Rusya’da komünizm devriminin başlaması ve uygulanmasıyla birlikte dünya literatürüne giren “komün” kelimesi 80 küsur sene kadar gündemimizde kaldı. Komün, kapalı toplum demektir. Bir grup insanın, kendi arasında, ortaklaşa üretmesine ve tüketmesine dayanır. Kapalı cemaatler ve tarikatlar komündür.
Birlikte oturulur birlikte kalkılır, birlikte yaşanıp birlikte ölünür diyelim…
Rusya’da bu düzenin sona ermesi ile birlikte yavaş yavaş kapitalist sisteme adaptasyon çalışmaları başlandı.
Bu kez felsefe “let them do, let them pass” şeklindeydi. Yani “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”. Kapitalist felsefe yani.
Bizim bu sisteme geçeli 70 sene oldu ama bir arpa boyu yol almadık, seçilenler hep kendilerine yonttular, atananlar da partizan politikanın kurbanı oldular. Liyakat yerine biat kültürü bizi bu günlere getirdi.
Eskiden boğazlardan geçerken denize atlayıp iltica eden Ruslar vardı, şimdi pasaportlarıyla gelip en lüks otellerde tatil yapan Ruslar var.
Peki biz?
Kapalı toplum haline getirildik, özellikle son 20 yılda… Onlar ilerledi, biz geri vitese taktık…
Bırakın yabancı ülkelere gitmeyi, bayramlarda köye gidemiyoruz. Eskiden Demirperde ülkelerinin görüntüsü olan tren istasyonlarında geceleme şimdi bizim ülkenin demirbaş görüntüleri arasına girdi. Demirperde ülkelerinin hangileri olduğunu 40 yaş üstü çok iyi bilir. Komün yaşamı ülkemizde tarikatlar, cemaatler vs. gibi kurumlar aracılığı ile yaşanıyor. Aralarına girdiğinizde dünyaya bakış açınız değişiyor, kapalı toplumun bir bireyi olarak her türlü kapanıyorsunuz.
Devrim yasalarıyla yasaklanmış olan her türlü oluşuma yol verilirken, çağdaşlık uğruna sergilenmek istenen hevesler de kursaklarda kalıyor ve işte bir acayip görüntü ortaya çıkıyor.
Şimdi iki aile ortak ev tutuyorlarmış…
Kira ortak, elektrik su ortak, doğal gaz ortak;
Neden?
Barınma ihtiyacının giderilmesi için…
Mutfaklar da ortak, gıda ihtiyacının giderilmesi için!
İnsanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan bu en basit ihtiyaçlar bile böyle karşılanmaya başlanmış, kültürel, sportif, giyinme kuşanma vs. gibi ihtiyaçlar ise şimdilik askıda.
Her ne kadar vatandaş “askıda” denince bizim ülkemize mahsus “askıda ekmek” anlıyorsa da şimdi yaşamak askıda…
Ya da işte böyle bir komün ortamında!..