Öyle görünüyor ki ABD’nin Türkiye için yeni uygulamaya koyduğu “CAATSA YAPTIRIMLARI” larının tarihinin aslında tesadüf olmadığı gibi Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik ilk etapta 2,3 milyar Euro harcama ile savunma gücünü güçlendirmeye çabalayan tarihin bir anda çakışması da tesadüf değil. Çünkü bu yöndeki gelişmelere bir göz attığımızda; her fırsatta Doğu Akdeniz krizini uluslararası platforma taşımak için elinden gelen her şeyi yapan Yunanistan, Türkiye karşıtı müttefiki Fransa ile önümüzdeki günlerde savaş uçağı anlaşması imzalaması yanında Yunan Kathimerini gazetesi nin haberinde, Fransa ve Yunanistan arasındaki anlaşmanın 2,32 milyar euroyu bulduğunu açıklarken, ilk partide kullanılmış altı Rafale savaş uçağının imzalar atıldıktan sonraki altı ayda, Haziran 2021'de teslim edileceğini belirten gazete, ödemelerin ise üç taksitte yapılacağını aktarma    sı yanında ikinci partide teslim edilecek altı savaş uçağının ise yeni üretim olarak Yunanistan'a Ağustos 2022'de ulaşacak. Son teslimat kullanılmış altı savaş uçağının teslim tarihi ise Şubat-Mart 2023 olarak açıklanıyor. Yunan hava kuvvetlerindeki pilotların eğitileceğini de kaydeden gazete, ilk pilotun gelecek Ocak ayında eğitim için Fransa'ya gideceğini bildiriyor.

                                         *       *        *

Diğer taraftan Kathimerini Gazetesi Türkiye'ye karşı satın alınan söz konusu Rafale jetlerinin muharebeye hazır olacağı tarihlerini de sıralarken, 2021'in sonu, 2022'nin sonu ve 2023' ün yaz mevsimi olarak açıklamada bulunuyor. habere göre, Fransız üretimi Rafale jetlerine yüklenen Meteor güdümlü füze lerinin ise 400 milyon euro tutacak. Ayrıca Yunan ordusunun elindeki SCALP, Exocet ve MICA füzeleri de yine Rafale'lerde kullanılabilecek. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin doğrudan önünü kesmek isteyen Yunanistan, ayrıca donanma için de atılımlara girişiyor. Fransızlar Yunan donanmasına Belh@rra fırkateyn leri satmak isterken, ABD, İngiliz ve Hollanda'da da yine Atina ile temas halinde. Kathimerini, Yunanistan'ın ABD'den Arleigh Burke destroyeri talep ettiğini de haberine ekliyor. Bu arada da Yunanistan F-16 filosunu önümüzdeki yıllarda elden geçirerek güncellemeyi planlarken, ayrıca ordu bünyesine 15 bin taze güç ek asker katmaya da hazırlanıyor.Hal böyle iken,geçtiğimiz hafta toplanan AB zirvesinden beklediğini alamayarak eli boş dönen Atina yönetiminin ise içinde bulunduğu ekonomik dar boğaza rağmen yeni açıkladığı son 10 yılın en yüksek savunma bütçesine göre silahlanma seviyesini tam beş kat arttırdığına da yer veriliyor.Yunanistan, bu kapsamda gelecek yıl için 5,49 mil yar euroluk bir savunma bütçesi ayırdı. Bunun 2,5 milyar Euro su da doğrudan silahlanmaya harcanacak.Bu kadarla da iktifa et meyen Yunanistan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Girit ziyaretinden günler sonra Atina yönetimi bir adım daha atarak Doğu Akdeniz ve Ege'de Türkiye'nin önüne geçmek için ABD' den 24 adet F-35 savaş uçağı talebinde bulunduğu da bildiriliyor.

                                         *       *        *

Sonuç olarak, Yunanistan içinde bulunduğu coğrafyada sürekli olarak izlediği kaypak ve güvenilmez politikalarla görünür o ki  rüzgar ekip fırtına biçme peşinde. Ancak korkunun da ölüme faydası yok. Mamafih ABD’nin de aklı sıra CAATSA YAPTIRIM larını gerekçelendirerek NATO İTTİFAKI üyesi bir Ülkeyi cezalan    dırmak üzere güya CAATSA yaptırımlarının uzlaşma ortamına zemin hazırlayacağı savı gibi saçma bir maniplasyon yapması akıl alır bir şey değildir. Mamafih öteden beri darbımesel olan bir söze göre;”Tarih bir tekerrürden ibarettir eğer bir ibret alınsaydı tekerrür eder miydi” deyiminin geldiği noktada; !974 Kıbrıs çıkarması son rasında ABD’nin Türkiye için uygulamaya koyduğu silah ambargo su neticesi Savunma Sanayiimiz önemli bir aşama kaydetmişti.   Bütün gelişen bu olaylar sonrasında ise yapmamız gerekenler belli;      Savunma Sanayi kapsamında yürütülen tüm AR-GE çalışmalarını    hızla yoğunlaştırmak suretiyle özellikle ihracata yönelik yüksek kat ma değerli ileri teknoloji üretme ve marka yaratma konusundaki tüm potansiyelimizi seferber ederek; Tübitak+Sanayi+Üniversite  işbirliğinin somut hale getirilmek suretiyle olabilecek kazanımla rımızı yüksek teknoloji ile hızla eşleştirmek büyük önem taşımak tadır. Çünkü Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik-jeostratejik coğrafyadaki bölge barışının sağlanabilmesi adına Ülkemizin konu munun beka sorununa her zaman açık olması nedeniyle Türkiye’  nin içinde bulunduğumuz dönemde her zamankinden çok daha güç lü ve savaş kabiliyetinin çok yüksek olmasını gerektirmektedir.