TÜRKİYE EKONOMİSİNDE İLK ÇEYREK BÜYÜME VERİLERİ SIKINTILI GÖRÜNÜYOR

Abone Ol

Son dönemde görülen kovid-19 vakalarındaki mutasyon varyantlı artışlar sebebiyle belirsizliklerin artması üzerine Kesinleşen Ocak ve kısmen açıklanan Şubat ayı GSYH öncü göstergeleri ile yaptığımız hesaplamalara göre 2021 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyaslaGSYH’nin  yüzde 5,5 oranında büyümesi yönünde tahminler olsa da,Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yapılan hesaplamalara göre 2021 yılının ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla GSYH’nin yüzde 0,7 genişleyeceğini öngörü lüyor. Bu kapsamda öncü göstergeler bir önceki yılın aynı dönemine göre çoğunlukla artış kaydederken mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış göstergelerin çeyrekten çeyreğe artışlarında ibre negatife dönerken,bazıöncü göstergelerde hem yıllık hem de çeyreklik bazda ciddi daralmalar yaşandığı da bir gerçek.Çünkü,2021 yılının birinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları (yüzde 7,0 ve yüzde 1,3 büyüme) hariç tüm öncü göstergelerde küçülme kaydedilmiştir. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle yaptığımız tahmine göre ÖTV yüzde 15,9, ithal tüketim malları yüzde 4,7 ile en sert daralan tüketim göstergeleri olurken konut ve tüketici kredileri ise sırasıyla yüzde 3,8 ve yüzde 2,5 azalmış durumda görünüyor

*       *        *

Bu arada kıyaslamayı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yaptığımızda ise sadece ithal tüketim malları dışında (yüzde eksi 11,1) bütün kalemlerde artışlar yaşandığını görüyoruz. En önemli büyümeler tüketici kredileri ve konut kredilerinde sırasıyla yüzde 17,3 ve yüzde 16,9 olurken ÖTV’de yıllık artış yüzde 10,7, dayanıklı tüketim mallarında ise yüzde 9,8 oranındadır. Kamu tüketim harcamaları ise neredeyse sabit durumda kalmış.Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veriye göre de, 2021 yılının birinci çeyreğinde yatırım öncü göstergelerinde ara malı sanayi üretim endeksi (yüzde 4,9 büyüme) ve yatırım malı kapasite kullanım oranı (yüzde 1,5 büyüme) olmasına rağmen bunların haricinde önemli azalmalar görülmesi yanı sıra; geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, hizmet sektörüne olan talep ve kapasite kullanım oranının çeyrekten çeyreğe büyümesinin aksine yıllık bazda sırasıyla yüzde 15,0 ve yüzde 0,2 daraldığını görüyoruz. Yıllık bazdaki en önemli artışlar gelecek 12 ay yatırım beklentisi ve elektrik tüketimi ile belirleniyor.Kısaca daha önce de vur    gulandığı gibi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yaptığımız hesaplamalarla ise 2021 yılının ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla GSYH’nin yüzde 0,7 genişleyeceğinin öngörülmesi daralmanın tipik şekildgelişmelereki bir işareti olarak açıklanıyor.

*       *        *

Sonuç olarak, son dönemde yaşanan pandemi vakalarındaki artış ve resesyon kaynaklı gelişmeler sebebiyle olası belirsiz  liklerdeki artışları engelleyebilmek pek mümkün görülmüyor.    Dolayısı ile enflasyon sepetinde yüzde 5,87 ağırlığı olan hazır giyim ve ayakkabı hammadde konusunda en fazla sıkıntı yaşayan sektörlerin başında geliyor. Sektör, yerli hammaddenin ihraç edilmesinin bu sıkıntıyı daha da artırdığını vurgulayarak uzun süredir ya ihracatın ön izne bağlanmasını ya da ilave gümrük vergisinin geçici bir süre dahi olsa kaldırılmasını talep ediyor.Yoksa sektörde beklenmeyen sıkıntılar başgösterebilir.Diğer taraftan da hazır giyim sektöründe de hammadde, boya ve işçilik maliyetlerinde önemli oranda artışlar yaşandı. Yoğun talep, hammadde fiyatlarını kısa sürede yüzde 70’i aşan oranlarda artırırken, boyada yüzde 20, işçilikte ise yüzde 22 maliyet artışı yerli üreticiyi son üründe zam yapmaya itti. Bu çerçevede değerlendirmede bulunan Yağmur Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kaya yeni sezonda yüzde 30’ları aşan zam beklediklerini ifade ederek, “Yaz sezonunda nisan-mayıstan itibaren yüzde 30 hazır giyim enflasyonu bekleniyor”şeklinde uyarıda bulunuyor. Ayakkabı ve giyimin enflasyon sepetinde yüzde 5,87 oranında payı olduğu düşünüldüğünde önümüzdeki iki ayda söz konusu ürünlerde yaşanan fiyat artışının enflasyonda önemli oranda artışa yol açacağı da dile getiriliyor. Özetle kur şoklarından etkilenen girdi maliyet lerindeki artışlar hemen hemen neredeyse tüm sektörleri vur muş durumda. Siyasi otoritenin artış trendinde olan çift rakamlıenflasyonun artışını eğer mutlak şekilde engellemek istiyorsa dara düşen sektörleri de desteklemesi oldukça zorunlu görünüyor.