Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), 81 ilde eş zamanlı olarak yaptığı basın açıklamasıyla, PKK’nın yayınladığı sözde “örgüt fesih” bildirisine ve ardından yapılan açıklamalara tepki gösterdi. Zonguldak’ta açıklamayı dernek binasında gerçekleştiren ADD Şube Başkanı Zeynep Yüksel Ünal, kamuoyuna güçlü bir mesaj verdi. Ünal, “Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklâl Ya Ölüm!” dedi.
Ünal, terör örgütü PKK’nın yayınladığı bildirinin içeriğini değerlendirerek, örgütün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu metinleri olan Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası üzerinden Cumhuriyet’e sistemli bir saldırı yürüttüğünü vurguladı. PKK’nın açıklamalarında geçen “Ortak Vatan”, “Demokratik Ulus”, “Eşit Yurttaşlık”, “gerilla savaşı” gibi ifadeleri “Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan etnik temelli ayrılıkçı söylemler” olarak nitelendiren Ünal, bu söylemlerin devletin egemenliğine ve üniter yapısına yönelik açık bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi.
Ünal açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“PKK, Lozan’ı ve Cumhuriyet’in ilk anayasasını ‘inkâr ve imha’ olarak tanımlarken, terörist başını ‘önder’, katliamları ise ‘özgürlük mücadelesi’ gibi sunmaya çalışıyor. Bu masal değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yürütülen tehlikeli bir kurgu ve uluslararası destekli bir senaryodur.”
Açıklamada, örgütün Türkiye’yi “soykırımcı, asimilasyoncu” bir devlet olarak göstermeye çalışmasının, hem iç hem de dış kamuoyuna dönük algı operasyonu olduğuna dikkat çekildi. Ünal, bu süreçte bazı çevrelerin “barış” söylemleriyle örgütü aklama çabasına girdiğini belirterek, “Cumhuriyetin tapusu Lozan’ı, millet iradesinin ifadesi olan 1924 Anayasası’nı hedef almak; sadece bir anayasal düzeni değil, halkın kaderini tayin hakkını da yok saymaktır. Bu tür girişimler karşısında Atatürkçü Düşünce Derneği olarak dün olduğu gibi bugün de milletimizin yanında, Cumhuriyet’in safında durmaya devam edeceğiz.” dedi.
Ünal, ADD’nin hiçbir yerli ya da yabancı kuruluştan fon almadığını vurgulayarak, kamu yararına çalışan bir dernek olma niteliğiyle milli duruşunu sürdüreceklerini söyledi. Açıklama “Ya İstiklâl Ya Ölüm” vurgusuyla son buldu.