Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen “Alaplı’da altın ve başka madenler aranacak ve bunun için ormanlar kesilecek haberi” yakında görsel felaketleri bizlere izlettirecek, bu kapsamda bazı toplumsal örgütlenmeler de protesto eylemlerine hız verecek. Yaşam savunucuları, Batı Karadeniz bölgesindeki ormanlar ve yaşam alanlarının madenler, termik santrallar, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gibi tehditlere karşı bir araya gelerek "Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu"nu kurdu.
"Yaşam alanlarımıza birlikte sahip çıkıyoruz''" diyen platform üyeleri "Filyos Irmağı zehirleniyor. Bu yetmezmiş gibi ırmağın çevresinde binlerce yılda oluşan tarımsal alanlar üzerine beton dökülerek endüstriyel kullanıma açılıyor. Bu yörede kurulu sanayi tesisleri yaydıkları emisyon ve kontrolsüz şekilde deşarj ettikleri atık sularla kentlerimizi yaşanmaz kılarken, havamızı, suyumuzu, toprağımızı, denizlerimizi kirletiyor, ormanları yok ediyor. Alaplı'da deniz manzaralı altın madenine övünerek ruhsat verdiler. Yaşam alanlarımıza birlikte sahip çıkıyoruz" dedi.
Vatandaş “ ülkede vahşi madenciliğin doğaya ve yaşam alanlarına verdiği tahribatların boyutu her geçen gün artıyor” görüşünde. Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), içinde bulunduğumuz ay itibarıyla 867 maden sahasını ihaleye çıkardı. Bu listede Alaplı’ya ilaveten Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki 3 ilde 35 tane 4’üncü grup maden sahası olması dikkat çekti. Bu sahaların 27’si Kastamonu, 2’si Bartın ve 6’sı ise Safranbolu’nun da içinde olduğu Karabük’te olacak.
Ormanlarımıza “elveda” diyecek miyiz, bunu yakında göreceğiz.