2017 yılında katledilen eski valilerimizden İsmet Metin’den bu yana Zonguldak turizm yatırımı diye bir şey görmedi. Bakacakkadı tesislerini bu ile kazandıran İsmet Metin yerin 400 metre altında hizmet verebilecek bir ocak restoran için de çalışmalar başlatmıştı. Ancak merkezi idareyle ters düştü ve merkeze alındı. Sene 2000 yılını gösteriyordu tarihler, kendisinin ocak restoran ile ilgili görüşlerini açıkladığı zamanlar. Turizmde benim en son duyduğum haber niteliğindeki olay buydu işte.

Evet; Turizm, murizm burada hak getire…

Sahillerimiz var, bu sahillerde plajlarımız var, tesisimiz yok; tesisten geçtik hela bile yok…

Hiçbir işe yaramayan bir limanımız var, gemi filan girmez, Kardemirin kömürünü getiren gemilere peşkeş çekilmiş bir liman hüviyetindedir ve TTK anlaşılmaz nedenlerle bu limanı buraya tahsis etmiştir. Zonguldak’ı ve bu kentin geleceğini hiç düşünmemiş ve halkı kömür tozu yutmaya mahkum etmiştir. Kardemirin Eren limanındaki tesislerinin ne işe yaradığı hiç akla getirilmemiştir. Halk sağlığına aykırı bir biçimde yapılan bu işlem için de hiçbir makam bu kuruma hesap sormamıştır. Hiç bir kişi de çıkıp “ülen TTK senin işin kömür çıkarmak bırak şu limancılık oynamayı” dememiştir.

Bu limanı marinaya dönüştürüp binlerce kişiye ekmek sağlamak da bizi yönetenlerin hiç ama hiç işine gelmemiştir. Bunun da nedeni anlaşılamamıştır. AKP milletvekillerinin ne işe yaradıkları da bu nedenle tartışmaya açık bir konu haline gelmiştir.

Şimdi kent konseyimiz de turizmi kalkındırmak için kendi bünyesinde bir girişim başlattığını duyurmuştur. İyi niyetli bir girişimdir ama lafta kalmaya da mahkûmdur. Çünkü buna kent konseyinin ne zamanı yeter, ne gücü… Zaten bir yaptırım gücü de olmadığında bu girişim tarihin tozlu raflarına kalkacaktır, göreceğiz…

Bu kentte var olan maden sanayi ve madencilik faktörü sadece ve sadece ocağa adam almak gibi çok ilkel bir konu olarak ve dar bir çerçevede yıllardır ele alındığı için, kömürün sağladığı yan sanayi olanaklarından bu kent ve bu il nasibini alamamıştır.

Bırakın kömürün türevlerinden sanayi malları üretmeyi, kömür ile ilgili sektörler bile Zonguldak’ta yoktur. En basiti madenciliği betimleyen hediyelik eşya sektörü bile Zonguldak’ta çok garip ve çok güdük kalmıştır. Bir iki kişinin şahsi çabalarıyla küçük bir alanda kör topal yürümektedir. Turizm bir darbe de böylece canlandırılamayan hediyelik eşya sektöründen yemiştir.

TTK’nin üretim gücü en alt seviyelere indirgenmiştir. TTK’ya 10 bin 20 bin işçi alınsa bile üretilen kömür miktarının artmayacağı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Çünkü kömür çıkartma işlemleri tıkanma noktasındadır. Bu nedenle TKTK sahalarını özel sektöre devretmiştir, yakında kendisi de tümüyle devrolacaktır. Her yıl yapılan ama ilgi odağı olmaktan çoktan beri çıkmış bulunan kömür kongreleri de bunun kanıtıdır. Bundan 30 yıl önce dünyanın her köşesinden yatırımcıların ve konuşmacıların geldiği bu kongreler şimdi yasak savar bir zihniyetle yapılan toplantılar niteliğindedir.

Filyos gibi turizm merkezlerinde yıllardır gereken yatırımlar yapılamamış, mavi bayraklı bir Türkali plajı üvey evlat muamelesi görüp bir kenara atılmıştır.

Konzlu sahilimiz Kozlu Belediye başkanı Ali Bektaş’ın girişimleriyle bir düzene kavuşturulmuş ama hiçbir zaman turizme hizmet veren ir boyut kazanamamıştır. Burada kamping yapmak, çadır kurmak bile “belki içki içilir” zihniyetiyle hep baskı görüp yasaklanmıştır. Kozlu sahili bir karavan turizmine bile kazandırılamamıştır.

Ereğli’den kalkıp Zonguldak-Amasra seferi yapabilecek olan bir feribot yıllardır hizmete sokulamamış, yöre halkının belli bir orandaki turistik potansiyeli ve gezme arzuları dizginlenmiştir.

İstanbul’dan kalkıp Hopa’ya kadar Karadeniz limanlarına uğraya uğraya sefer yapan Karadeniz postası olarak bilinen gemilerin ayağı “Zarar ediyorlar” gerekçesiyle kesilmiştir. TTK’ya zarar milyarlarca lira zarar ettiği halde sübvansiyon uygulayan devlet Zonguldak’ın gemi seferlerine aynı iyi niyeti göstermemiştir.

Yine Zonguldak’tan Ankara’ya yapılan tren seferleri de durmuş ve yıllardır çalışmamaktadır. Bu da olası bir turistik tur potansiyelini ortadan kaldırmıştır. Kent konseyinin öncelikle üstünde durması gereken konu da budur.

Havaalanı için her ne kadar “çalışıyor, iş yapıyor” dense de bunun çok iyi niyetli bir yaklaşım olduğu ortadadır.

Bu konularda özellikle turizm konusunda söylenecek çok şey vardır ama bunları dinleyip dikkate alacak, değerlendirecek makam yoktur.

Bu nedenle Zonguldak’ta turizme “öldi, kömün gitsun” diyebiliriz, fatihasını okuyabiliriz.

Turizm mi? Mevlam Rahmet Eyleye…