Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Şahin Ören, öğretmen maaşı ile asgari ücret arasında fazla bir farkın kalmadığını söyledi.

Yeni yılda hükümetimiz bize zamlarla beraber geldi diyen Ören, “Doğalgaz yüzde 36, elektrik yüzde 11, harçlar 9,11, zeytinyağı yüzde 110 gibi özellikle temel gıda maddelerine yaklaşamaz olduk. TÜİK’in bir enflasyon sepeti var. O sepete pinpon topu gibi garip garip şeyleri koyarak insanların gerçek enflasyon sepetinden uzak bir anlayış ile farklı bir enflasyonla giriyor. Yani hükümetin enflasyonu ile bizim enflasyonumuz aynı değil. Bugün 30’larda, 40’lara gezmektedir enflasyon. Oysa bugün önümüze gelen maalesef sarı sendikanın da çabaları ile önümüze konulan para yüzde 3’dür” diye konuştu.

Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Şahin Ören, açıklamasına şöyle devam etti:

2020 ZOR BİR YIL OLARAK GEÇTİ

“2020 yılı hem halkımız açısından hem kamu çalışanları açısından, özellikle sağlık anlamında çok zor bir yıl olarak geçti. Sağlık açısından zor geçtiği gibi pek çok kesim özellikle emekli, dar gelirli işte kahvehanede çalışanlar, sanatçılar ve birçok kesim pandemi ile birebir eve çekildi ve evlerinde çorba kaynamaz oldu. Dolayısı ile bizim 2021 yılından beklentimiz bir an önce sağlığımızın geri gelmesi, bir an önce pandemiden kurtularak insanların artık evlerine bir sıcak çorbanın girmesidir. Dolayısı ile bu pandemi dönemi bütün toplumun diğer katmanlarını etkilediği gibi eğitim çalışanlarını da etkilemiştir.

YAPILAN ZAM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA MERHEM OLMAZ

Bazı gazetelerde öğretmenin almadığı maaş yüksek gösterilmektedir. Öğretmenle artık asgari ücret arasında fazla bir şey kalmamıştır. Yılların dökümüne göre yüzde 13 ile 26 verilerek, şunu da söylemek isterim; Türk Eğitim-Sen’in asgari ücretle çalışanların maaşında gözü yok. Hükümetimiz onlara daha çok versin, bizden de fazla alsınlar ama bir de açlık ve yoksulluk sınırı diye bir şey var. Bugün fakülte mezunu öğretmen ile aradaki makas kapanmıştır ben bunu ifade ediyorum. Yüzde 26 eğer asgari ücrete para veriliyor ise dolayısı ile bu ülkede en düşük enflasyon yüzde 26 demektir. Onunu üzerine eğer ‘size yüzde 26 veriyorum. Siz bu enflasyon karşısında yüzde 26 ezildiniz’ deyip bir kesime, diğer bir kesime ‘hayır yüzde 3+3 ezildiniz’ 3+3 veremezsiniz. O verdiğiniz 7,36+3,36 veya 4 gibi rakamlarda da eğitim çalışanlarının yarasına merhem olmaz.

YENİ YIL ZAMLARLA GELDİ

Yeni yılda hükümetimiz bize zamlarla beraber geldi. Doğalgaz yüzde 36, elektrik yüzde 11, harçlar 9,11, zeytinyağı yüzde 110 gibi özellikle temel gıda maddelerine yaklaşamaz olduk. Biliyorsunuz; TÜİK’in bir enflasyon sepeti var. O sepete pinpon topu gibi garip garip şeyleri koyarak insanların gerçek enflasyon sepetinden uzak bir anlayış ile farklı bir enflasyonla giriyor. Yani hükümetin enflasyonu ile bizim enflasyonumuz aynı değil. Bugün 30’larda, 40’lara gezmektedir enflasyon. Oysa bugün önümüze gelen maalesef sarı sendikanın da çabaları ile önümüze konulan para yüzde 3’dür. Dolayısı ile enflasyona kamu çalışanları ezdirilmiştir. Bunun büyük müsebbibi Memur-Sen’dir. Artık insanlar takkeyi alıp önüne koymalı ve düşünmelidir. Yüzde 3, yüzde 3 nereye kadar gideceğiz. Ayır bir gün öğretmen ve eğitim çalışanları artık asgari ücretle beraber aynı duruma gelmiştir.

FAKİRLER AÇLIĞA MAHKUM EDİLDİ

Bugün kredi kartları katlanmıştır, boşanmalar artmıştır, kavga ve cinayetler artmıştır. Bunların müsebbipleri bellidir. Kamu çalışanları ayağında da Memur-Sen’dir. Şimdi burayı kıssada hisse ile bağlayalım; Hz. Ömer bir beldeye gidiyor döneminde. Önüne bal koyuyorlar, bir de süt koyuyorlar. Diyor ki Hz. Ömer; burada yaşayan ahali bunlardan yiyor mu diyor.’ ‘hayır efendim bunlardan yiyemiyor’ diyor. ‘bunları biz zengin misafirlerimize veriyoruz. Hemen kaldırın bunları’ diyor. Eğer bir devlet, devletin yönetenleri halkının yediğinden yemiyorsa bu zulümdür’ diyor. Dolayısı ile bugün çok zengin bir kesim türemiştir. Orta direk ortadan kalkmıştır. Fakirlerde açlığa mahkum edilmiştir. Dar gelirli, işçi ve memur emeklisi bugün artık geçinememektedir.” Haber: Seçkin KIRARSLAN

Editör: Haber Merkezi