COMMERZBANK’A GÖRE; 'TÜRKİYE’DEKİ ENFLASYON DAHA YÜKSEĞİ GÖREBİLİR'

Abone Ol

Tüm gelişmeler dikkate alındığında;akaryakıt fiyatları cep yakmaya devam ediyor.Öyle ki,bir önceki yılda 2 Aralık 2021 tarihi itibarıyla litresi 9.12 TL’den satılan benzinin fiyatı daha yeni 21.15 TL’ye çıktı. Böylece son 6 aydaki fiyat artışı yüzde 131.90 olurken,Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle önümüzdeki günlerde de zam dalgasının devam edeceğiyorumları da öne çıkıyor.Bilindiği gibi yıl başında motorine 1.29 TL, benzine 0.61 TL ve LPG'ye de 0.78 TL zam yapılmıştı.Sadece benzine yılbaşından bu yana yapılan zam sayısı ise16'yı bulmuş oldu.Gelinen bu noktada Alman Commerzbank FX Araştırma Bölüm Başkanı UlrichLeuchtmann,Türkiye’de Merkez Bankası’nın gerektiği müdahaleleri yapmaması halinde enflasyonun daha yüksek seviyeleri görebileceğine dair değerlendirme yapıyor.Konuyla ilgili olarak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) resmi enflasyonu nisanda yüzde 69,97 olarak açıklamıştı. Rakam aynı zamanda son 20 yılın zirvesi. Bağımsız sosyal bilimcilere göre ise bu oran çok daha yüksek. Ekonomistler enflasyondaki artışın sürmesi beklentisi içinde görünüyor.

* * *

Bu kapsamdaki açıklamasını sürdürenCommerzbankFX Araştırma Bölüm Başkanı UlrichLeuchtmann, Türkiye’de enflasyonun aşağı çekilebilmesi ya da daha fazla yükselmesinin önlenebilmesi için MB’nin politikasını değiştirmesi gerektiğine işaret ederken;Leuchtmann, gerek kamuoyunun gerekse para piyasalarını izleyenlerin büyük bölümünün, MB’nin hükümetin yoğun etkisi altında olduğunu düşündüğünü ve bu etkinin enflasyonla sürdürülebilir bir mücadeleye engel olduğunu belirtmesi ise oldukça dikkat çekiyor.Bu yöndeki değerlendirmesini sürdüren UlrichLeuchtmann;” enflasyondaki yükselişin hızlanması ihtimaline dikkat çekerken, artan gıda fiyatlarının da zorlayıcı seviyelere geldiğini, ancak yükselen akaryakıt fiyatlarının enflasyon için daha tehlikeli olduğunu“açıklarken;Leuchtmann,”MB gerektiği gibi mücadele etmezse Türkiye’de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski bulunduğunu belirtmesi ise ciddi bir uyarı olarak kabul görüyor.

* * *

Aslında,Ülkemizdekiçift rakamlı yüksek enflasyonun geldiği noktada; hele hele yıl başından bu yana sadece bezine yapılan 16 kez zam yanında motorinin de litre başına yapılan aynı paraleldeki zam uygulamasının tüm girdi maliyetlerini çok ciddi etkilediği de düşünüldüğünde; çift rakamlı yüksek enflasyonun siyasi anlamdaki palyatif bir söyleme göre tek haneye düşmesi de hayal olarak görülüyor.Çok tabii olarak bu durumda CommerzbankFX Bölüm Başkanının öngörülerine de hak vermemek mümkün gözükmüyor.Aslında asıl dikkat çekici olan bir diğer durum ise; Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son ya yayımladığı Nisan/2022 Ayı Yurt İçi Üretim Fiyatları Endeksine (Yİ-ÜFE) göre; 2022 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %7,67, bir önceki yılın Aralık ayına göre %39,23, bir önceki yılın aynı ayına göre %121,82 ve on iki aylık ortalamalara göre %72,03 artış göstermesi öncü gösterge durumunda olup; sonraki gelecek aylar için yüksek enflasyonun devam edeceğini de gösteriyor.

* * *

Sonuç olarak, diğer yönden de 2002 yılında 2,5 milyon civarında olan çiftçi sayısının 500 bin rakamına düşmesi yanında; özellikle tarım sektöründeki ithal ağırlıklı olan girdi maliyetleri artışı yanında neredeyse gübre başta olmak üzere %300 leri bulan Yurt içi girdi maliyetlerinin artışı yönündeki gelişmeler de hep birlikte değerlendirildiğinde; önümüzdeki yıllar için ortaya çıkan arz açıklarının ciddi boyutta artarken; aynı paralelde gıdaya dayalı ithalat talebinin de yükseleceğine işaret ediyor. Özellikle bu açıdan Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın yaptığı en son açıklama ile14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla sektör paydaşlarının görüş ve beklentilerinipaylaşırken;”Tarım sektörünün en büyük probleminin girdi maliyetlerinin yüksekliği olduğunu belirten Bayraktar’ın, "Girdi fiyat endeksiyle üretici fiyat endeksi arasındaki fark açıldı. Girdi fiyatlarının yüksekliği üretimi olumsuz etkilemekte, üreticimiz daha az girdi kullanmaktadır. Örneğin geçen senenin son çeyreğinde ve bu senenin ilk çeyreğinde taban ve üst gübre kullanımında azalma olduğunu tespit ettik. Üreticilerimiz geçmiş yıllara nazaran daha az gübre kullandılar. Bu durum bütün ürünleri etkilemekle beraber buğday arpa gibi hububat ve bakliyat ürünlerinin üretimini olumsuz etkileyecektir"sözlerine ek olarak;”gübre fiyatlarının son bir yılda yüzde 300'e varan oranda zamlandığını, mazot fiyatlarının yüzde 239, yem fiyatlarının ise yüzde 130'un üzerinde arttığını aktarırken Bayraktar’ın, "Bu durum sektör açısından sürdürülebilir değildir. Dünyada pandemi, kuraklık, savaş nedeniyle gıda krizleri ve kıtlık başladı. Birçok ülke, Çin başta olmak üzere gıda milliyetçiliği yapmakta, gıda ürünlerini stoklamakta ve ihracatına sınırlamalar getirmektedir.Bu koşullarda ülkemizin gıda ihtiyacını ithalatla karşılama imkanı yoktur. İnsanımızı doyurmak için çiftçilerimiz üretmek zorundadır" uyarısının her arz yönlü hem de enflasyon açısından ne kadar önemli olduğunu da ta baştan kabul etmek gerekiyor.