Zonguldak Arı Yetiştiricileri Derneği Başkanı Abdurrahman Canlı, “Zonguldak Kestane Balının popüler olanın arkasında değil de kendi kalitesi, kendi zengin niteliği ile bilinir olarak öne çıkmasını tercih ederiz” dedi.

Aslına uygun üretilmiş bütün balların değerli olduğunu belirten Zonguldak Arı Yetiştiricileri Derneği Başkanı Abdurrahman Canlı açıklamasına şöyle devam etti:

ZONGULDAK KESTANE BALININ NİTELİĞİYLE ÖNE ÇIKMASINI İSTERİZ

"Reklamın kötüsü olmaz" diye bir genelleme var. Reklam dünyasında bu genellemeler bir düşünce olsa bile, biz Zonguldak Kestane Balının popüler olanın arkasında değil de kendi kalitesi, kendi zengin niteliği ile bilinir olarak öne çıkmasını tercih ederiz. Bilim çevrelerinin kestane balına ilişkin yaptığı çalışmalar bizim için mutlak belirleyicidir. Karadeniz Teknik üniversitesinden Prof. Dr. Sevgi Kolaylı bu alanda ilk çalışmayı yapan bilim insanlarımızdandır. Son beş yıl içinde, Türkiye'de üretilen, ticari potansiyeli olan monofloral balların kimyasal içerikleri ve tıbbi aktivitelerinin incelenmesi, parmak izlerinin çıkarılması çalışması yapıldı. Çalışmayı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Emin Duru önderliğinde bir ekip yürüttü. Kestane balı, geven balı, ayçiçek balı, narenciye balı ve pamuk balı incelendi.

ASLINA UYGUN ÜRETİLMİŞ BÜTÜN BALLAR DEĞERLİ

Kuşkusuz aslına uygun üretilmiş bütün ballar değerli. Kestane balı sofraya konulan bir ürün olmanın ötesinde, sağlık açısından da kullanılması gereken doğal ve güçlü bir besin. Halk arasında geleneksel olarak genel ağrı kesici olarak, maden işçilerinde gelişen akciğer rahatsızlıklarında, astım ve bronşit ile mücadelede, üşümeye bağlı rahatsızlıklarda ve mide rahatsızlıkları gibi birçok rahatsızlıkta yüzyıllardır kullanılıyor. Bilimsel çalışmalar, ağrı kesici özelliğini, doğal antibiyotik olduğunu, antikanser ve antioksidan özelliğini, mide ve bağırsak sistemine olumlu etkisini, alzheimer oluşumunu önleyici etkisi olduğunu kanıtladı. Ancak, bu bilgilerin kabul edilmesi, uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmasıyla mümkün. Bilim insanlarımızca bu yönde yapılacak çalışmaların yakın gelecekte daha da artacağını umut ediyoruz.

BAL İLAÇ GİBİ SUNULMAMALI

Her ne olursa olsun, bizim ürünümüz ilaç gibi, hastalığı tedavi edici olarak sunulmamalı. Düzenli ve bilinçli kullanımı ile hastalıklardan koruyucu, tıbbi tedaviye destek olan güçlü bir gıda olarak değerlendirilmeli. Zonguldak genelinde, ZAYBİR üyesi 1.350 arı yetiştiricisi ve bunlara ait 75 bin koloni var. Normal koşullarda, koloni başına üretim 15 kg ancak iklim değişikliği ve tarımsal üretimde yaşanan gerileme koloni başı bal üretimini 10 kg seviyesine düşürdü. Haziran başı ile temmuz ortası arasında, 20 gün gibi kısacık bir zaman diliminde kestane balı üretimi yapılıyor. Kuzey yamaçlardaki kestane ormanlarını bal üretim alanları olarak değerlendiriyoruz ve ormanlar yaklaşık 1400 metreye kadar yükseliyor. Bal üretim sezonunda, yağmurun tüm bölgeyi ya da belli yükseklikleri etkilemesi, üretim miktarını ve bölgelerini belirliyor. 2020 sezonunda yüksek kısımlar, 2021 sezonunda ise sahile yakın noktalar üretim sezonunda yağmur yağdı ve bu yıllarda yaklaşık 300’er ton kestane balı üretimi oldu. Bu da, 2021 yılında, kestane balından 60 milyon lira gelir elde edildiği anlamına geliyor. Kayıtlı olmayan üreticiler, ana arı ve arı sütü üretimi, koloni üretimi, propolis üretimi, polen üretimi, arıcılıkta kullanılan arı yemi, kovan sağlığı giderleri, kovan vesayre ekipmanlar da dikkate alındığında, bölgemizde ve çalışma alanımızda 250 milyon liralık bir ekonomik işleyiş bulunuyor.

ARICILIĞIN EN ÖNEMLİ GİDERİ BESLEME VE KOVAN

Arıcılık alanında yapılacak destekler, yeni arıcılar bulup bunları desteklemenin ötesinde, var olan işletmelerin desteklenmesi ve bal üretim alanlarının daha etkin kullanımının sağlanması şeklinde olmalıdır. Örneğin hastalık ve zararlılara karşı gereksinimlere dair destek çok etkili ve yerinde olacaktır. Arıcılık için en önemli gider kalemlerinden birisi de besleme ve kovan desteği. Arazi yapısının engebeli olması, orman içlerine girilmesini engelliyor ve arıcılar orman çevresine kümelenmek zorunda kalıyor. Kısacası, var olan işletmelerin desteklenmesi ve üretim alanlarının çoğaltılarak korunması ve etkin hale getirilmesi, her şeye karşın üretimi olumlu yönde etkileyecektir.” Haber: Seçkin KIRARSLAN

Editör: Haber Merkezi