Öztürk beraberinde Maden Mühendisleri yönetim kurulu üyeleri, KESK Dönem Sözcüsü İsmail Sefertas, Tarım Orkam Sen şube başkanı Ekut Alacalı, ESM Şube Başkanı Vacit Esen, AD Başkanı Nazan Papila, bazı siyasi partilerin temsilcileri ile birlikte Madenci Anıtında yaptığı açıklamada, “Ülkemiz Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir ekonomik krizin içinde ucu karanlık bir tünelde türbülânsa girmiş çıkış yolunu arıyor. Ülkemiz bugünlere nasıl geldi, bu girdaba nasıl sokuldu” diyerek şunları söyledi:

“Cumhuriyetin üreten ekonomisi dışa bağımlı hale getirilip tüketim ekonomisine yönlendirilmiş.İthalâta dayalı ekonomik modelle üretmeden tüketen bir ülke haline dönüştürüldük. 1980 sonrası uygulamaya konulan neoliberal ekonomik modelle Türk ekonomisinin lokomotif kuruluşları özelleştirme yoluyla yerli /yabancı tekellere yok pahasına satıldı. Özelleştirilecek kurum yada kuruluşlar; önce para harcanıp iyileştirildi ve daha sonra yok pahasına dış kaynaklı sermaye guruplarına ve yandaşa satıldı. Dünden bugüne geline son noktada sanayi malları yanı sıra en temel ihtiyaçlarımız anlamında bile dışa bağımlı hale geldik.

Son yıllarda, her gün daha da büyüyen sarsıcı bir kriz yaşıyoruz. 2018 yılında, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında kurlardaki hızlı yükselmeyle başlayan kriz, aradan geçen 3 yılda büyük bir kasırgaya dönüştü. Halka sabır ve açlığın tavsiye edildiği Halkı yoksullaştırmayı, halkın geçim seviyesini düşürmeyi, halkını dünyanın geri kalanından koparmayı ekonomik öncelik olarak gören, parasını değersizleştirmeyi rekabetçi ekonomi olarak tanımlayan bir iktidarın bu ülkeye verebileceği hiçbir şey kalmamış demektir.

Ülkeyi bu duruma getiren iktidarın yıllardır uyguladığı üretime dayanmayan, yatırıma dayanmayan, sanayileşmeye dayanmayan, bilim ve teknolojiyi dışlayan ekonomi politikalarıdır.

Bizler, emeğin ve emekçinin yanında saf tutan, bu ülkedeki 600 binin üzerinde mühendis, mimar ve şehir plancısının sesi olarak, kasım ayı başından bu yana emeğimize, mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkmak, sorunlarımıza çözüm bulmak için kampanya yürütüyoruz.

Mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdamının artırılmasını ve tüm meslektaşlarımız için kadrolu güvenceli istihdam sağlanmasını istedik.Kamuda çalışan meslektaşlarımızın ek göstergelerinin artırılarak, ücretlerinin ve özlük haklarının iyileştirilmesini istedik.

İstedik ki, bu ülkenin tüm zenginliklerinde, üretilen tüm değerlerinde emeği olan, hayatı yaratan mühendis, mimar ve şehir plancılarının emeği zayi olmasın. İstedik ki, bütçeden emekçilere, yoksul halka, kamusal yatırımlara, kamu hizmetlerine daha fazla pay ayrılsın. Krizin tüm yükünün emekçilere yıkılmayacağı insanca yaşayabileceğimiz bir gelir düzeyi ve adil bir vergi sistemi istedik.

Bizler;Yurt dışından gelen sıcak paraya dayalı ekonominin, o para akışı kesildiğinde işleyemez hale geleceğini söyledik. Ülke kaynaklarının sadece hizmet, finans, inşaat ve gayrimenkul sektörlerine ayrılmasının dengeli bir ekonomik büyümeyi engellediğini söyledik,

Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları ülkenin dört bir yanında emeğine, mesleğine, haklarına sahip çıkmak, sorunlarına çözüm bulmak için eylem yapıyorlar.İnancımız o ki bu ülkenin emeğiyle geçinen kesimleri seslerini yükselttikçe, yan yana geldikçe kendilerine dayatılan bu yoksulluk reçetesini de yırtıp atacaklardır.

Yoksullukta uzlaşmayacağız! İktidarın bize dayattığı bu kadere teslim olmayacağız! Emeğimize, mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkacağız! Sorunlarımızı görmezden gelen iktidara inat, sorunlarımıza hep birlikte çözüm üreteceğiz.Meslektaşlarımızın taleplerinin taşıyıcısı, emeğiyle geçinen tüm toplumsal kesimlerin gür sesi olacağız” (Şaban YILMAZ)

Editör: Haber Merkezi