3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle açıklamada bulunan Zonguldak Diyaliz Organ Nakli ve Kronik Hastalar Dayanışma Derneği Genel Başkanı Ayhan Kefeli, İl genelinde 2018 yılından 2019 yılı Ekim sonuna kadar toplam 102 kişinin sağlık birimlerine başvuruda bulunarak organ bağışında bulunduğunu söyledi.

Organ bağışının bir ihtiyaç olduğunu ve her insanın ihtiyacı olabileceğini ifade eden Kefeli şunları söyledi: “

Zonguldak genelinde şuanda 600 akut ve kronik diyaliz hastamız var ve 3 diyaliz hastasına da organ nakli yapıldı. Zonguldak genelinde 102 vatandaşımız büyük bir duyarlılık örneği göstererek organ bağışında bulundu önemli bir sayı ancak, yeterli değil. Bir hastalık ya da görevini yapamayan bir organ nedeniyle hayatınızın risk altında olması, umutla o bağışlanacak organı beklemenin ümidi ya da ümitsizliği. Bunlar ancak tecrübeyle sabit, kötü duygulardır. Ve bu maalesef ki kimin kapısını, ne zaman çalacağı belli olmayan bir ihtiyaçtır. Sizi ya da bir sevdiğinizin de bir organ bağışına ihtiyaç duyup duymayacağını bilemezsiniz”

Organ naklinin sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıkların, tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Kefeli,“Organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Organ bağışında bulunmak isteyenler, ilgili sağlık kuruluşlarına giderek başvuruda bulunabilirler. Organ bağışı, dini açıdan da bir sakıncasının olmadığı Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun 6.3.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştı” ifadelerini kullandı.

ANA TEDAVİ YÖNTEMİ DİYALİZ DEĞİL BÖBREK NAKLİ

“Diyaliz, kronik böbrek yetmezliğinde hiçbir zaman ana tedavi yöntemi değildir. Diyaliz, böbrek nakline kadar geçen sürede hastayı yaşatmak için uygulanır” diyen Kefeli organ bulunamadığı için çok sayıda hastanın hayatını kaybettiğini, bir kısmınınsa diyalizle yaşamak zorunda kaldığını belirterek şöyle dedi:

“Kalp yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı ve kronik böbrek hastalığında nakil en seçkin ve hayat kurtarıcı yöntemdir. Canlıdan yapılan organ bağışlarında alıcının iyileşmesi pahasına normal ve sağlıklı bir insana majör bir cerrahi girişim yapılması ‘önce zarar verme’ ilkesine ters düşen bir durum olarak algılanabilir. Ancak unutulmaması gerekir ki bir gün sizin de çocuğunuz, anne-babanız, yakınlarınız ya da siz organ bağışına ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu nedenle vefat edenlerden nakil sayısını artırmak ve daha çok sayıda hayat kurtarmak için herkesin organlarını bağışlamasını öneriyoruz”  (Şaban YILMAZ)

Editör: Haber Merkezi