Türkiye Kamu Sen Zonguldak İl Temsilcisi Mithat Bülent Bağcı yaptığı açıklamada, “İlkeli, kararlı ve cesur sendikacılığın adresi Türkiye Kamu-Sen olarak tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü en içten dileklerimizle kutluyoruz” dedi.

Bağcı açıklamasında, “Kuruluşumuzdan bugüne kadar, hiç taviz vermeden kamu çalışanlarımızın hak ve menfaatleri için mücadele verdik, var gücümüzle çalışanımızın sesi olmaya devam ediyoruz” diyerek şunları söyledi:

“Devletimizin temelini oluşturan “muasır medeniyet” hedefine yürürken, “Milli hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız bir tek şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak” diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunu taşıyoruz.

Ramazan Bayramı Arefesine denk gelen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün anlam ve önemi bu yıl bir kat daha artmıştır. Geride bıraktığımız iki yılda mücadele ettiğimiz pandemi nedeniyle alanları dolduramadık, 1 Mayıs coşkusunu meydanlara taşıyamadık. Bu yıl da gerek süregelen hastalık riski gerekse Ramazan Bayramı tatili münasebetiyle meydanlarda değiliz. Ancak 1 Mayıslarda alanlarda olmadığımız bu dönemde özellikle kamu çalışanlarımız salgınla savaşın en ön safında yer alarak milletimize varlıklarının ne kadar önemli olduğunu göstermiş ve şükür sebebi olmuşlardır. İşte bu şartlarda çalışanlarımızın hak ettiklerini almaları için verdiğimiz mücadelede sesimizin daha gür çıkmasına vesile olduğu için 1 Mayıs’ı çok önemsiyoruz. 

Çalışanların haklarının ilerletilmesi ancak örgütlü mücadele ile mümkündür. Bu nedenledir ki 1 Mayıs’ın emeğinden başka hiçbir sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve hatta ev hanımlarının bir araya gelerek hakları için seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiği inancındayız.

 Bu noktada küresel salgının da olumsuz etkileriyle bütün dünyada baş gösteren yüksek enflasyon, hayatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Bir tarafta giderek ağırlaşan yaşam şartları diğer tarafta ise güvencesiz çalışma modelleri nedeniyle gelecek kaygısı taşıyan kamu çalışanlarının varlığı bizim açımızdan bu yılki 1 Mayıs’ın en önemli gündem maddesidir. Taleplerimizin başında yer alan güvenceli istihdam modelinin, beyhude bir istek değil bir gereklilik olduğu görülmelidir.  Türkiye Kamu-Sen olarak “Memur Paketi” teklifimiz çalışma hayatının acil sorunlarına çözüm getiriyor. Güvencesiz, kuralsız çalışmanın yaygınlaşmasına neden olan sosyal ve ekonomik politikalar nedeniyle azalan reel ücretlere çare de Memur Paketinde yer alıyor.

İçinde bulunduğumuz durum, yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur. Bizler bu sürecin haklarımızın kısıtlanmasına değil emeğin ve emekçinin değerinin anlaşılarak haklarının teslim edilmesine aracı olmasını istiyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde küresel bir sorun haline gelecek olan enflasyonun kamu görevlilerimiz üzerindeki ağır yükünü hafifletmek için enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, dönem sonlarında ise refah payı verilmesi konusunda ısrarcıyız. 

BU ÇERÇEVEDE:

Öncelikle milletimiz için huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz.Yıllardır eriyen maaşları nedeniyle zor günler yaşayan kamu çalışanlarının zararlarının telafi edilmesi için maaşların reel artışını hedefleyen bir ücret politikası belirlenmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bu nedenle enflasyon farkının maaşlara her ay yansıtılmasını, alım gücünün reel olarak yükselmesi içinde tüm memur ve emeklilere ek zam verilmesini istiyoruz. Bu yolla nimette de külfette de adalet diyoruz. Büyümeden pay istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı talep ediyoruz. Ailesinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde ücret alan kamu çalışanı görmek istiyoruz. Kamuda farklı statüde istihdam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Esnek ve güvencesiz istihdam modellerinin kaldırılmasını, tüm kamu görevlilerinin kadrolu, aile birliğinin teminat altına alındığı güvenceli bir istihdam sisteminde tek çatı altına toplanmasını istiyoruz. 657 sayılı kanunda liyakat ve ehliyet esaslı değişiklikler yapılmalıdır. Her alanda adalet ve liyakatin esas alındığı, hak eden memurun hak ettiği göreve yükselebildiği bir sistem istiyoruz.  Kamu görevlileri ile birlikte tüm çalışanların örgütlenme, toplu sözleşme ve grev haklarını özgürce kullanabildiği bir ülke istiyoruz” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi