Belediye İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Osman Karataş yaptığı açıklamada, “İşçiyi çalıştırmak, ürettirmek serbest. Örgütlenmek, toplu sözleşme yapmak yasak. Biz sizden lütuf değil, alın terimizin karşılığını istiyoruz” dedi.

Karataş açıklamasında,  İktidarın “işten atmalar yasaklanıyor” iddiasıyla gündeme getirdiği Torba Yasa Meclis’ten geçti. Sendikamız başta olmak üzere tüm emek yanlıları bu yanlıştan dönülmesi çağrısı yaptı. Ancak iktidar, bir kez daha “ben bilirim, dediğim dedik” dedi ve Torba Tasarı yasalaştı” diyerek şunları söyledi:

“Torba yasa ile iktidar bir kez daha, emekçilere “ölümü, gösterip sıtmaya razı etme” yolunu seçti. Neden mi? Çünkü Torba Yasa ile yapılan düzenleme, işten çıkarmaları yasaklamıyor, üç ay erteliyor.

İşveren ise, Torba Yasada yapılan düzenlemeyle işçisini tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarma hakkına sahip oluyor. Bu düzenlemeyle işveren, her an işçileri ücretsiz izne çıkartabilecek. Oysa Torba Yasa yasalaşmadan önce İş Kanunu’nda, ücretsiz izin, ancak işçi ve işverenin karşılıklı yazılı anlaşması halinde mümkün olan bir düzenlemeydi.

Bu düzenlemeye onay veren zihniyet, işçiyi köle olarak gören bir zihniyettir. 45 günlük ücretli izin hakkını kendilerine hak gören vekiller, sıra asıllara emekçilere gelince, gözleri kör kulakları sağır oluyor. Salgın dolayısıyla rant projelerinden vazgeçmeyenler, milyarlık ihaleleri yandaş müteahhitlere  verenler, sıra emekçinin sözleşmesine gelince akıllarına gelen ilk şey yasaklamak oluyor.

Siz kendinizi akıllı, dünyayı aptal mı sanıyorsunuz?

Tüm sendika üye kayıtlarının e-devlet üzerinden yapıldığını, yani tespitin de, yetkinin de kolayca verilebileceğini toplu sözleşme süreçlerinin tamamlanacağı dünya alem biliyor da, Bakanlık bilmiyor mu? O zaman bu yasak niye? İşçiyi çalıştırmak, ürettirmek serbest. Örgütlenmek, toplu sözleşme yapmak yasak. Bu düzenleme, bir anlayışın itirafıdır.

Bu mu sizin adaletiniz? Bu mu sizin hakkaniyetiniz? Bunun adı vicdansızlıktır, hal bilmemezliktir. Binlerce işçinin ekmeğiyle oynamak bu kadar kolay mı? Bu hayat pahalılığında bu insanlar taş mı yesin?

Bir örnek de 696 sayılı KHK mağduru taşeron işçilerdir. Belediye şirketlerine ve kamuya geçen taşeron işçileri 696 sayılı KHK’daki yasaklar nedeniyle yaklaşık 2 yıldır Anayasal toplu sözleşme hakları ellerinden alındığı için %4‘lük sefalet ücret artışıyla açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmişti. Şimdi Torba Yasa ile yüzbinlerce taşeron işçisine “Anayasal sözleşme hakkınızı 2 yıl yasakladık, şimdi de üç ay, olmadı 6 ay” daha bekle diyorsunuz. Bu mu sizin adalet anlayışınız. Bu mu sizin destek anlayışınız.

Şimdiden söyleyelim yarın bilmiyordum, yanıltıldım demeyin. “Evde kal” diyerek, emek örgütlerinin uyarılarını dikkate almadan, Millet can derdindeyken ücretsiz izin uygulamasıyla, toplu sözleşme, grev yasakları getiren düzenlemeler bugün olmazsa yarın çalışma barışını bozar.

Emekçiler 1999 depreminde insanlar enkaz altında can derdindeyken bir gece yarısı sosyal güvenlik yasasını emekçiler aleyhine değiştiren siyasileri nasıl unutmadılarsa, korona virüs salgınında da “işten atılma yasaklanıyor” diyerek, yapılan hak gasplarına onay verenleri unutmayacaktır” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi