KESK’e bağlı Tarım Orkam Sen Zonguldak Şube Başkanı Erkut Alacalı yaptığı açıklamada, “Bugün dünyamız birbiriyle bağlantılı iki boyutlu tarihi bir krizle karşı karşıyadır” dedi.

Alacalı açıklamasında, “Bir yüzüyle ekonomik krizlerin sebebi aşırı sermaye birikiminin aracı olan sömürü, diğer yüzüyle o sömürünün sonucunda insanın çevre üzerindeki etkilerinin artması ve doğal sınırların aşılmasıyla ortaya çıkan iklim değişikliği, canlı türlerinin yok olması, azot ve fosfor döngülerindeki bozulmalar, temiz su kaynaklarının kirlenmesi şeklinde ortaya çıkan ekolojik krizdir” diyerek şunları söyledi:

“Bütün bunlara rağmen küresel ekolojik krizin temel nedeni olan kapitalizm görmezden gelinerek, sadece sonuçlara odaklanan bir söylem üzerinden hareket edilmektedir. Kapitalizmin azgın kar ve sömürü hırsı insanların doğal yaşamla bağını kopartıp, üreten ve ekolojiyi koruyan özneler olmaktan çıkmalarına ve sadece tüketici olmalarına yol açmaktadır. Sermayenin dünyada bugüne kadarki ekolojik ve toplumsal tahribatı ülkemizde de son yıllarda iktidarın eliyle hız kesmeden devam etmektedir.

Son 9 yılda orman alanlarında yaklaşık 50 bin işletmenin kurulmasına izin verilmiş ve bu izinlerle yaklaşık 340 bin hektarlık orman alanının ormancılık dışı kullanıma tahsisi gerçekleşmiştir. Yani bu alanlar resmi kayıtlarda orman olarak görünmeye devam ederken fiiliyette orman vasfını yitirmiştir.

Son 19 yılda 10 defa Orman Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. Bu düzenlemelerle orman alanlarından ormancılık dışı amaçlarla yararlanma, deyim yerindeyse olağanlaşmıştır. Bu sayede en küçük bir ekonomik getiri için bile ormanlar rahatlıkla sermayeye peşkeş çekilmektedir. Ormanlarımız şantiye alanı haline getirilirken, neredeyse ülkenin her yerinde yok edilen ormanların yerlerine taş ve mermer ocakları, RES’ler, JES’ler, HES’ler, maden sahaları, yollar, güvenlik barajları ve turistik tesisler karşımıza çıkmaktadır.

Doğa ve insanı kontrolüne alarak yaşam akışının önüne set çeken sistemin gerçekliği bilinmektedir. Söz konusu değişiklik, yıllardır alıştırılmaya çalışıldığımız,sermayenin arazi ihtiyacının kamu arazilerinin bedelsiz arsa olarak görülen orman alanları ile karşılanması ve ormanların sadece bir rant kaynağı olarak görülmesi anlayışının uzantısından başka bir şey değildir.Bu anlayış karşısında her türlü fiili, meşru mücadele hakkımızı kullanarak, halkın olanın halk tarafından yönetilmesi anlayışımızla bu yönetmelikleri yargıya taşıyacağımızı ve ekolojik yaşam hakkı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi açık ve net bir şekilde beyan ederiz” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi