Tüm İşçi Emeklileri Dul ve Yetimleri Derneği Zonguldak Şube Başkanı Mustafa Sarıoğlu ile dernek sekreteri Burcu Berna Erdoğan, haklarında iddia edilen ve basına yansıyan konunun asılsız olduğunu belirttiler.

Tüm İşçi Emeklileri Dul ve Yetimleri Derneği Zonguldak Şube Başkanı Mustafa Sarıoğlu ile dernek sekreteri Burcu Berna Erdoğan, yaklaşık bir buçuk ay önce dernek binasında yaşanan olayın basına yansıdığı gibi olmadığını, hukuki süreç devam ettiği için şimdilik fazla bir açıklama yapamayacaklarını ifade ettiler.

Yapılan kahpe iftiralara üzülüyorum diyen Tüm İşçi Emeklileri Dul ve Yetimleri Derneği Zonguldak Şube Başkanı Mustafa Sarıoğlu, dernek binasında konuyla ilgili yaptığı açıklamasına şöyle devam etti:

SARIOĞLU: “YAPILAN KAHPE İFTİRALARA ÜZÜLÜYORUM”

“Kahpe bir tezgah dolayısıyla bir araya geldiğimiz için üzgünüm. Derneğimizin sekreteri ve ön muhasebe işlerini yapan Burcu Berna Erdoğan Hanım ile eşi arasındaki geçimsizlik zaman zaman derneğimize yansıyordu. Bazen yüzü, gözü morarmış vaziyette işe geliyordu. Sekreter hanımın eşi inşaatlarda çalışıyordu sonrasında Bursa’ya gitti yuvası dağılacaktı. Yuvası dağılmasın diye Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan Beyden sekreter hanımın eşini işe almasını rica ettik. Sağolsun başkan sekreterimizin eşini belediyede işbaşı yaptırdı. Ancak kısa süre sonra verilen işte çalışamayacağını, şoförlük yapmak istediğini söylemeye başladı. Bizde kendisine başkandan böyle bir istekte bulunamayacağımızı ifade ettik. Olay günü öğlen saatlerinde derneğe gelerek eşi ile kendisini belediyede şoför yaptırmadığınız diyerek münakaşa ettiler. Aynı gün akşam mesai bitimi saatlerinde sekreter Burcu Berna Erdoğan ile makam odasında otururken içeri girip “ne yapıyorsunuz” diyerek sekreteri yan odaya sokup boğazını sıkarken müdahale ettim. Bu sefer odayı dağıttı. Ben polisi aradım olay artık hukuk sürecindedir. Bu arada olayı basın yoluyla yanlış aktaranlarda hukuk önünde hesap verecekler. Ben 2006 yılından bu güne şube başkanı olarak görev yapıyorum. Ben emeklilerin hak ve menfaatleri için mücadele verirken bugün böyle bir konuyla ilgili açıklama yapmaktan üzgünüm. Hukuki süreç devam ettiği için söyleyeceklerim bu kadar. Sekreterimiz Burcu Berna Erdoğan halen derneğimizde çalışmaktadır, çalışmaya da devam edecektir. Yapılan kahpe iftiralara üzülüyorum.”

ERDOĞAN: “ÇOK MAĞDURUM, ÇOCUĞUMU İSTİYORUM”

İçinde bulunduğu süreci, 6 yaşındaki çocuğa ve bir anneye yapılacak en büyük işkence olarak nitelendiren Burcu Berna Erdoğan, kendisi ve dernek başkanı hakkında iddia edilen konuyu şu sözlerle yalanladı:

“Ben bu dernekte bir buçuk yıldır sekreter olarak çalışıyorum. Çalışan bir kadın ve anne olarak böyle bir iftira dolayısıyla karşınızda olmaktan çok mahcubum. Bu olay Türkiye’de aile içi şiddetin yansıması olaylarından biridir. Sürekli şiddet gördüğüm eski eşimle evliliğimizin yürümeyeceği kararına vardık. Olayın olduğu gün öğlen saatlerinde eski eşim derneğe gelerek “beni şoför yapamadın, yoruldum” dedi. Olay günü çalıştığım derneğin başkanıyla mesai saatimin bitmesine yakın başkanın odasında karşılıklı otururken içeriye girerek “ne yapıyorsunuz burada?” dedi. Sonra beni muhasebe odasına çekerek gırtlağımı sıkıp “benim istediğim şekilde ifade vereceksin yoksa seni öldürürüm, çocuğu göstermem” dedi. Olay emniyete intikal etti. Emniyete gitmeden derneğin kapısında polislerin yanında beni tehdit etti. “İfadeni aynen vereceksin, değiştirmeyeceksin” diyerek beni tokaladı. Bu arada sivil polis müdahale ederek “şiddet uygulayamazsın” dedi. O da “ben onun kocasıyım istediğimi yaparım” dedi. Çaydamar Mahallesinde bulunan polis şubesinde bu tür tehditler nedeniyle ifademi boşanmamız kolay olur, çocuğun da velayetini alırım diye dernek başkanımızı suçlayıcı açıklamalar yaptım. Olay sırasında derneğin dağıtılması ve başkan nezdinde derneğin karalanmasına çok üzüldüm. Olay akabinde aldığım darp raporu ve tutanaklarla saldırgan ile ilgili adli müracaatımı yaptım. Bugün itibariyle 37 gün oldu çocuğumu bana göstermiyorlar. Hiçbir şekilde ben çocuğumu göremiyorum ve çok mağdurum. Çocuğumu çok özledim. 6 yaşındaki oğlum Buğra beni arayarak “anne beni ne zaman alacaksın” diyor. Bu 6 yaşındaki çocuğa ve bir anneye yapılacak en büyük işkencedir. Ben çocuğumu istiyorum ve çocuğumu çok özledim. Haber: Seçkin KIRARSLAN

Editör: Haber Merkezi