Zonguldak Kent Konseyi Kadın Meclisi, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 85. yılını kutladı.

Zonguldak Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nuray Gençalp ve meclis üyeleri düzenledikleri basın toplantısında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 85. yılını kutlayarak, “kadınlar hiç̧ kimseden yardım beklememeli, kendine güvenmeli ve gücüne inanmalıdır” dediler.

1930 ve 1934 de seçme seçilme hakkına sahip olan Türk kadınları bu hakkı kendilerine tanınmasını sağlayan Atatürk’e minnettar diyen Zonguldak Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nuray Gençalp, açıklamasına şöyle devam etti:

“Kadınlar hiç̧ kimseden yardım beklememeli, kendine güvenmeli ve gücüne inanmalıdır. Çocukları yetiştiren annedir. Kız ve erkek çocuklarını yetiştirirken cinsiyet ayrımı yapmaya roller biz insanlar tarafından giydiriliyor. Erkekler ağa-paşa gibi yetiştirilirken kız çocukları eziliyor. Anne evde denge unsuru olmalı, babaya bile dur diyebilmeli. Çocuklarına örnek olması için babayı güzel davranmaya teşvik etmeli, uyarmalıdır. Sessiz kaldığımız sürece toplumda değişim olmaz. Herkes ilk önce kedinden başlamalı. Şiddet davranışı ve dili, toplumda azalacağına artarak devam etmektedir. Bugün dünya üzerinde yaşayan, kadınların yüzde 50’si şiddet görüyor. Türkiye’de ise kadına şiddette durum içler acısıdır. Yapılan araştırmalar kadınların yüzde 50’lerin çok üzerinde, hayatlarının belli dönemlerinde şiddet uygulandığını gösteriyor. Demek ki burada bir sorun vardır. Bu sorunu gidermekte biz kadınlara, sonrada yasaları düzenleyenlere düşmektedir. Ayrıca kutlamakta olduğumuz, kadınlara seçme seçilme hakkıyla ilgili çalışmaları da ele almak gerekir. 1930 ve 1934 de seçme seçilme hakkına sahip olan Türk kadınları bu hakkı kendilerine tanınmasını sağlayan Atatürk’e minnettar. Bu hakkın, kadınları sadece siyasi alanda değil, sosyal alanda da eşitliği sağlayan medeni yasanın tanıdığı hakların bilincinde olmadığı ve gelişmesi için yeterince mücadele etmediği noktasında geleneksel kültürün etkisinde olan aile yapısının erkek, egemen düşünce sistemine dayalı olması bizzat kadınların bir kısmı tarafından, erkek hakimiyetini savunur hale getiriyor. Bunun en güzel örneği TBMM’sinde kadın sayısının azlığı ve kadın haklarını savunmak ve haklarını geliştirme açısından erkek milletvekillerinin, oluruna ihtiyaç̧ duyar hale getirmektedir. Kadınlar kendi haklarını gerektiği gibi ancak kendilerinin savunabileceği bilincine erişerek önce mecliste güçlü̈ duruma gelmek, sonrada, kendilerini ilgilendiren kanunların çıkmasını sağlayacak kitlesel harekete girişirlerse dünya daha güzel olur” (Seçkin KIRARSLAN)

Editör: Haber Merkezi