Son duruma göre kırsal bölgelerde karantinalar halk sağlığı açısından kaçınılmaz, ama çok da sıkı uygulanmadıklarına dair bir kısım bilgiler geliyor.   Bu kapsamda Çanakkale’nin Çan ilçesi’ne bağlı Maltepe köyü, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında karantina altına alınmıştı.Açıklanan kararın önceden anons ile köyde duyurulması üzerine bazı ailelerin denetimsiz ve kontrolsüz ortamda il ve ilçe merkezlerinde yaşayan akrabalarının yanına gittiği de ileri sürülüyor.Bilahare de Çan İlçe Hıfzıssıhha Kurulu tarafından Koronavirüs gerekçesi ile Maltepe köyü de karantinaya alındı. Bütün bunlar bilinen örnekler.Tarımsal alanda yapılan karantinanın ekonomiye en olumsuz yan etkisi ise, tarımsal mahsul üretimi ve nakliyatını engelleme potansiyelini taşıması. Karantina altında köye tüccar nasıl girecek? Ürün hangi kamyonla nasıl toptancı sebze-meyve hallerine  nakledilecek? Dolayısı ile zor günler başladı.

                        *        *         *

Konuyla ilgili olarak, bir kısım tarım ürünlerinin ithalat    yoluyla Yurt dışından karşılanması alternatif çözüm olarak görünse bile bu yöntem tarım sektöründeki sorunları derinleştirmeden öte başka bir işe yaramayacağı da kesin bir durum.Evet bu arada da alınan tedbirlerle ilgili Resmi Gazete’de yayınlanan Tarım ve Orman Bakanlığı tebliğine göre”tarımsal üretim, bunların işlenmesi, saklanması ve sözleşmeli üretim başlıkları altında toplam 28 yatırım türüne, 500 bin lira ile 50 milyon lira arasında düşük faizli yatırım ve işletme kredi kullandırılacak.Her iki kredi türünde de indirim oranları, yatırımın çeşidine göre yüzde 10 ile yüzde 100 arasında değişecek.”denilse de;gerek küresel resesyonun geldiği noktada; gerekse pandemik    koronovürüsü vakalarındaki gelişmelere bakıldığında mevcut belirsizliklerin bir süre daha devam edeceği   görülüyor.Özetle önümüzdeki aylarda toplumsal gıda talebine cevap vermek üzere mutlak şekilde siyasi otorite tarafından tarım ve hayvancılık sektörlerinin   ciddi anlamda desteklenmesine ihtiyaç bulunuyor.

                        *        *         *

Bu arada hayvancılık sektörü bazında da Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, et satışında ciddi anlamda yoğun günler geçirildiğini belirterek, salgın nedeniyle birçok işletmenin kapalı

olduğuna dikkat çekerken;vatandaşın sık sık evden çıkmamak düşüncesiyle normalden fazla kırmızı et aldığını ifade eden Yalçındağ, bazı kısıtlamaların gelmesiyle et fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket olduğunu ancak bu durumun dengelendiğini kaydetme    si yanısıra “Bize nefes kredisi lazım. Vergilerin ötelenmesini ve sigortaların en azından Haziran ayına kadar devlet tarafından karşılanmasını bekliyorduk. Halkbank bize 25 bin TL kredi, 25 bin TL’ye kadar da kredi kartı verecek ama istediği şartları esnafların sağlaması mümkün değil. Destekten yararlanabilmek için son 5 yıl içinde kredi kullanmama şartı getiriliyor ancak 5 yıl kredi kullanmadan idare eden esnafın zaten desteğe ihtiyacı olmaz. Destekten yararlanmak için son 5 yıl içinde Esnaf Kefaletten kredi kullanmamış olmamız gerekiyor. Kısaca ‘vermiyorum’ desinler onlar da üzülmesin biz de üzülmeyelim. KOBİ desteklerine ulaşmada ya da sunulan şartlarda sıkıntılar yaşıyoruz.” Vurgusu ise halen sıkıntının devam ettiğini gösteriyor.

                        *        *         *

Sonuç olarak, Türkiye’nin ihtiyacı olmadığı için canlı hayvan ithalatının durdurulduğuna dikkat çeken Yücesan, “İhtiyacımız olduğunda ithal alalım ama bu arada da ileriki dönemde küresel pazarda yaşanacak sıkıntı için önlem almamız lazım. Üretim modelini dışarıdan ithalat yapmayacak şekilde geliştirmemiz lazım. Üretimin desteklenmesi lazım. Fiyattan taviz vermemiz gerekiyorsa verelim. Köylerin terk edilmesi, kırsaldan kente gelinmesi üretim modelini azaltıyor. Türkiye’nin artan nüfusunun kırmızı ete olan ihtiyacı da artıyor. Mevcut üretim modeli ile bunun altından kalkamayız. Yeni dünya düzenine yeni bir model getirmek zorundayız.Farklı hayvanlardan et tüketimi yapan ülkelerin kırmızı ete yönelmesi nedeniyle hayvancılıkta yeni bir üretim modeli geliştirmemiz iyi olacak, bunu da kısa vadede yapmamız gerekiyor.Para, pul, sermaye hiçbirinin değeri yok gıda olmadığı zaman. İnsanlar salgın ya da savaş gibi nedenlerle marketlere akın ediyor ve stok yapıyor. İspanya, orta Avrupa’nın en büyük kırmızı et tedarikçisi. İspanya sınırlarını salgın nedeniyle kapatınca Almanya ve Fransa’da hemen kırmızı et fiyatları yükseldi. Bu tür durumlar için yerli, milli üretim olmalı, insanımız köyünde, yerinde üretim yapmalı” şeklinde açıklama     yapması da özellikle üstünde durulması gereken bir durum.