Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, makamında düzenlediği basın toplantısında şehir için önemli açıklamalar yaptı.

Bizler yaşayarak öğrenmeyi seven bir toplumuz diyen Alan, “Biz de diyoruz ki bunu yaşamadan öğrenelim. Acı ve sıkıntıları çekmeden öğrenelim. Bunu da bıkmadan usanmadan anlatacağız. Zonguldak’ta her şeyden önce zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor. Böyle gelmiş böyle gider zihniyetini Zonguldak’tan söküp atmadığımız sürece biz şehrimizi hak ettiği yerlere getiremeyiz. Bu nedenle kim ne iş yapıyorsa yapsın bu konuda bizimle yan yana yürümesi gerekiyor” dedi.

Konuşmasına Ontemmuz Mahallesi Acılık Caddesinde bulunan mobilya imalathanesinde çıkan yangın ile başlayan Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, gazetecilere yaptığı açıklamasına şöyle devam etti:

YANGIN ÇIKAN BİNANIN SİGORTASI YOK!

“Acılık semtimizde çıkan yangın mahalline intikal ettiğimiz zaman itfaiye ekiplerimiz çalışmalarına başlamıştı ama ne yazık ki mobilya imalathanesi olması sebebiyle içerde hammadde ve kimyasalların olması sebebiyle ortalık bir anda alev topuna dönmüş. Yangına müdahale ederken bazı sıkıntılar oldu. Özellikle binanın arka cephesinde metruk bir bine olduğu için arkadaşlarımız o kısımdan yangına müdahale etmekte sıkıntı yaşadılar. Fen İşleri Müdürlüğümüz hemen o binayı yıkarak yangına müdahale ettik. Yangına Zonguldak Belediyesi İtfaiye ekiplerinin dışında ilçe ve belde belediyelerimizden takviye itfaiye ekipleri geldi. Hepsine teşekkür ediyorum. Çünkü büyük bir yangın atlattık ve yangını 4-5 saatte zor kontrol altına aldık. Yangın çıkan mobilya atölyesinin 1993 ve yaklaşık 3 sene öncede yangın tehlikesi atlattığı bilgisini aldık. Yığma bir bina ruhsatlarında sıkıntı var, sıvası bile olmayan, üç kat imalathane olarak kullanılan, diğer iki katıda başka esnafların depo olarak kullandığı ama tedbir, güvenlik ve iş sağlığı anlamında bayağı bir eksiği olan bir bina! Zonguldak’ımızın çoğu yeri de bu şekilde. Büyük bir sıkıntı atlattık. Verilmiş sadakamız varmış. Eğer o metruk binayı yıkıp yangına müdahale etmeseydik arkada bulunan ahşap müstakil evlerde de sıkıntı olabilirdi. Yangının çıkış sebebi hakkında itfaiye raporu detaylı şekilde önüme gelmedi ama arkadaşlarımızın söylediği kadarıyla; orada arkadaşlar soba kullanıyorlar ve sobada talaş yaktıklarını söylüyorlar. Büyük ihtimalle oradan bir kıvılcım sıçradığını ve süngerden başlayarak yayıldığını söylüyorlar ama net olarak rapor bugün elime gelecek. Tek tesellimiz yangında can kaybının olmaması. Arkadaşlarımız zamanında müdahale etmeseydi ve yangın arka tarafa sıçrasaydı çok büyük felaket yaşayabilirdik. Bana ulaşan bilgiye göre yangın çıkan binanın sigortası yok.

NE YAZIK Kİ RUHSATSIZ İŞYERLERİMİZ VAR!

Zonguldak’ta ne yazık ki yıllardır gelen bir alışkanlık var. Biz bir şey söylediğimizde insanlar tepki gösteriyorlar. Ama biz diyoruz ki şehrimizi derleyelim, toparlayalım. Bizim herkesin uyacağı kural ve nizam içinde sıkıntı yaşamayalım hedefimiz var. Ama ne yazık ki nereye dokunursak hemen oradan bir tepki geliyor. Çünkü insanlarımız bir şekilde buna alışmışlar ama biz bunu böyle kabul edemeyiz. Şehrin yöneticisi olarak bizim bunu kabul etme şansımız yok. O bölgede ve diğer bölgelerde ne yazık ki ruhsatsız işyerlerimiz var. Şartlarını yerine getirmeyen, tedbir ve güvenlik anlamında hiçbir kuralı yerine getirmeyen imalathanelerimiz, işyerlerimiz, esnaflarımız var. Buralarda çalışanlarda bizim canlarımız. Hiçbirimiz bir yakınımızın böyle bir sebepten canının yanmasını, mağdur olmasını istemeyiz. Bu nedenle tedbirli olmamız ve her şeyi yasal prosedürüne göre yapmamız gerekiyor. Biz bu konuyla ilgili bir ekip kurduk. Arkadaşlarımız esnaflarımızı geziyorlar. Esnafların ruhsatlarını, çalışma izni var mı yo mu, fiziki ortamları nasıl A’dan Z’ye kontrol ediyorlar. Bizler yaşayarak öğrenmeyi seven bir toplumuz. Biz de diyoruz ki bunu yaşamadan öğrenelim. Bu acı ve sıkıntıları çekmeden öğrenelim. Bunu da bıkmadan usanmadan anlatacağız.

TOPYEKÜN KENDİMİZE GELMEMİZ GEREKİYOR!

Zonguldak’ta her şeyden önce zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor. Böyle gelmiş böyle gider zihniyetini Zonguldak’tan söküp atmadığımız sürece biz şehrimizi hak ettiği yerlere getiremeyiz. Bu nedenle kim ne iş yapıyorsa yapsın bu konuda bizimle yan yana yürümesi gerekiyor. Özellikle temizlik konusunda halen elindeki poşeti, pet şişeyi atan insanlar görüyoruz. Bunları gördükçe için sızlıyor. Artık topyekün kendimize gelmemiz gerekiyor. Zonguldak’ımızın bizim olduğunu, gidecek başka yerimiz olmadığını, memleketimizi korumamız gerektiğini ve her şeyden önce can güvenliği ve sağlığımızı düşünmemiz gerektiğini artık aklımıza çakmamız gerekiyor. Ama Zonguldak’ta şöyle bir anlayış var; “herkes menfaati kadar dost, menfaati kadar düşman” konumuna gelmeye başlamış. Kendi menfaatine küçük bir dokunma olduğu zaman insanlar bir reaksiyon gösterip duvar örmeye çalışıyor. Ama biz Zonguldak’ımızı yeniden inşa etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de tabi ki bazılarının bununla ilgili sıkıntıları olacak ama biz bunları göğüslemek zorundayız. Yoksa hiçbir şey yapmadan burada oturamayız. Biz oturmak için bu makama gelmedik.

ZONGULDAK’IMIZI SIFIRDAN İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR!

Kentsel Dönüşümle birlikte bizim geniş katılımlı bir mastır planı yaparak Zonguldak’ımızı yıkıp sıfırdan inşa etmemiz gerekiyor. Korunaksız, dayanıksız, riskli binalarımızı yıkıp yeni imar değişiklikleriyle, 18 uygulamalarıyla Zonguldak’ımızı bizim sıfırdan inşa etmemiz gerekiyor. Sıfırdan imarını yapmamız gerekiyor. Biz 3 dönem derken zaten bunu kastederek söylüyorduk. Zonguldak 1 sende, 3 senede, 5 senede sıfırdan inşa edilecek, bu sorunların çözüleceği bir yer değil. Biz azimliyiz ve ilk günkü heyecanla bunları yapacağımıza adımız gibi eminiz. Tek isteğimiz vatandaşımızın Zonguldak’ın gelişimi, değişmesi, güzelleşmesi için yanımızda olması. Herkes kendi menfaatini tabi ki düşünecek ama şehrimizin menfaatleri hepimizin menfaatlerinin önünde. Zonguldak cumhuriyetin ilk şehri olarak, emeğin başkenti olarak karaelmas diyarı memleketimiz en geri kalmış illerden biri! Bunda hepimizin kabahati var. Biz şuan mühür bizde olduğu için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama her kesimin bürokrasisinden işadamına kadar, emeklisinden gencine kadar her kesimin yanımızda olması lazım ki Zonguldak’ımızı Türkiye’nin en büyük köyü sıfatından biran önce kurtaralım. Kentsel Dönüşüm olmazsa olmaz ve yapacağız. Birkaç insanımız rahatsız olacak diye Zonguldak’ın menfaatlerini göz ardı edemeyiz. Kişileri değil olayları, projeleri konuşalım.”

Editör: Haber Merkezi