TÜRKİYE EKONOMİSİNDE KUR ŞOKLARI EKSENLİ MALİYET ARTIŞLARI VE OLASI RİSKLER

Abone Ol

Ülkemiz şartlarında zaman zaman gündemini koruyan kur şoklarının son geldiği noktada tarım ve hayvancılık sektör lerinde karşımıza çıkan en önemli iki sorundan biri kur şok larının bir taraftan sürekli maliyetlerde artışlar yaratırken diğer taraftan da çift rakamda yapışkan hale gelen yüksek enflasyon oranının artık süreğen bir pozisyona dönüşmesi.Çok tabiidir ki böylesi bir ortamda girişimci ya da tarım ve hayvancılık sektörlerinde çalışan kesimin girdi maliyetlerin deki yükselişlerin neredeyse sürdürülebilir olmaktan çıkma durumuna gelmesi ise iki sektörde de bir taraftan daralma yaratırken diğer yönden de arz-talep dengesini arz aleyhine bozarak piyasa koşullarını kökten sarsması gerçeği ile bizle ri karşı karşıya bırakıyor.

Tarım-GFE yıllık değişim oranı (%), Eylül 2021

* * *

ÖzellikleTÜİK eylül ayı verilerine göre yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %10,20 ile tohum ve dikim materyali, %12,33 ile tarımsal ilaçlar ve %15,64 ile malzemeler olurken;buna karşılık,yıllık artışın yüksek olduğu alt grupların sırasıyla, %71,47 ile gübre ve toprak geliştiriciler, %43,67 ile bina bakım masrafları ve %42,28 ile çiftlik binalarının olması yanında Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde aylık %0,42 (yıllık %23,23) , tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde aylık %1,74 (yıllık %28,55) artış husule gelmesiyle bu artışların birbiri arkasını sonraki aylarda da izlemesi sıkıntıyı katlanarak arttırdığına da tanık olunuyor. Nitekim grafikte de görüleceği gibi geçen 2020 yılında GFEnin %10,63 olan GFE’nin 2021 yılında daha da artarak yük selirkenGFE’nin %28,74’e kadar yükselerek bilahare biraz olsun düşme kaydetse bile grafikteki yükselme trendini buna rağmen koruduğunu izliyoruz.

* * *

Sonuç olarak,Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun(SGK)verileri aslında problemin kaynaklarına ilişkin önemli bilgiler verirken;Türkiye’de çiftçi sayısı son 12 yılda yüzde 48 azalma gösterirken, Tarım alanları da son 18 senede yüzde 12,3 düştü. Sebze bahçelerinin alanı iseaynı dönemde yaklaşık %15 küçülmesine ek olarak,son 18 yılda tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı yüzde 44 ora nında azalması istihdam edilen kişi sayısının geldiği nokta yö nünden vahim bir tablo oluşturuyor. Bahse konu %44 lük azal manın açılımına baktığımızda ise; TÜİK verilerine göre tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı ise 2002’de 7 milyon 458 bin kişiyken, 2020 Şubat ayı itibariyle 4 milyon 157 bin kişiye geriledi. Bu da son 18 yılda 3 milyon 301 bin daha az tarım çalışanı anlamına geliyor.Bunun dışında diğer bir ikinci sorun ise; daha önce de bahse konu olan tarım alanlarındaki vaki azalmalara baktığımızda; 2002’de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım arazisi 2019’de 23 milyon 94 bin hektara kadar düştü. Buna göre tarım alanları 18 senede yüzde 12,3 azalma göstermesi.Özellikleher geçen dönemde sebze fiyatlarınınartışının sebebi olarak belirtilen unsur olan sebze bahçeleri alanına bakıldığında da düşüş açık şekilde görülüyor. 2002’de 930 bin hektar olan sebze bahçeleri alanı 2017’de 798 bine hektara kadar düştü.Bu dönemde düşüş oranı da yüzde 15 olarak açıklanıyor. Bilhassa bir kısım tarım ürünü ile hayvancılık sektörüne yönelik ortaya çıkan arz açıklarınınizlenmekte olan ithalat politikası ile temini yoluna gidilmesi ise bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor. Özetle yıllar öncesi gıda ihtiyaçları teminin de “kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri olma” noktasını tekrar yakalayabilmek adına tarım ve hayvancılık sektörleri politikalarının yeni baştan ele alınarak artık tüm handikapların aşılmasının temel alınması gerektiğinin zorunluluk olduğunu ka bul etmemiz büyük önem taşıyor.Aksi durumda ufak ufak kendi ni göstermeye başlayan gıda maddesi temini konusundaki sıkın tılarla karşılaşmamız kaçınılmaz gözüküyor.