Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasına Zonguldak Kadın Platformu tepki gösterdi.

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye’nin Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin ayrılmasına Zonguldak Kadın Platformu tepki gösterdi.

Zonguldak Kadın Platformu gönüllüleri, “Değil gece yarısı kararnamesi, yeri yarsanız, göğü başımıza geçirseniz haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızın ve hayatlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesini savunacağız. İstanbul sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” dediler.

Madenci Anıtı önünde toplanan Zonguldak Kadın Platformu adına açıklama yapan Eylem Kabarık, şunları söyledi:

HUKUKA AYKIRI BİR KARARNAMEDİR ACİLEN İPTAL EDİLMELİDİR

2011 yılında imzalanan ve 2014 yılında TBMM onayıyla yürürlüğe giren ‘İstanbul Sözleşmesi’ ismiyle anılan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” nin dün gece Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildiği açıklandı. Bir uluslararası sözleşme hangi usulle yürürlüğe girdiyse aynı biçimde yürürlükten kaldırılabilir. TBMM devre dışı bırakılarak, anayasa hiçe sayılarak oluşturulan kararname ile iktidarın Kadın düşmanlığı ve sivil darbe uygulamaları devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması, bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması, uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılmasını sağladığı ve toplumsal cinsiyet eşitliği’ ilkesine dayandığı için uzun süredir iktidarın hedefindedir. Gece yarısı yayınlanan bu üç beş satırlık kararnamelerle halk iradesinin oluşturduğu meclis görmezden gelinerek fiili bir monarşi oluşturulmuştur. Ama gözden kaçan önemli nokta bu kararnamenin yasalar önünde de kadınların gözünde de hiçbir anlamının olmayışıdır. Bu açıkça hukuka aykırı bir kararnamedir acilen iptal edilmelidir.

YAŞAMLARIMIZI GERİCİLİĞE, YOBAZLIĞA, BAĞNAZLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ

Bir uluslararası sözleşme onaylandıktan sonra kanun hükmündedir ve ancak meclis tarafından feshedilebilir. Cumhurbaşkanının tek taraflı kararı ile sözleşmenin feshedilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı kararnamesi yok hükmündedir! İktidar eliyle yapılan çalışmalarda halkın sadece yüzde 17'sinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğu, karşı olanların da radikal dini gruplar olduğu ortaya çıkmıştır. Halkın yüzde 83'üne rağmen kadınları yaşatacak adımları içeren İstanbul sözleşmesini tartışmanın ya da reddetmenin kime hizmet ettiği açıktır. Yaşamlarımızı gericiliğe, yobazlığa, bağnazlığa teslim etmeyeceğiz, yaşam haklarımızı kararnamelerle ortadan kaldırmanıza izin vermeyeceğiz. Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve şiddete uğrayanın korunması, şiddet uygulayanın soruşturulması ve cezalandırılması sorumluluklarını devlete yükleyen sözleşmenin iktidarın hedefi olması, iktidarın kadınlardan ve kadınların yaşam mücadelesinde sesini yükseltmesiden duyduğu rahatsızlığın sonucudur.

KADINLAR “İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULA” DEDİ

“Halk istiyorsa sözleşmeden çekiliriz” diyen iktidara karşı halk "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” dedi. Kadınlar, “İstanbul Sözleşmesini Uygula” dedi, “Haklarımızdan ve Hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz” dedi. Aylardır bu taleplerimizi bulunduğumuz her mecradan iletmemişiz gibi İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart’ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını Resmi Gazete’den öğrendik. Sözleşmeden çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İnsan haklarına aykırı faaliyette bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanmaktır. İstanbul Sözleşmesi yani kadınların yaşam hakkı kimsenin iki dudağının arasında değildir. Tüm ülkeyi etkileyecek hiçbir karar demokrasi yok sayılarak "aldım oldu" ile halka dayatılamaz.

BİZ KADINLAR YAŞAMAK İSTİYORUZ

Tüm kadınların özgür ve korkusuzca yaşamaları sağlanmadan böyle bir yaşamın olanaklarını yaratacak olan hiçbir sözleşme, yasa, uygulamadan el çekmiyoruz! Hayatlarımıza dair kararları biz alırız! Hayatlarımızın ve haklarımızın tek bir adamın kararına, kararnamesine bağlı olmasına izin vermiyoruz. Milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Bu sözleşmeyi biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla, mücadelemiz ile kazandık. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mahkum etmenize izin vermeyeceğiz. Sözleşmeden vazgeçmiyoruz! Biz kadınlar yaşamak istiyoruz. İstanbul Sözleşmesini feshetmeye girişmek kadınlar yaşamak istiyorum çığlıklarını yükseltirken onların yaşam haklarına bir saldırıdır. Kadına "öldürsünler seni" demektir. Katilin elindeki silah, gözündeki hınç ve nefret olmaktır. Hep söyledik yine söylüyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesini feshetme kararı bu ülkedeki kadınları hiçe saymak, kadın cinayetlerini görmezden gelmektedir. Kız kardeşlerimizi hayatta tutamayan, tecavüzden şiddetten kurtarmayan iktidarın ülkemizin alnına sürdüğü bir kara lekedir. Kadınlar, Kadın kazanımlarına hız kesmeden saldırıları süren iktidara ve onun yarattığı gerici odaklara karşı mücadele etmeye devam edecek!

Değil gece yarısı kararnamesi, yeri yarsanız, göğü başımıza geçirseniz haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızın ve hayatlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesini savunacağız. İstanbul sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz.” Haber: Seçkin KIRARSLAN

Editör: Haber Merkezi