Uluslararası Para Fonu(IMF)İcra Direktörü Kristalina Georgieva,  Washington’daki Petersen Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktö rü Kristalina Georgieva,dünyayı yeni bir küresel ekonomik krizin beklediği uyarısı yaparken,finans sektöründeki eşitsizlik ve istik rarsızlığın yayılmasına bağlı olarak yeni bir büyük buhranın kapı da olduğunu vurgulayan Georgieva, son 20 yılda ülkeler arasında ki eşitsizliğin küresel olarak azaldığını,ancak ülkelerdeki iç eşit sizliğin pek çok ekonomik parite üzerinden artmaya devam ettiği ni söylemesi global piyasalarda şok etkisi yarattı.Büyük Britanya’ da en zengin yüzde 10’luk topluluğun,ülkedeki en yoksulların da elinde bulunan toplam servetin yüzde 50’sinden daha fazlasını kontrol etmesini de bu duruma örnek olarak gösteren IMF direktö rü, büyük ölçüde gelir ve servet eşitsizliğinin tarih boyunca rekor seviyelere ulaştığının OECD tarafından da gözlenmekte olduğunu açıklaması da kayda geçti. IMF Başkanı Georgieva, “Bir bakıma endişe verici bu eğilim, bize 20’nci yüzyılın ilk bölümünü (büyük buhran) dönemini hatırlatıyor. Teknoloji ve entegrasyonun birle şik güçleri ilk altın çağına, mutlu yirmili yıllara ve nihayet finan sal felakete neden olmuştu” hatırlatmasını yaptı.ABD’de 19’uncu yüzyılın sonundaki ekonomik ve demografik patlama dönemleri ne Altın Çağ deniyordu. İç savaştan sonra başlayan mutlu yirmili yıllar daha sonra yerini büyük ekonomik buhranlara, ardından da dünya savaşlarına sürükledi.

                               *       *        *

Bu arada Uluslararası Para Fonu (IMF)2020 ve 2021 yıllarına iliş kin küresel büyüme tahminlerini, Hindistan ve diğer geliş mekte olan piyasalarda gözlenen beklentilerin üzerindeki yavaşla madan dolayı düşürdü.Ancak aralarında Türkiye’nin de bulunduğu geliş mekte olan ekonomilerin keskin bir inişin ardından geçmişteki çiz gisine döneceğine işaret eden IMF Reuters’in haberine göre,IMF     20 Ocak’ta yayınladığı ‘Küresel Ekonomik Görünüm’ raporundaki 2020 yılı küresel büyüme tahminini %3.4’ten %3.3’e düşürürken, 2021 yılı için büyüme öngörüsünü de %3.6’dan %3.4’e çektiği iz    lendi.Bu yöndeki alınan bilgilere bakılırsa raporda;Küresel büyü menin gidişatı,beklenenden daha düşük bir performans sergileyen ve gelişmekte olan piyasalar ile gelişmekte olan ekonomiler (Brezil ya, Hindistan, Meksika, Rusya ve Türkiye dahil) için keskin bir düşü şü izleyen tarihsel normlara geri dönüşü yansıtıyor.”değerlendirmesine     yer veriliyor. Rapora göre, gelişmekte olan Avrupa’da büyümenin 2019’daki %1.8 seviyesinden 2020-2021’de %2.5’a yükselmesi bekleniyor. Bu rakam ekim ayında açıklanan beklentiden ise %0.1 puan daha yüksek bir büyümeye işaret ediyor. Söz konusu iyileşme, Orta ve Doğu Avrupa’da devam eden güçlü büyüme,Rusya ekonomi sindeki canlanma ve finansal koşulların daha az kısıtlayıcı olmasıyla birlikte Türkiye ekonomisindeki toparlanmayı yansıtıyor.Hal böyle     iken,Raporda, üretimdeki dengelenme işaretlerinin, para politikaları nın, ABD ve Çin ticari ilişkilerinde gelen olumlu haberlerin ve İngil tere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) anlaşmasız ayrılması ihtimalinin düşmesinin piyasa beklentilerini canlandırdığı belirtilerek, söz konu su gelişmelerin küresel makro ekonomik verileri henüz görünür bi çimde etkilemediği ifade edilirken; Özellikle ABD ve İran arasında yükselen jeopolitik gerilimler, sosyal huzursuzluktaki artış, ABD ve ticaret ortakları arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesi ve diğer ülkeler arasındaki ekonomik gerginliklerin artışı raporda aşağı yönlü riskler olarak sıralanıyor.

                               *       *        *

Söz konusu Raporda, söz konusu risklerin gerçekleşmesi durumunda küresel büyümenin tahmin edilenden daha düşük olacağına vurgu ya   pılırken; çok taraflı iş birliğini güçlendirmenin ve dengeli politikalar izlemenin önemine işaret edilen raporda, özellikle kurallara dayalı ticaret sisteminin korunması, sera gazı salınımlarının azaltılması ve uluslararası vergi mimarisinin güçlendirilmesi gibi alanlarda yakın sınır ötesi iş birlikleri gerektiği de kayda geçiyor. IMF raporunda, ABD için büyüme tahmini 2019'da yüzde 2,3, 2020'de yüzde 2, 2021 'de yüzde 1,7 oldu.Avro Bölgesi’nin büyüme tahmini 2019'da yüzde 1,2, 2020'de yüzde 1,3, 2021’de yüzde 1,4 olan raporda, Almanya' nın 2019'da yüzde 0,5, 2020'de yüzde 1,1, 2021'de yüzde 1,4, İngilte re'nin 2019'da yüzde 1,3, 2020'de yüzde 1,4, 2021'de yüzde 1,5 büyü yeceği tahmin edildi.Raporda, Çin'in 2019'da yüzde 6,1, 2020'de yüz de 6, 2021'de yüzde 5,8 büyüyeceği tahminine de yer veriliyor.

                               *       *        *

Sonuç olarak,geçtiğimiz yıldan yansıyan küresel resesyon(durgunluk)

sebebiyle IMF’nin 2020 yılı ve sonraki yıllar için pek de fazla iyimser     olmadığı izleniyor.Özellikle IMF’nin Dünya ticaret hacminde aşağıya    doğru iniş yönlü güncellemeye gitmesi değerlendirildiğinde bu durum, küresel piyasalarda yüksek seyreden oynaklığı da açıklamakta yeterli olmaktadır.Global piyasalarda kendini gösteren jeopolitik ve jeostrate    jik değişimler de dikkate alındığında,gelişmekte olan ülkelerdeki olası     kur şokları ile sürdürülebilir büyümedeki zorluklar burada açıkça orta    ya çıkmaktadır.Küresel anlamdaki risk algısının biraz olsun yumuşa   maya başladığı bir dönemden geçtiğimiz de düşünülürse; Türkiye açı    sından tek seçenek finansal kırılganlığın aşılmasında odak noktası du   rumuna gelen yüksek katma değerli ileri teknoloji üretme yeteneğinin         en üst düzeye çıkarılması için,öncelikli alt yapı oluşumunun gerçekleş     tirilerek; uluslararası sermayenin Yurt içine transferine yönelik güven    arttırıcı önlemler manzumesinin ciddi şekilde reformlarla eşleştirilerek        olabilecek en kısa sürede sistemi eski fabrika ayarlarına entegre etme   de büyük yararlar bulunmaktadır.Eğer ekonomi çarkının istenen düzey de hızlanıp tekrar iktisadi canlanma dönemine geçilerek refah ülkesine dönüşmek istiyorsak,bu anlamda başka seçeneğimiz de bulunmamakta     dır.