KESK’e bağlı Tüm Bel Sen Zonguldak şube başkanı İsmail Sefertas yaptığı açıklamada, “Bilindiği üzere ülkemizde mahalli idare kurumlarında çalışan kamu emekçileri Sendikamız öncülüğünde 1993 yılından bu yana çalıştıkları kurumlarla işyeri düzeyinde toplu sözleşme imzalamaktadır” dedi.
Sefertas beraberinde KESK’e bağlı bazı sendikaların şube başkanları ve üyeleriyle birlikte Madenci Anıtında yaptığı açıklamada, “Kurulduğu günden itibaren “Grevsiz Toplu Sözleşme Toplu Sözleşmesiz Sendika Olmaz” diyerek kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkı başta olmak üzere bütün sendikal hak ve özgürlüklerini tam olarak kullanabilmesi için mücadele eden Sendikamız, çalışanların işverenleri ile toplu sözleşme imzalama hakkını sendika hakkının ayrılmaz bir parçası olarak kabul ettiği için üyelerinin ekonomik, sosyal ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla 1993 yılında Cumhuriyet tarihinde bir ilki başararak Gaziantep Belediyesi ile orada çalışan kamu emekçileri adına toplu sözleşme imzalamıştır” diyerek şunları söyledi:
“Sendikamızın taraf olduğu tüm Toplu Sözleşmeler, ilgili sözleşmenin hukuksal dayanakları bölümünde de belirtildiği üzere 4688 sayılı yasanın yanında ülkemiz Anayasa’sına ve Anayasa’nın 90. Maddesi gereğince iç hukukta doğrudan uygulanması gereken ve mevcut yasal mevzuatla çelişmesi halinde asıl bağlayıcı kabul edilen, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere dayanarak imzalanmaktadır. 
Sayıştay yerel yönetim emekçilerinin temel haklarına ve Anayasaya aykırı bu türden kararları son dönemde öyle bir noktaya vardı ki, yerel yönetimlerde çalışan kadın emekçilerin 8 Mart tarihinde veya regl dönemlerinde ücretli izinli sayılması gibi toplu sözleşme ile kazanılan sosyal hakları “yasal mevzuatta yeri yok” gibi gerekçelerle alakasız bir şekilde yine kamu zararına konu etmeye başladı. Hatta söz konusu bu kamu zararlarını ilgili sözleşmeleri çalışanlar adına imzalayan Sendikamız yöneticilerinin şahıslarına zimmet olarak yansıtmaya varacak hukuksuzluklara başladı.     
Anayasa’nın 11. maddesinin “Anayasa Hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağladığı” hükmü gereğince Sayıştay, anayasal ve yasal görevlerini yerine getirirken, iç hukuk kurallarının yanı sıra, “Anayasa hükmü” olan 90. Maddesi son fıkra kuralını, bağlayıcılığını bu kuraldan alan “ulusalüstü” insan hakları sözleşmelerini “doğrudan” uygulamakla yükümlüdür. Yani Sayıştay tüm işlemlerinde olduğu gibi belediyelerin taraf olduğu toplu sözleşmelere ilişkin incelemelerinde de Ülkemiz Anayasası’na uygun hareket ederek, TBMM’de onaylanarak usulüne göre yürürlüğe konulmuş bulunan yukarda anılan uluslararası sözleşmeleri öncelikli olarak esas alması gereklidir. Buna rağmen Sayıştay’ın belediyelerin toplu sözleşmelerine ilişkin incelemelerinde 4688 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırı 32 maddesindeki miktar, süre, içerik gibi yasakçı sınırlamalarını esas alması ülkemiz Anayasası’nın hiçe sayılması anlamında açık bir hukuk ihlalidir. Konuya ilişkin ulusal ve uluslararası yargı kararları da yukarıda belirtilen hususu teyit etmektedir. 
Biz yerel yönetim emekçileri fiili ve meşru mücadele ile kazandığımız ve gerek iç hukukta gerekse uluslararası hukuk alanında onaylattığımız yerel yönetim emekçilerinin toplu sözleşme hakkını kullanmasını engellemeye veya kısıtlamaya yönelik her türlü müdahaleye karşı dün olduğu gibi bugün de sessiz kalmayacağız.  Bunu bugün ülkenin bir çok ilinde ifade ediyoruz, birkaç gün sonra da Ankara’da bu sefer hep birlikte bir kez daha ifade edeceğiz.  Artık yeter. Yerel yönetim emekçilerinin toplu sözleşme hakkını engellemeye veya kısıtlamaya yönelik Anayasamıza, uluslararası sözleşmelere ve yargı kararlarına aykırı müdahaleye son verilsin.
Biz yerel yönetim emekçileri kamu emekçileri sendikal örgütlenme hakkının ayrılmaz bir parçası olan toplu sözleşme hakkını hiçbir antidemokratik ve hukuk dışı limit ve şartla kısıtlanmaksızın,  özgürce kullanımının önündeki tüm engellerin kaldırılıncaya kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.  
Bu mücadelemiz kapsamında temel hedefimiz ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve bunların iç hukukta bağlayıcılığını teminat altına alan ülkemiz Anayasasına ve bunları işaret eden AİHM Büyük Daire kararına aykırı bugünkü 4688 sayılı sahte sendika yasasının evrensel hukuka ve emek değerlerine uygun bir biçimde bir bütün olarak değiştirilmesidir. 
Sayıştay olarak, kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkını kullanmasını engellemeye yönelik Anayasaya aykırı hukuksuz yargılama ve kararlara son verip; kamu kurumlarının harcamalarını denetlemek olan asli görevinizi yerine getirin ve her gün yeni bir belgesiyle kamuoyuna yansıyan kamu kurumlarındaki usulsüzlükler, yolsuzlukları soruşturup bunlara ilişkin gerekli yargılamaları yapın” (Şaban YILMAZ)

Editör: Haber Merkezi