KESK Zonguldak Şubeler Platformuna bağlı sendika başkanları ve üyeler, Madenci Anıtında düzenlenen eylemin ardından bordro yaktılar.

KESK Zonguldak şubeler Platformu dönem sözcüsü Tüm Bel Sen Şube Başkanı İsmail Sefertaş yaptığı açıklamada, “Bu hayat pahalılığında yüzde 3 maaş zammı ile yaşanmaz. Artık yeter. İnsanca yaşamaya yetecek maaş için ek zam istiyoruz” dedi.

Sefertaş beraberinde, Maden Mühendisleri Odası Başkanı Çağlar Öztürk ve yönetim kurulu üyeleri, KESK bağlı sendikaların şube başkanları ile emekçiler ile Madenci Anıtında yaptığı açıklamada, “Yıllardır yaşanan her krizin faturası biz emekçilere çıkarıldı. Ülkeyi yönetenler “Büyümede rekor kırdık” dediler. “Dünya bizi kıskanıyor” dediler. Ama “büyüyen Türkiye’den” bizim payımıza hep sahte enflasyon rakamlarına göre belirlenen maaş zamları, daha adaletsiz hale getirilen vergiler, gittikçe güvencesiz hale getirilen bir çalışma yaşamı düştü.Biz ne zaman hakkımız istesek “kriz var” dediler. “Aynı gemideyiz, batarsak hep beraber batarız” dediler” diyerek şunları söyledi: “Ama bize hep o geminin kazan dairesi reva görüldü. Bir avuç mutlu azınlık ise bizim alın terimizle, emeğimizle su yüzünde tutuğumuz geminin lüks kamaralarında keyif çatmaya devam etti. Bizim cebimizden alınanlar; Teşvik, vergi affı, vergi yapılandırması olarak sermayeye, patronlara. Araç, yolcu, hasta garantisi olarak köprü, otoyol, hava limanı ve şehir hastanelerinin müteahhitlerine akıtıldı. Yıllardır çarşıda, pazarda yaşadığımız enflasyon ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmadığını çocukların dahi bildiği resmi enflasyon sanki gerçek enflasyonmuş gibi gösterildi. Maaş artışlarımız bu sahte rakamların temel alındığı enflasyon hedeflerine göre belirlendi. Kendine “yetkili sendika”, “yetkili konfederasyon” diyenler oturdukları masalarda sahte enflasyon rakamlarının yarım puan üstündeki mutabakatların altına imza attı. Hükümetin teklif ettiği rakamların daha altına imza attıkları bile oldu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de pandemi ile birleşen ekonomik krizin enkazı yine bizim omuzlarımıza yıkılmak isteniyor. Pandemiye ayrılan kaynaklar nedeniyle işçilere, emekçilere, esnafa, çiftçiye verecek bir şey kalmadığını söylüyorlar. Oysa devletin resmi rakamları Türkiye’nin Covid-19 ile mücadelede vatandaşlarına en az nakit destek veren ülke olduğunu gösteriyor. Salgın nedeni ile toplam 52.7 Milyar TL kullanıldığını, bunun 44.2 Milyarının İşsizlik Fonundan, 2.1 Milyarının bağış kampanyalarından karşılandığını, hazineden aktarılanın ise sadece 6.4 Milyar TL’de kaldığını biz söylemiyoruz, devletin resmi rakamları söylüyor .Buna karşın pandemiye sağlık harcamaları dahil milli gelirin sadece yüzde birinin ayrılması büyük bir “maliyet” gibi gösteriliyor. Sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günlerde bile otoyol, köprü, tünel, havalimanı müteahhitlerine hazineden on milyarlarca aktarılması görmezden geliniyor. Her ekonomik sarsıntıda, her krizde sıkılan kemerler hep bizim kemerlerimiz oldu. Her açı reçete bize yazıldı. İğneden ipliğe zam yağmurunun devam ettiği pandemi koşullarında giderlerimiz daha da arttı. Maaşlarımız mum gibi eridi. Bugün resmi enflasyon yıllık %15,61 olarak gözüküyor. Ancak bağımsız iktisatçıların yaptığı araştırmalar yaşanan gerçek enflasyonun bu rakamın en az iki buçuk katı olduğunu ortaya koyuyor. Bugün Açlık sınırı 2.800 TL’yi, yoksulluk sınırı 9.000 TL’yi aşmıştır. Tüm bunlara rağmen hiç kimsenin bizim %3 maaş zammı ile yetinmemizi beklemeye hakkı yoktur. İnsanca yaşamaya yetecek bir maaş hepimizin hakkıdır. Hangi sendikaya üye olursa olsun, ya da bir sendikaya olmasın, tüm kamu emekçilerini İnsanca yaşamaya yetecek bir maaş talebine sahip çıkmaya, Hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sistemine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” Yapılan konuşmanın ardından eyleme katılanlar bordrolarını yaktılar. (Şaban YILMAZ)

Editör: Haber Merkezi