Türkiye Taşkömürleri Kurumuna bağlı Kozlu Müessese Müdürlüğünde  1992 yılında meydana gelen ve 263 işçinin ölümüyle sonuçlanan grizu faciasının yıldönümünde Maden Mühendisleri Odası tarafından  Maden Müzesinin olduğu yerde  bulunan Maden Şehitleri Anıtında anma töreni düzenlendi.

Düzenlenen törene, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, Maden Mühendisleri Odası Başkanı Çağlar Öztürk ve yönetim kurulu üyeleri, KESK’e bağlı bazı sendikaların başkan ve temsilcileri katıldı.

Maden Şehitleri Anıtına çelenk sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Çağlar Öztürk yaptığı açıklamada, “3 Mart, dünya madencilik tarihinde yaşanan en büyük facialardan biri olan ve grizu patlaması sonucu 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu faciasının yıldönümüdür. Facianın yıldönümünde Kozlu’da hayatını kaybeden maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyoruz” diyerek şunları söyledi:

“Ülke tarihimiz, iş kazalarının yanı sıra iş cinayeti ve işçi katliamı olarak tanımlanabilecek facialar ile doludur. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da ülke tarihinin en büyük maden faciası meydana gelmiş ve 301 madenci hayatını kaybetmiştir. Kozlu’daki faciadan günümüze kadar yaşanan olumsuzluklardan gerekli dersler çıkarılmamış, atılması gereken adımlar atılmamıştır. Bu nedenle kazaların oluşması tamamen işverenlerin ihmallerine dayandığından İş cinayeti karakteri kazanıp artarak devam etmektedir.

Ülkemizde son yıllarda işyerleri yeteli sayı ve seviyede denetlenmemektedir. Bu durumun kamuoyunda ve bizlerde ülkeyi yönetenlerce bilinçli yapıldığı kanısını uyandırmaktadır. Denetimsizlik ve yaptırımsızlık sürdükçe iş kazalarını ve iş  cinayetlerini engellemek mümkün değildir. Her yıl, evine ekmek götürebilmek için emek harcayan 2 bin civarında emekçinin iş kazası ve cinayetleri, 10 bin civarında emekçinin meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybediyor olması büyük bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya yetmektedir.

Ülkemizde ne yazık ki İş cinayeti diye nitelendirdiğimiz olayların  sorumluları korunmakta hatta aklanmaktadır. Suç çalışan işçi mühendis,vb gibi emekçiler ile ölenlere yüklenmek istenmekte  ve olaylar bu yönde manüple edilmekte, gerçek suçlular gözden kaçırılmaktadır. 301 emekçinin yaşamını kaybetmesine neden olan Soma Faciası bunun  en bariz örneği olarak karşımızdadır.

İş cinayetleri ve iş kazaları ile mücadele ertelenebilir, ötelenebilir bir gündem değildir. İş cinayetlerinin ve kazalarının yaşanmaması için yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda gerçekçi adımlar atılabilmesi için işverenleri sorumluktan kaçıran yaklaşıma son verilmelidir. İşverenleri temel sorumluluktan kurtaran, sorumluluğu bir günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarının üzerine,mühendislere ve diğer çalışanlara yükleyen mevcut sistemde, önleyici ve engelleyici bir faaliyetin organize edilmesi mümkün olmayacaktır.

Gerçekleşen iş cinayetleri ve iş kazalarının büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğu bilinmektedir. Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlar ile göz göre göre “geliyorum” demekte olan facialara son vermek mümkündür. Bunun için önce insan hayatını ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir.

TMMOB olarak 3 Mart’ta; iş kazalarının, iş cinayetlerinin son bulması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez defa ifade ediyoruz.Artarak devam eden iş kazaları ve cinayetlerine ve  son verecek adımlar zaman kaybetmeden atılmalıdır” (Şaban YILMAZ)

Editör: Haber Merkezi