Zonguldak

Tur yolcuları yemek için mecburen Ereğli’ye gitti

Zonguldak mutfağı denince akla dürüm, döner ekmek ve çiğ köfte gelmeye başladı, bir acente temsilcisi “yiyecek içecek sektörü olmadan turizm olmaz” dedi

Abone Ol

Son yıllarda üst üste gelen fiyat artışları ve pahalılık her kişimi vurdu, lokantacı esnafını da vurdu. Geçimini yemek yapıp satarak kazanmaya çalışan, yanlarında işyeri kapasitesine göre işçiler çalıştıran, il dışından gelen tem kesimden insanları aç bırakmamak için zorlu bir uğraş veren lokantacı esnafı şimdilerde eski günlerini arıyor.

Etlisinden sebzelisine, iki tür pilavından 5 tür çorbasına kadar yemek hazırlayıp servis eden eski lokantalardan kent merkezinde sadece bir iki tane kalmış durumda. Onlar da yaşam savaşı veriyor. Kira bedelleri ve maliyet giderleri onları vurdu. Lokanta benzeri işyeri açıp büfe ruhsatıyla çalışan bazı işyerleri de minyatür tabaklarda makarna, bulgur vs. satmaya çalışırlarken piyasadan aldıkları poşet hazır çorbaları kendi imalatlarıymış gibi müşterisine pazarlayanlar da göze çarpıyor.

Bu durum da en çok iş için veya turistik turlarla Zonguldak’a gelenleri rahatsız ediyor. Yemek yerine ekmek için döner ve benzeri gıda ürünlerini yemek zorunda kalan bu insanların arasında karınlarını doyurmak için Ereğli’ye gidenler de var. Bunun en canlı örneği de son gelen Karaelmas Ekspresi yolcuları arasında görüldü ve bir acente temsilcisi konuklarını yemek yemeye Ereğli’ye götürerek “mecburen götürdüm, burada ne yiyeceklerdi, dürüm mü, çiğ köfte mi?” diyerek yiyecek içecek sektörünün olmadığı yerde turizmin ne kadar istense de gelişmeyeceğini öne sürdü.