Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun yaptığı açıklamada, “Diyanet-Sen Zonguldak Şube Başkanı Halil İbrahim Kulaç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının düzenlemiş olduğu Şeb-i arus törenleri üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı bilinçaltında yaşattığı kin ve öfkesini büyük bir maharetle sıralamış” dedi.

Uzun açıklamasında, “Neresinden bakılırsa bakılsın, siyasi iktidara payanda olmuş, teslimiyetçi, ilkesiz sendikacılığı marifet sayanlardan aslında çok da fazla bir şey beklemek yanlış olurdu” diyerek şunları söyledi:

“Bağlı bulundukları Diyanet Başkanlığı başta olmak üzere bugüne kadar; işsizliğin, yoksulluğun, israfın, açlığın, yolsuzluğun sebepleri sonuçları üzerine kelam etmeyenlerin, kimin yanında oldukları, durdukları çok açık değil mi?

Aslında siyasi iktidarın bunca soruna rağmen gündemi değiştirerek, algı operasyonlarına gittiği bir yerde, buna katkı sunmak bu tür sendikaların yaşadığı ciddi bir kimlik sorunudur.

Adı geçen Şeb-i arus töreninde kadın-erkek semazenlerin birlikte yer alması Türkiye’de yeni bir şey değil.

İnsan sormadan edemiyor.2018 yılında AKP’li Beyoğlu Belediyesinin tertiplediği ve kadın semazenlerinin de yer aldığı gösteride aklınız neredeydi? Niçin “skandal görüntüler” diyerek o zaman tepki vermediniz?

Yaklaşık 30-40 yıldır kadın semazenlerin de yer aldığı grupları yasaklayın bu iş bitsin.

Şeb-i arus töreninde ezanın olmadığı dolayısıyla Türkçe ezanında okunmasının söz konusu olmadığı, bunun Itri’nin “Sabah Tekbiri” olduğu ve onun seslendirildiği Sayın İmamoğlu tarafından bizzat ifade edildi ve videoyu tekrar izleyenler tarafından da bu doğrulandı. Dikkatle incelemeden, önyargılarınızla Ezan Türkçe okundu diyerek, o karanlık günlere dönülmesine bu millet müsaade etmeyecektir, şeklindeki bilinçli kışkırtmalarınızla asıl bu millete siz zarar veriyorsunuz farkında mısınız?

Kuran’ın törende Arapça okunmasının gerektiğini bizzat ifade eden İmamoğlu, süreci anlamaya çalışıyoruz, eksikliklere bakıyoruz dedikten sonra, dilimizi yok sayarak, Türkçemizi düşmanlaştırma çabalarıyla tanımlama yapmanın da büyük bir yanılgı olduğunun altını çizmek istiyorum şeklindeki sözlerini görmezden gelmekte ne kadar ön yargılı olduğunuzun da bir göstergesidir.

Diyanet-Sen’in başkan ve yöneticilerinin kendilerinin ifadesiyle yılan hikayesine dönen 3600 ek göstergeye, sözleşmeli kardeşlerinizin kadroya geçirilmesi çabalarına, emeklilikte eş yardımının kesilmemesi gayretlerine daha fazla ağırlık vermelerini diliyorum.

Pandemi salgının da bunalan, yoksullaşan, işsiz kalan, işyerini kapatmak zorunda kalan küçük esnafa dualarınızın dışında çözüm üretebilme mekanizmalarının içerisinde yer almalarını diliyorum.

Milletimizin bir birine en fazla desteği olan bu kritik süreçte ezan, kuran,din üzerinden ayrıştırma,kutuplaştırma çabaları yerine birlikteliği tesis edecek akıl ve temiz bir lisan diliyorum.

Açlığa,işsizliğe,israfa,yoksulluğa,yolsuzluğa, kibire, adaletsizliğe karşı net bir tavır almalarını, ömrü billah “müminin görevi varlıkta şımarmamak,yoklukla sabretmektir” şiarından vazgeçmelerini diliyorum. Son olarak Cumhuriyet Halk Partisini; millete saygısızlıkla birlikte haddini de bilmemezlikle suçlayan H.İbrahim Kulaç’ın asıl kendisinin haddini bilmesini ve siyasi iktidara yaranmak adına milletimizi ayrıştırıcı ezan, kuran,din söylemlerini siyasi bir dil ile Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı kullanmasından ve kullanılmasından vazgeçmesini öneriyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi