Zonguldak Gazeteciler Cemiyetinin bu ayki editör masası konuğu Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı oldu. Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı’nın Zonguldak Gazeteciler Cemiyetine yaptığı ziyarette gazeteciler hazır bulundu. Ziyarette ilk konuşmayı yapan ZGC Başkanı Derya Akbıyık, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı’ya ziyaretinden dolayı teşekkür ederek, şehir için çok önemli olan BEÜ’nin başarılarının 2020 yılında da devam etmesini dilediklerini söyledi. Sözlerine üniversitemiz büyük bir üniversite ve Batı Karadeniz Bölgesinin en önemli üniversitesi diyerek başlayan Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı, şunları söyledi: BEÜ KÖKLÜ BİR ÜNİVERSİTE “Üniversitemizde göreve başlayalı 21 ay oldu. Göreve başladığım günden bugüne üniversitemizle ilgili birçok çalışmalar yaptık. BEÜ Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden bir tanesi ve köklü bir üniversite. 1992 senesinde kurulmuş olmasına rağmen aslında bu tarihi elimizde olsa 1924 şeklinde değiştirebiliriz. Çünkü 1924 yılında ilk maden mektebinin Zonguldak’ta kurulmasıyla birlikte temelleri atılmış oldu. O günden bu güne kadar birçok öğrenci buradan diploma aldı. Çok önemli başarılara imza atıldı ve Zonguldak’a da önemli hizmet veriyor. Türkiye ve uluslararası açıdan bakıldığında Zonguldak’ın çok önemli bir yüzüdür. Bizde üniversitemize katkı vermek adına çalışmalar yapıyoruz. ÜNİVERSİTEMİZİN 67 BİN CİVARINDA MEZUNU VAR 2018-2019 yılları sonlarına göre bakıldığında 67 bini aşan mezun sayımız var. Dünyanın her tarafında mezunlarımız var. Üniversitemiz 14 fakülte, 9 meslek yüksekokulumuzla birlikte araştırma merkezlerimiz ve hastanelerimizle birlikte önemli bir kurum. Bu yıl ilk defa İletişim Fakültemize ve Adalet Meslek Yüksekokulumuza ilk defa bu yıl öğrenci aldık. 20’nin üzerinde bölüm açıldı. Önümüzdeki yılda birçok bölümün açılması için YÖK ile görüşmelerimiz oldu. Bu doğrultuda baktığımızda kümülatif öğrenci sayımızda fazla bir değişiklik yok. Uluslararası başarılarımız var. Grizu 263 projemiz Türkiye sınırlarını aştı. ÜNİVERSİTEMİZ SAĞLIK VE EĞİTİM BAKIMINDAN ÇOK İYİ Sağlık sektöründe üniversitemizin İbn-i Sina Kampüsümüz Batı Karadeniz ve Türkiye için önemli. Bu alanda da sürekli iyileştirme çalışmaları içerisindeyiz. Ama medyaya son zamanlarda çıkan haberler bizden daha çok Türkiye’yi ilgilendiren genel problemlerin bir yansıması. İbn-i Sina Kampüsünde 4 tane fakültemiz ve bir üniversite meslek yüksekokulumuz var. Oradaki öğrenci sayımızda her yıl artıyor. YÖK bu konuda bizim öğrenci sayısı itibariyle taleplerimizi hep destekliyor. Orada en büyük problemimiz bina problemimiz olduğu için kapasitemiz yetersiz. O nedenle öğrenci sayımızda bizim istediğimiz kadar artış maalesef gösteremiyoruz. Türkiye’ye bakıldığında bizim üniversitemiz sağlık bakımından ve eğitim bakımında çok iyi. Eğitimde geçtiğimiz yıl fakültemiz eğitim aktivasyonunu aldı. Bu önemli bir başarıdır. ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE GENEL SORUN VAR Hastane konusunda problemlerimiz var. Bu sadece bizim problemimiz değil Türkiye genelinde afiliye olmamış üniversite hastanelerinde genel problem var. Bu konuda ilgili birimlerle sürekli görüşüyoruz. Yetkililerde bu konuda çalışmaların devam ettiğini söylüyorlar. Türkiye çapında bir karar alacaklar. Alınacak kararı sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu arada tabi bizde zor durumda kalıyoruz. Bütün üniversite hastaneleriyle ilgili bir karar alınacağı söyleniyor. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama Türkiye’de son 1-2 yıldır hepimizin bildiği Türkiye üzerine oynanan büyük oyunların bir parçası olarak Türkiye ekonomisi zor duruma düşürülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla böyle bir süreçte bizde elimizden ne geliyorsa onu yapmaya çalışıyoruz. Bazen maddi bakımdan sıkıntı çekiyoruz ve bunları ilgililer ile bakanlığa iletiyoruz. Bunlarla ilgili çözüm yolu bekliyoruz.” KONU BİR STENTİN 250 TL’YE ALINIP ALINMAMASI DEĞİL Bir gazetecinin, üniversite hastanesinde stent olmadığı için bir kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak bu konunun ihmal mi imkansızlık mı olduğu yönündeki sorusuna Rektör Çufalı, “Bir vatandaşımızın hayatını kaybetmesini herkes gibi bende üzüntüyle karşılıyorum. Bu durum benim bildiğim kadarıyla imkansızlık. Konu bir stendin 250 liraya alınıp alınmaması değil. Hastanenin ihtiyaçları var bu ihtiyaçlarla ilgili planlanmalar yapılıyor ve ilgili yerlere ihtiyaçlar ile durum söyleniyor. O durumun sonucu maalesef istenmeyen olaylar oluyor. Para akışıyla ilgili SGK’da bize paranın aktarılmasıyla ilgili bir süreç var. O süreçte yaşanan bazı olaylar var. Ne yazık ki piyasanın da buna karşı tavırları var. Biz istiyoruz, ihaleye çıkıyoruz ihaleye kimse gelmiyor. Doğrudan temin ile alım yapmak istiyoruz vermiyorlar. Niye? Borçlarınız var diyorlar. Bu tür sıkıntılarımız ne yazık ki bu süreçte vardı. Bundan sonrada bir süre olacak. O arada biz durumumuzu ilgili yerlere söylüyoruz ve gerekli tedbirlerinizi alın diyoruz. Ama ne yazık ki böyle bir durumu yaşadık.” Haber: Seçkin KIRARSLAN