Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Kantarcı açıklamasında, “Dünyanın Koronavirüs salgını nedeniyle zor günler yaşadığı bir zamanda Dünya Çevre Günü’nü kutluyoruz. Yaşadığımız şu günlerde pandemi ile yoğun şekilde mücadele edilirken, bilim insanları da, nedenleri üzerinde yoğun araştırmalar yapıyor. Şurası çok açık ki, Koronavirüs, en çok doğa insan ilişkisinin bozulduğu kentler üzerinde etkili oluyor. İzlenen yanlış iskân politikaları ve tarımın itibarsızlaştırılarak yıkıma uğraması sonucu, kentler, yoğun göç dalgasıyla karşıya kalıyor. Başta tarım alanları, ormanlar, sulak alanlar, dere yatakları olmak üzere hemen her alan kentlerin ve endüstrinin emrine sunuluyor. Kır kent ayrımının tümüyle ortadan kalktığı bu süreçte, tüm dünyada çok büyük alanlar büyük ekolojik tahribata uğruyor” dedi. İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ SALGIN HASTALIK RİSKİNİ ARTIRIYOR Ormanların tahribi, sulak alanların kurutulması gibi ekosistemin yıkımına dayanan şehirleşmenin iklim krizini derinleştirdiğini de söyleyen Kantarcı, “Arazi kullanımında yaşanan değişimler iklim değişikliğini de hızlandırıyor. Bunun bir sonucu olarak da salgın hastalık riski artıyor, ortaya çıkan salgınlar kısa sürede çok daha geniş alanlara yayılıyor. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanabilecek su ve gıda krizinin ortaya çıkaracağı yetersiz beslenme, sıtma ve ishal gibi hastalıklar nedeniyle çok sayıda erken ölümün gerçekleşeceğini söylerken; kuraklık, su kıtlığı, sel ve taşkınlarla birlikte bazı hastalıkların artacağını da dile getiriyor. Yine iklim değişikliği nedeniyle kimi hayvanların yaşamlarını sürdürebilmek için daha uygun yerlere göç etmesi, sahip oldukları hastalıkları da oralara taşımasına neden olurken, uyum sağlayamayan canlıların yok olması biyoçeşitliliğin azalmasına neden oluyor. 785 milyon insanın temiz suya ulaşamadığı için hijyenini de sağlayamadığı dünyada, su kaynakları da hızlı şekilde kuruyor” dedi. KAMU KURUMLARI ARASINDA YETKİ KARMAŞASI YAŞANIYOR Kantarcı açıklamasını, “Filyos Vadisi’nde kamu kurumları arasında yaşanan yetki karmaşası çalışmaların koordinasyonunu önemli derecede engelliyor. Eşgüdümü sağlayacak idari bir yapının olmaması vadinin ekolojik temelli planlanması önünde büyük engeller yaratıyor. Birçok kamu kurumunun mahkeme kararlarından bile bihaber olduğu gözleniyor. Sorunların hızlı şekilde çözümü için havza yönetimine geçilmeli, eşgüdümü sağlayacak bir ‘Filyos Projesi İdaresi’ kurulmalıdır. Bunlar yapılmadığı takdirde, vadinin hızlı bir şekilde tahrip edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Bölge insanının, engin sağduyusu ile bunun önüne geçeceğine inanıyor, ekolojinin korunması için bir farkındalık günü olarak gördüğüm 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutluyorum” diyerek tamamladı. (Haber Merkezi)