İyi Parti Zonguldak İl Başkanı Yavuz Erkmen, Zonguldak Havaalanı, ÇATES ve pirim borcu olanların sağlık hizmetleri konusunda önemli açıklamalar yaptı.

Zonguldak Havaalanının şehre gelecek olan yatırımlar ve ekonominin canlanması anlamında çok önemli olduğunu belirten Erkmen, “Bölgeye gelip yatırım yapacak olan insanların aradığı bazı unsurlar oluyor. Demiryolu, limanlar, havayolları, karayollarının iyi olması ve altyapının iyileştirilmesi gibi birtakım unsurlara bakarak değerlendirme yapıyorlar. Bu nedenle havaalanının olması buraya gelip yatırım yapanlar açısından çok cazip bir fırsat yaratıyor” dedi.

Zonguldak Havaalanı havzaya hitap ettiğinden havza içerisindeki Bartın ve Karabük’ün Zonguldak’ın yanında olması gerektiğini ifade eden İyi Parti Zonguldak İl Başkanı Yavuz Erkmen, konu hakkında yaptığı açıklamaya şöyle devam etti:

HAVAALANI ZONGULDAK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

“Zonguldak Havaalanı konusunda geçmişten beri benim Zonguldak’ta yatırımların önünün açılması ve ekonominin canlanması anlamında önemli temel taşlardan biri olduğunu gördüğümü her zaman ifade ettim. Bugünde bu görüşü muhafaza etmekteyim. Çünkü biz bugüne kadar madencilik ve kömür anlamında büyümeyi gerçekleştirdik. Bu Zonguldak’ın olmazsa olmazıdır ve buna hiç birimizin itirazı yok. Ama bir taraftan bu sektörün güçlü olması, bünyesinde daha çok çalışanı istihdam etmesi gerekirken bir taraftan da bizim yeni birtakım sahaları, sektörleri devreye sokmamız gerekiyor. Filyos bölgesi bu anlamda yatırımcı için cazip bir bölge. Bu bölgeye gelip yatırım yapacak olan insanlarında aradığı bazı unsurlar oluyor. Demiryolu, limanlar, havayolları, karayollarının iyi olması ve altyapının iyileştirilmesi gibi birtakım unsurlara bakarak değerlendirme yapıyorlar. Bu nedenle havaalanının olması buraya gelip yatırım yapanlar açısından çok cazip bir fırsat yaratıyor. Ayrıca Zonguldak insanının ulaşımı anlamında da yine önemli kaynaklardan biri havaalanıdır.

ZONGULDAK HAVAALANI ATIL VAZİYETTE BIRAKILMIŞTI

Ben Zonguldak’ta göreve başladığımda orası atıl vaziyette olan bir havaalanıydı. Üzeri otlarla kaplıydı, inşaatlar yarım bırakılmıştı. Biz ifade ettiğim görüşleri savunarak orayı hayata geçirmek istedik ve İl Özel İdarenin öncülüğünde bir şirket kurduk. Bu şirkete Zonguldak’taki işadamı arkadaşlarımızda ortak oldular ve bu şirketle Devlet Havalimanı ihalesine girip o tarihte Türkiye’de ilk defa Devlet Havalimanları dışında havaalanı işletmeciliğine sahip olan bir şirket konumuna geldik. Akabinde pistin elden geçirilmesi, yarım kalan inşaatların yapılması, otla kaplı olan alanların temizlenmesi, teknik cihazların tamamlanması gibi birtakım unsurlar yerine getirildi ve bu havaalanı açıldı. O günden bu güne kadarda Almanya’dan seferler yapılıyor zaman zamanda gerek özel sektör gerekse Türk Havayolları olarak buraya yurtiçi seferler yapıyor. Bizim amacımız yurtdışına yapılan seferlerin düzenli olarak her mevsim yapılabilmesi yurtiçinde ki seferlerinde 12 ay boyunca devam etmesidir. Bu şekilde de Zonguldak insanının ve yatırımcının lehine olacak şekilde süreklilik arz etmesidir.

BARTIN VE KARABÜK’ÜN ZONGULDAK’IN YANINDA OLMASI LAZIM

Bugün geldiğimiz noktada biz hep şunu savunduk; Eğer yurtdışından buraya gelip 175 kişilik uçaklar rahatlıkla iniş-kalkış yapabiliyorsa Türk Havayollarının elindeki uçaklarda buraya iniş-kalkış yapar dedik. Bunun bu güne kadar geciktirilmesi bence maalesef tercih meselesiydi ve bu tercihin şuanda olumlu olarak uçuşların başlaması yönünde kullanılmasını da doğru bir karar olarak görüyorum. Şu saatten sonrada yapılacak en doğru iş havaalanının hem pistinin uzatılması hem de teknik cihazların daha donanımlı hale getirilmek suretiyle daha güvenli ve 12 ay boyunca iniş-kalkış yapabilecek bir ortama kavuşturulmasıdır. Bu anlamda ben pistin uzatılmasını ve buraya yatırım yapılmasını uygun buluyorum. Arkadaşlar yeni havaalanı diyor ama yeni havaalanı hem maliyetli hem de buradaki devlet kaynaklarının bir taraftan da israf edilmesidir. Türkiye gibi şuanda insanların ekonomik kriz içerisinde olduğu bir ortamda böyle bir lüksünün olmadığına inanıyorum. Pistin uzatılması konusunda devletin verdiği katkı yanında eğer Özel İdarelerde katkıda bulunacaksa burada Zonguldak Özel İdaresinin tek başına bırakılmaması ve bu anlamda yükü de hafifletme anlamında Bartın ile Karabük Özel İdarelerinin de devrede olup bu yükün bir kısmını almaları en uygun yol olur. Çünkü devletin sağlayacağı kaynak ile Özel İdarelerin sağlayacağı kaynak ile bu iş daha süratli olur. Buranın nimetlerinden yararlanmak, gelip havaalanını kullanmak güzel bir şey ama burası bir havzaya hitap ettiği için havza içerisindeki Bartın ve Karabük illerinin Zonguldak’ın yanında olması lazım.”

ZONGULDAK EKONOMİK ANLAMDA SIKINTI İÇERİSİNDE

Zonguldak’ın ekonomik anlamda sıkıntı içerisinde olduğunu belirten Erkmen: “Görüldüğü gibi esnaf kan ağlıyor. Kimse doğru düzgün primlerini ödeyemiyor. Niye ödeyemiyor? Çünkü iş yapamıyor. Bu sadece Zonguldak’ta değil Türkiye’nin her tarafında bu şekilde. İnsanımız şuanda düşmüş olduğu ekonomik sıkıntı içerisinden kurtulmaya çabalarken, yaşam savaşı verirken bu tip konuların kamuoyu gündemini meşgul etmesinin çok doğru olduğunu görmediğimi ifade etmek isterim. Bizim için esas olan Zonguldak’ta iş sahalarının açılması, mevcutların korunması, işçi çıkartılmadan insanların ekmek parası kazanmasıdır. Şuanda Çatalağzı’nda termik santral yılbaşından beri kapalı ve bu haklı bir nedene dayanıyor. Kimse ortalığa zehir salarak insan sağlığıyla oynayamaz. Bu anlamda bunun düzeltilmesi lazım. Ama kapatılması da bir taraftan Zonguldak ekonomisine darbe vurdu. Çünkü çıkan kömürün orada değerlendirilmesi söz konusuydu şuanda Zonguldak’ın temel sektörü olan madencilik büyük bir darbe yedi! Buradaki çözümü şirketlerin inisiyatifine bırakmamak lazım. Sen buraya ne zaman filtre takarsan ben arkasından açacağım demekle bu iş olmuyor. O zaman adamın gücü yoksa gerekli çalışmayı yapmıyorsa burası sürekli kapalı mı kalacak? O nedenle bu konunun biran önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. Biz şunu savunuyoruz; Bu şirket elektrik üretip devlete satıyor sattığına göre de bunun karşılığında devletten alacağı var. Şirket gerekeni yapmıyorsa devlet gerekeni yapsın ne kadar masraf varsa şirketin alacağından kessin. Bu iş bu kadar uzamasın! Orası biran önce faaliyete geçsin hem insanımız sağlık anlamında zehir solumasın hem de ekonomik anlamda orası değerlenmiş olsun. Devletin buraya filtre takacak gücü yok mu? Var. Bunu bu kadar uzatmanın ve şehri de ekonomik anlamda sıkıntıya sokmanın hiçbir anlamı yok!” dedi.

BİR SURİYELİNİN TÜRKİYE’YE AYLIK MALİYETİ 300 DOLAR!

Pirim borcu olanların sağlık hizmetlerinden yararlanamama konusuna da değinen Erkmen; “Uzun süredir dile getirdiğimiz ve olumlu olan bir konuya da buradan teşekkür etmek istiyorum. 31 Aralık tarihi itibariyle sigorta pirim borcu olanların hastanelerde muayene olma konusu önceki günkü genelge ile çözüldü. Sigorta pirim borcu olanlar hastanelerde muayene olamıyorlardı. Sağlık giderlerini devlet karşılamıyordu bu çözüldü. Her şeyden önce devletin vatandaşa bakışı açısından çok önemli bir konuydu. Şuanda bir Suriyelinin Türkiye’ye aylık maliyeti 300 dolar. Bunun şuan ki Türk Parası karşılığı bin 800 lira. Yani hepimizin bütçesinden kişi başı bin 800 lira alınıp Suriyelilere harcanıyor demektir. Artı bu Suriyeliler hastaneye gittiği zaman hiçbir ücret edemeden, sıra beklemeden muayenesini oluyor, ilacını alıyor bizim vatandaşımıza geldiği zaman “arkadaş ben seni muayene etmiyorum sen git borcunu öde ben sana ondan sonra bakacağım” demek kadar yanlış bir olay yoktur. Bu anlamdaki çifte standardın giderilmesi bizim insanımız, bizim esnafımız açısından çok önemliydi. Bu nedenle konunun düzeltilmesini destekliyoruz” diye konuştu. (Seçkin  KIRARSLAN)

Editör: Haber Merkezi