Öteden beri bilindiği gibi ABD Başkanlığına geldikten sonra Trump'ın başlattığı ticaret savaşı, ülkesinin Çin'le olan ticaret açığını düşürmek yerine artmasına neden olurken,Amerika Birleşik Devletleri’nin, Çin’den yaptığı milyarlarca dolarlık ithalata koyduğu ek vergilerin, küresel ekonomi üzerindeki olası etkisi bu arada büyük bir tartışmanın fitilini de ateşledi.ABD Başkanı olduğu dönemde Donald Trump’ın koyduğu vergiler, Çin’den satın alınan çamaşır makinesinden, uçak lastiğine kadar 800’den fazla ürünü de kapsıyordu.Günümüzde ticaret savaşı,bir ülkenin diğer bir ülkeden satın aldığı ürünlere, sınırlamalar ve ek vergi getirmesi, ilgili ülkenin de buna misilleme yapması şeklinde yorumlanıyor.Ülkelerin, bu şekilde bir ticaret savaşına girmesinin, diğer ülke ekonomilerine de etkisi olurken, ikili ve bölgesel gerginliklerin de artmasına yol açıyor. Bu defa da iklim değişikliğini “varoluşsal bir tehdit” olarak niteleyen ABD Başkanı Joe Biden, karbon salınımını azaltmak için başkanlık seçimleri öncesinde daha fazlasını yapmaya söz vermişti.Ancak Çin uzmanları, bunun ABD’nin Çin rejimiyle daha fazla samimi olmasına yol açabileceğinden endişe ediyor.Uzmanlar, ABD’nin iklim değişikliği konusunda Çin’le işbirliği yapmasını; insan hakları, ticaret ve ulusal güvenlik gibi diğer kilit alanlarda ABD’nin Pekin yönetimine boyun eğmesine neden olabileceğini belirtiyor.

     *         *          *

Bu akapsamda Biden kabinesi, Trump yönetiminin Çin’e karşı sert duruşunu sürdüreceklerini açıkça belirtmiş olsa da, analistler ABD ve Çin ilişkilerinin “iş birliğine dayalı” yönlerine de dikkat çekerlerken;The Epoch Times’ta yer alan bir habere göre, Joe Biden seçim kampanyasında,iklim değişikliği ve nükleer silahlanmanın önlenmesi gibi konularda Çin rejimiyle iş birliği yapacağını söylemişti. Biden, “Halk sağlığı ve iklim değişikliği de dahil, bizim çıkarımıza olduğunda Çin’le iş birliği yapabilmek için çalışacağız” demişti. Eski ABD Başkanı Donald Trump’la olan başkanlık münazarasında da Biden, “Paris İklim Anlaşmasına tekrar katılarak Çin’in ona uymasını sağlayacağım” açıklamasında bulunduğu görüldü. Bunun üzerine Komünist Çin rejimi, iki tarafın işbirliği yapabilmesi için kendi şartlarının kabul etmesi gerektiğini bildirmişti. İklim değişikliği konusunda Biden yönetimiyle iş birliği hakkında 28 Ocak’ta açıklama yapan Çin Dışişleri Sözcüsü Zhao Lijian, “Çin, iklim değişikliği konusunda Amerika Birleşik Devletleri ve uluslararası camiayla iş birliği yapmaya hazır” demişti. Zhao, açıklamasında söz konusu Çin-ABD iş birliğinin birbütün olarak ikili ilişkilerle yakından bağlantılıolduğunu vurgulayarak, “Hiç kimse, Çin’in iç işlerine pervasızca karışarak ve çıkarlarını baltalayarak, Çin’in onları anlamasını ve desteklemesini hayal etmemeli” karşılığını vermişti.

       *         *          *

Sonuç olarak, ABD’nin geçmişten bu yana iklimle ilgili takındı ğı tavırlara bakıldığında ise; Paris İklim anlaşmasından imzasını çekerken gerekçe ileri süren  Trump, anlaşmanın ABD'nin 'dezavantajına olduğunu, diğer ülkelere ABD'ye karşı ekonomik avantaj sağladığını,ABD'nin yeni 'daha adil bir anlaşma arayışında olacağını' ifade eden ABD Başkanı Trump 17 Haziran 1977 tarihinde yaptığı açıklama ile ”Bugünden itibaren anlaşmaya uymaya son veriyoruz" vaki beyanı ile anlaşmadan çekilmişti. Çok tabii olarak ABD açısından küresel iklim değişikliğine karşı bu hareketi ne bir ilk ne de bir son’du. Daha önce de 1997 yılında kabul edilen Kyoto Protokolü,2005 yılında yürürlüğe girerken;Türkiye ise, 30 Mayıs 2008 tarihinde Kyoto Protokolüne taraf olmuştur.Kyoto Protokolünün amacı dünya genelinde yaşanan doğal afetlerin önüne geçmek ve iklim krizini ortadan kaldırmaktır. Bu protokol ile birlikte Yemen ve Afganistan'da görülen kuraklık ile mücadele etmek için somut adımlar atılmış olmakla birlikte ABD’deki Kimya Sektöründe var olan yoğun kimyasal salınım sebebiyle ABD Kyoto anlaşmasına da imza koymamıştı. Bu anlamda Kyoto Anlaşmasına imza koyan Avrupa ülkeleri İtalya - İspanya - Fransa - Norveç - Finlandiya - Belçika - Hollanda- Malta - Hırvatistan - Macaristan - Almanya - Letonya - Litvanya - Rusya - Ukrayna - Bulgaristan – Yunanistan olurken, Kyoto Protokolünü İmzalayan Asya Ülkeleri ise - Türkiye - İran - Japonya - Vietnam - Irak - Gürcistan - Moğolistan – Nepal gibi ülkeler olmuştu.