Merkez Bankası’nın en son gerçekleştirdiği faiz indirimi ile bilindiği gibi politika faizi %14’ten %13’e düşürül müştü. Mamafih bu kapsamda dış dünyadaki gelişmele re bir göz attığımızda ise durum tamamen farklı; artış trendine giren enflasyonu enflasyonu dizginleyebilmek adına Amerikan Merkez Bankası (FED) başta olmak üze re diğer bankalar faiz artırımına gitti. FED en son eylül ayının üçüncü haftasında aldığı bir kararla politika faizi ni 75 baz puan daha arttırarak 3.00-3.25 bandına kadar yükseltti. FED son olarak bir önceki temmuz ayında da politika faizini 75 baz puan artırmıştı. Böylece son 5 toplantıda toplamda 300 baz puanlık artırım kararı almış oldu.Türkiye’deki finansal açıdan bu yönde gerçekleşen gelişmeler baktığımızda; ise Finansal Hizmetler Güven Endeksi Eylül’de 166,8’ e geriledi. Ağustos ayında 168,3 olarak açıklanmıştı.

* * *

Konuyla ilgili TCMB tarafından yapılan açıklamada; “2022 yılı Eylül ayında FHGE, bir önceki aya göre 1,5 puan düşüş kaydederek 166,8 seviyesinde gerçekleş miştir. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki hizmet lere olan talep beklentisinin FHGE’yi artış yönünde etkilediği, son üç aydaki iş durumu ve hizmetlere olan talebin ise FHGE’yi azalış yönünde etkilediği görül mektedir.”deniliyor.TCMB’nın bu yaptığı son açıkla malara karşın sanayici kesimin zor zamanlarda sığındı ğı kredi imkanlarının durumuna bakıldığında; inans Piyasalarda Banka Kredileri durma noktasına geldi. Merkez Bankasının kredilerde karşılıklar düzenlemesi ile birlikte KOBİ dışı ağırlıklı Sanayici firmalara kredi ler nerede ise durdu. Karşılıklar nedeni ile bankalar kendi reflekslerini oluşturdu. “İhracat Taahhüdü” vermeyen firmalara kredi yok gibi. Üstelik bunu bir, üç aylık vadedeki krediler için de talep ediyorlar.

* * *

Bu durum bir yıl sürse aynı krediyi çeviren firma dört ile on iki kat ihracat taahhüt altına girmiş olacak. Her firmanın ihracatı yok ki, iç piyasaya çalışan firma ne yapacak bu durumda. Kısaca; Bankalar her zamanki gibi kendi çözümlerini ürettiler. Her kredide %1,10 peşin/flat komisyon almadan kredi kullanımı yapıl mıyor. Bu da yetmiyor %2’lere kadar “Paket” satalım, sigorta satalım uygulaması nerede ise standart hale geldi. Şikayetler artınca TCMB Bankalardan Kredi raporu yanında ‘Ücret ve Komisyon Raporu’ da iste meye başladı ama bankalar kredi nedeni ile yaptıkları “PAKET” adı altında kesintileri raporlama dışında tutu yor; aynı şekilde krediye bağlı firma ortaklarına yaptık ları Sigortayı da maliyetler içinde Raporlama yapmı yorlar. TCMB ve BDDK’da her şey normal sanıyor.

* * *

Sonuç olarak, BDDK murakıpları bu durumu rapor lamalı; BDDK da şikayete konu olmadan toplu iade ettirmeliler. Üstelik bu tip uygulama önceden ağırlıklı özel bankalarda olurdu artık Kamu ve Katılım Banka larındada olmaya başladı. TOBB Başkanı Hisarcıklı oğlu aracılığı ile dillendirdikleri “kredilere firmalar ulaşamıyor” çıkışı doğru ve haklı bir çıkıştı ama aynı TOBB başkanı daha bir hafta geçmeden “kredi kanal ları açıldı” dedi. Oysa değişen hiçbir şey yok. Sorun gerçekte var olan şartlar kapsamında ortak olduğu için İSO, TÜSİAD ve MÜSİAD’ın da benzer söylemler yaptığı da biliniyor.Çok tabiidir ki bu arada da finansal giderlerde hissedilir bir şeklide artışlar kaydedildi. 2022 yılında firmaların Finansal Giderleri 2021’e göre en az iki kat artarken,bir kısım firmalarda bu artışlar da ha yüksek gerçekleşti. Bankalar teminat Mektubu ve Akreditif komisyonlarını nerede ise iki kat artırmış durumda. Üstelik çoğu banka 1 yıl vadeli Akreditif açamıyor şu an. Bankalarda 6 ayı geçen ( ki bu vade bile sınırlı hacimde ) nakdi kredi fiyatlama yapılmadığı için aylık kredi kullandığında aynı krediyi birden fazla çevirmek istediğinde bile her ay aynı kredi için sadece vade uzatımını sağlamaya firmalar ek komisyon öde mek zorunda kalıyorlar. Burada kazanan sadece banka lar oluyor.Özetle bankalar nezdinde kredi talep eden sanayiciler yönünden oldukça yüksek durumdaki finan sal giderlerin yeniden BDDK tarafından gözden geçiri lerek makul bir seviyeye çekilmesi gerekiyor.Çünkü ak si halde kredi temininde finansal giderleri aşırı artma sından doğan olumsuzlukların tüm sanayi sektörlerinin sıkıntıya girmesine yol açması ise kaçınılmaz olacak.