredi riski ile ilgili öngörü yapmak mümkün hale gelmekte ve CDS primlerini analiz ederek, hem yatı rımcılar hem politika yapıcıları uygun aksiyonlar alabilmektedir.    Bu yönde başta enflasyon oranının büyüklüğü kapsamında Engle-Gran ger Koentegresyon Testi sonuçlarına göre, bağımlı değişken ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiler sırasıyla analiz edildi ğinde, reel efektif döviz kuru ile bankacılık sektörü sermaye yeter liliği, takipteki krediler/toplam krediler ve BIST 30 değerleri gibi finansal indikatörler ve CDS primleri arasında uzun dönemli ilişkiler tespit edilmiştir. Söz konusu değişkenlerin hep birlikte analize dahil edilmesiyle yapılan Johansen Koentegresyon Testin de, değişkenler arasındaki koentegrasyonun yüksek çıkması, ser maye yeterliliği ve takipteki kredilerdeki değişimler ve aynı zaman da, BIST 30’da yer alan hisse senetlerinin önemli kısmının banka cılık sektörüne ait olduğu göz önüne alındığında, BIST 30’ daki değişimler ile CDS primleri arasında uzun dönemli bir ilişki oldu ğunu göstermektedir ve dolayısıyla, Türkiye CDS primlerin deki değişimde özellikle bankacılık sektörü performansının önemli bir rol üstlendiğine işaret etmektedir. Son olarak, reel efektif döviz kuru ile CDS primleri arasında da uzun dönemli ilişkinin varlığı da tespit edilmiştir.Bu yönden CDS Risk primi rakamının büyüklüğü     ve küçüklüğü ekonominin kötüye ya da iyiye doğru gittiğine dair    en ciddi göstergelerden biri durumundadır.