Son alınan bilgilere göre Türkiye, yurtdışına para çıkarılan ülke sıralamasında dünyada ilk sıraya yükselirken;WealthFund araştırmasına göre 2016 yılından 2019’a kadar Türkiye ‘den 1 milyon dolar ve üzeri meblağda 17.100 hesap yurt dışına çıkarılmış. Dünyada nüfusuna göre en fazla yurtdışına servet kaçırılan ülke Türkiye görünüyor.Bu kapsamda Meclis’ te bütçe görüşmelerinde söz alan CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, adalet ve ekonomide güven sorunu olduğunu belirtir ken, yabancı yatırımcının güven duymadığını söyleyen Kuşoğlu’ nun, “yurtdışına çıkarılan para konusunda şu bilgi leri verdiği görüldü: “WealthFund araştırmasına göre 2016 yılından 2019’a kadar Türkiye’den 1 milyon dolar ve üzeri meblağda 17.100 hesap yurtdışına çıkarılmış.Dünyada nüfusuna göre en fazla yurtdışına servet kaçırılan ülkeşu anda Türkiye, 10 yıl önce, Ortadoğu ülkeleri arasında en iyi servete sahip millî geliri en önde olan ülkeyken, şimdi 4’üncü sıraya düşmüş.” Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek’in yurt dışında Türk vatandaşlarına ait 130 milyar doları bulunduğu açıklamasını hatırlatan Kuşoğlu, “Bugün Türklerin yurtdışın da en az 200 milyar dolar serveti var” şeklindeki açıklamalarının da bu arada kayda geçtiği de iz lendi.

                                     *       *        *

Diğer taraftan döviz kurundaki hareketliliğe bakıldığında; ekonomi yönetimindeki değişime rağmen dolar almaya devam ediyor. Türkiye’de döviz mevduatları geçen hafta 3.4 milyar dolar artış kaydetti. Artışın 2.4 milyar dolarlık kısmı gerçek kişilerden kaynaklandı. BDDK’nın günlük verilerine göre bankalardaki toplam döviz mevduatı 255 milyar dolara yükseldi. Veriler, normalleşme adımlarının başladığı dönem de de vatandaşın döviz mevduatında artış olduğunu ortaya koydu. Ekim sonundan 4 Aralık’a kadar geçen süreçte toplam döviz mevduatları 10 milyar doların üzerinde yükseliş kaydederken. bu artışın neredeyse tamamının gerçek kişilerin döviz talebinden oluştuğu da açıklananlar arasında.Öte yan dan da mevcut döviz kurundaki hareket lilik incelendiğinde; dolarizasyon ihtimalinin giderek güçlendiği; TCMB verilerine göre de 30 Ekim ile biten haftada bireylerin yabancı para cinsinden mevduat ve fonlarının 137.9 milyar dolar ile yeni tarihi zirveye yükseldiği görülüyor. Yine TCMB verilerine göre 2019 sonunda 193 milyar dolar tutarındaki lokal yabancı para mevduatı da yılın ilk 10 ayında 27.4 milyar dolar arttı.

                                  *       *        *

Hal böyle iken, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Bain&Company iş birliği ile hazırlanan "Yurt Dışı Yatırım Endeksi 2019" raporuna göre;Bir önceki yıl olduğu gibi yüksek gelirli ülkeler kategorisinde, Türk iş dünyası için yurt dışındaki yatırım larda en cazip ülke İngiltere olurken, orta gelirli ülkeler arasında Rusya, düşük gelirli ülkeler kategori sinde ise Azerbaycan ilk sırayı aldı.Yurt Dışı Yatırım Endeksi 2019", yatırım coğrafyalarının risk ve potansiyelini, Türk yatırımcılar için sektörlerden bağımsız genel bir değerlendir me ile mercek altına aldı.Endeks raporundan öne çıkan bulgu larda, özellikle son yıllarda yavaş lama eğilimine giren küresel yatırım akışları göze çarparken, Türkiye’nin yurt dışı yatırımları yıllık para akımının ise yakın dönemde azalma eğiliminde olduğu belirtili yor.

  *       *        *

Sonuç olarak,Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’ nün (UNCTAD) hazırladığı 2020 yılı “Dünya Yatırım Raporu’ na göre Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye yatırımı 2019'da yüzde 35 azalarak 8.4 milyar dolara indi.UNCTAD'ın raporu na göre Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımı stoku 2019 sonunda 164.9 milyar dolara ulaştı. Çıkış stoku ise 47.7 milyar dolar oldu.2020 yılında global ekonominin 2019 yılı öncesindeki performansına dönmese de sınırlı bir toparlanma kaydedeceği, bu eğilimin sonraki yıllarda da süreceği öngörülmektedir.Özellikle Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını karşılamada her zamankinden daha fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımına ihtiyaç duyduğu kritik bir konjonktürel dönemden geçtiğimiz şu sıralarda; Ülkemize yabancı sermaye girişinin rahatlıkla ve yüksek seviyede yapılabilmesi için sorun olarak gözüken birincil önceliğin hukuk reformundan başlanarak, marka yaratma ile eşleşen çok yüksek katma değerli ihracata yönelik ileri teknoloji üretme kapasitesi yaratmak yanında; tamamen liyakata dayalı sistem oluşturulmak üzere eğitim düzeyi ve becerisi görece yüksek kaliteli insan kaynağına erişilmesi, Dünya pazarlarında rekabet edebilmek açısından tarım, hayvancılık ve sanayi sektörlerindeki girdi maliyetlerinin olabilecek en minimal seviyeye indirilmesi, iç kontrol ve denetim sisteminin tam anlamıyla şeffaflık ölçütlerine uyacak şekilde yeniden dizayn edilmesi, kurumsallaşmanın en iyi nokta ya getirilmesi, tam kapsamlı vergi reformu,risk yönetimi gibi daha da çoğaltılabilecek tedbir ve önlemler dizininin acilen uygulamaya konulması büyük önem taşıyor.