TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi 47. Dönem Genel Kurulu birinci oturumu gerçekleştirildi.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi 47. Dönem Genel Kuruluna CHP Kilimli ilçe Başkanı Erol Sarıal, GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, ZOTEV Başkanı Fikret Zaman, MMO Zonguldak Şube Başkanı Çağlar Öztürk, yönetimi ve üyeler katıldı.

Divan heyeti Hüsnü Meydan, Dinçer Acun, Aydın Kasapoğlu, Merve Kalaycıoğlu tarafından oluşan genel kurul saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi 47. Dönem Genel Kurulunun açılış konuşmasını yapan Başkan Çağlar Öztürk, şunları söyledi:

SALGINLA MÜCADELE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ OMUZLARINA BIRAKILDI

“Geride bıraktığımız 2 yılı aşkın sürede ülkemizde ve dünyada hepimizin hayatlarını yakından etkileyen çok önemli gelişmeler ve dönüşümler yaşandı. Bunlardan en önemlilerinden biri, 2 yıldır dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran, resmi rakamlara göre vaka sayısının 313 milyonu geçtiği, hayatını kaybedenlerin 5,5 milyon kişiyi bulduğu ve halâ devam eden salgın oldu. Bu nedenle alınan önlemler nedeniyle gündelik hayatımız da radikal biçimde değişti. Çeşitli dönemler sokağa çıkma yasakları ilan edildi, okullar kapatılarak uzaktan eğitime geçildi, belirli yaş gruplarına sokak kısıtlaması getirildi, İnsanların topluca bulunabileceği tüm yerler kapatıldı. Bu dönemde pek çok tanıdığımızı ve meslektaşımızı salgın nedeni ile kaybettik. Salgının bu denli yıkıcı hasarlar bırakması ve aradan geçen bunca zamana rağmen kontrol altına alınamamış olması, ülke olarak bu konudaki hazırlıksızlığımızı ve yetersizliğimizi gösterdi. Tabii olarak bunun temel nedeni; hazırlıklar ve önlemler belirlenirken bilimin sesine ve halkın ihtiyaçlarına değil, egemenlerin taleplerine kulak verilmesidir. Ne yazık ki bu dönemde siyasi erk kendi önceliklerini halk sağlığının önünde tuttu. Salgınla mücadele tamamen mevcut sağlık sisteminin üzerine ve sağlık çalışanlarının omuzlarına bırakıldı.

ÜLKE MADENCİLİĞİ SÖMÜRGE MADENCİLİĞİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR

Bir ülkenin madencilik politikasının ifadesi o ülkenin maden mevzuatında hayat bulur. Ülkenin gelişmişlik düzeyi, maden kaynaklarının zenginliği ya da çeşitliliği, ülkenin kamu ya da özel sektör yatırımları arasındaki tercihi gibi hususlar maden kanunlarının genel çerçevesini şekillendirir. Maden yasaları, sadece sektörün yasal düzenlenmesine ilişkin bir metin değildir. Aynı zamanda, bulunduğu ülkenin maden kaynaklarının geliştirilmesine yönelik bir politika aracıdır. Ne yazık ki ülkemizde kamu çıkarlarını gözeten ulusal bir madencilik politikası oluşturulamamıştır. Dolayısıyla geldiğimiz noktada madenlerimizin büyük bir bölümü çok uluslu şirketlerin denetimine girmiş ve ülke madenciliği sömürge madenciliğine dönüşmüştür.

TMMOB’A AKP İKTİDARININ SALDIRGAN TAVRI ARTARAK DEVAM ETMEKTE

Meslek alanlarımıza ve TMMOB ve bağlı odalar örgütlülüğüne yönelik AKP iktidarının saldırgan tavrı bu dönemde de artarak devam etmiştir. TMMOB ve bağlı odalar, insan kaynaklarımızın, kültürel varlıklarımızın ve tüm yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin, rant ve çıkar çevreleri için değil ülke ve halk yararına değerlendirilmesini talep ettiği için, Toplumsal alanda hukukun çiğnenmesine, özgürlüklerin kısıtlanmasına, laikliğin ortadan kaldırılmasına, eğitimin muhafazakârlaştırılmasına karşı gösterdiği mücadele için, Hazırladığı bilimsel raporlarla, kamuoyuna yönelik yaptığı açıklamalarla yağma, talan ve rant uygulamalarına karşı çıktığı için, Siyasi iktidar tarafından baskı, sindirme, yıldırma ve kapatma tehditleriyle karşı karşıya kalmıştır. Bu genel baskılara ek olarak Odamız üzerinde ki baskılar da son 10 yıldır artarak devam etmektedir. Bunun son örneklerinden birini de şube olarak yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bilindiği gibi mülkü TTK’na ait olup 58 yıldır Odamızın kullanımına tahsis edilmiş bina ‘Millet Kıraathane’si’ yapılıp sözüm ona halka açma bahanesi ile el konulmak istenmiş olup süreç devam etmektedir. Bina TTK’nın borçları karşılığında Milli Emlak’a devredilmiştir. Konuyla ilgili mücadeleden asla vazgeçilmeyecektir. Bu arada şunu da açıkça söylemek istiyorum. Plânladıkları şehirde limanı doldurup şehre katmayı sözüm ona şehrin önünü açmak olarak düşünen aymazların olduğunu, yine plânlarında Maden Mühendislerinin ikâmet ettiği binanın bulunmaması, ancak bunun yanında eski polis lojmanlarının olduğu bina yeri ile mevcut adliye binasının olduğu alana lüks otel inşaatı projelendiren beton severlerin ve rant yaratma sevdalılarının olduğunu ibretle izliyoruz. Onlara tavsiyemiz, mutlaka betona bulaşacaklarsa dillerine doladıkları lavvar sahasına kültür, sanat ve kongre merkezi inşa etsinler. Taşla toprakla doldurdukları yeraltı silolarını açığa çıkarıp değerlendirsinler. Bizlerde kendilerini avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlayalım.

TTK HER DÖNEM POLİTİKACILARIN DİLİNDE MALZEME OLMAKTAN KENDİNİ KURTARAMAMIŞTIR

TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak, ülkemize, kentlerimize, madenlerimize, doğal ve kültürel varlıklarımıza sahip çıktık. Varlıklarımızın ve değerlerimizin rant ve çıkar çevreleri için değil ülke ve halk yararına değerlendirilmesini istediğimizi söyledik Ülkemize, halkımıza, özgürlüğe, eşitliğe, barışa ve demokrasiye sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Bu değerler doğrultusunda her zaman söyleyecek sözümüz olduğunu burada bir kez daha yinelemeyi boynumuzun borcu biliyoruz. Hepimiz biliyoruz ki Zonguldak deyince akla ilk gelenler taş kömürünün varlığı ve TTK’dır. TTK Her dönem politikacıların dilinde malzeme olmaktan kendini kurtaramamıştır. Dönem dönem zarar ediyor gerekçesi ile tasfiyesi gündeme gelse de yıllar içinde küçültülerek ve kendi imtiyaz sahaları özel sektöre devredilerek yaşamaya devam etmiştir. Kurumun üretimi artıracağı koşulları sağlayacak yatırımlara ihtiyacı olduğu hepimizin malumudur. Yatırımların sadece Kurum bünyesindeki ocakların idamesi için olduğu kadar, kendi ürettiği kömürlerle kok üretme projesi mutlaka hayata geçirilmelidir.

AMASRA B SAHASI GERÇEK SAHİBİ TTK’YA TESLİM EDİLMELİ

TTK’nın üretim politikası özellikle koklaşabilir metalürjik kömürler için, demir çelik fabrikalarına yönelik olmalı ve enerji santralleri için üretilen kömürleri değerlendireceği enerji santrali yatırımına yöneltilmelidir. Ayrıca, bir gram kömür üretmeden Amasra B sahasını elinde tutup yıllardır taahhütlerini yerine getirmeyen şirketin sözleşmeleri fesh edilip saha gerçek sahibi olan TTK’ya teslim edilmelidir. Son zamanlarda Üzülmez Müessesesinde üretilen kömürlerin tuvönan olarak enerji santraline verildiği bilinmektedir. Bizce stratejik önemi olan taşkömürünün bugün kârlı görülen ve santral yakıtı olarak kullanılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını yetkililere anımsatmayı tarihi bir görev biliyorum. Ayrıca Kurum içinde görevde yükselme sınavları yapılmış ve üyelerimizin bir bölümü bu sınavlara iştirak etmiştir. Bilindiği gibi kamu kurumlarında yapılan yazılı sınav arkası mülâkatlar düzenlenmektedir. Mülâkat sisteminin kayırmacılığı, partizanlığı; dolayısıyla liyakatsızlığı açığa çıkardığını yaşanmış tecrübelerden biliyoruz. Bu nedenle adalet dağıtmayan bu sisteme şiddetle karşı çıktığımızı ve kamuda kaldırılması gerektiğini söylemek istiyorum.

ÖNEMLİ KAYIPLAR YAŞADIK

Sözlerime son vermeden önce izin verirseniz bu dönem yitirdiklerimizi anmak istiyorum. Zonguldak Şubemiz olarak 46. Dönemde önemli kayıplar yaşadık. Bazılarının Odamızda görev aldığı değerli meslektaşlarımız Tarık DEMİREL, Nusret ÖZTÜRK, Mahmut KOLTUK, Abdullah ERİŞKİN, Muammer İNAN, Arda OKTAY, Ziya YAMAN ve Hakan YILDIZ arkadaşlarımızı sonsuzluğa uğurladık. Odamız bu arkadaşlarımızın isimlerini Madenciler Bayramı etkinliklerine vererek kendilerini anmayı görev bilmiştir. Kendilerini saygıyla ve özlemle anıyoruz.” Haber: Seçkin KIRARSLAN

Editör: Haber Merkezi