29 Ekim Kadınları Derneği Genel Merkezi adına Zonguldak Oluşum Platformu adına Gülhan Çetin  yaptığı açıklamada, “Uğur Mumcu’nun katledilişinin 28. yılındayız. Muammer Aksoy’un aramızdan alınışının üzerinden ise 31 yıl geçti. Ülkemizde aydın cinayetleri yıllardır sürüyor. Bir kurşunun ya da bir bombanın aramızdan alıp götürdüğü yüzlerce insanımız oldu” dedi.

Çetin açıklamasında, “Bireysel öldürümleri, toplu katliamlar izledi. Onları isimleri ile değil, yitirilme tarihleri ya da yer adları ile anar olduk. Maraş’ı, Sivas’ı, Gezi’yi,Gar’ı,Suruç’u,Merasim Sokak katliamlarını acıyla yaşadık.Katiller, hiç tanımadıkları insanları tereddüt etmeden yok ettiler” diyerek şunları söyledi:

“Aksoy ve Mumcu, yazıları ve konuşmaları ile kamuoyuna aydınlık düşüncelerini ulaştıran iki hukuk insanıydılar. Anayasa’nın kendilerine tanıdığı ifade özgürlüğünü kullanmak hakları idi. Başta yaşama hakkı olmak üzere ifade özgürlüğünü güvence altına almak ise devletin göreviydi. Devlet, onları korumadı; Vuruldular! Devlete düşen diğer bir görev de katliamcıları, yakalamak, yargılamak ve böylece yeni katliamlara engel olmaktı. Bunun için yapılması gereken ciddi bir hazırlık soruşturması idi. Yapılmadı. Her iki olayda da deliller adeta “süpürüldü. Aylar sonra sözde tetikçiler yakalandılar. Farklı zamanlarda katledilmiş olan aydınların davaları birleştirilerek “torba” bir yargılama yapıldı. Yargılananların bir bölümüne ceza da verildi Ne var ki benzeri pek çok davada olduğu gibi cinayetlerin arkasındaki örgütler yargı önüne getirilmediler. Adalet sağlanmadı.

Muammer Aksoy’lardan, Hırant Dink’e uzayan süreçte, bugün halkın vicdanında adalet duygusu ciddi bir sarsıntı içindedir. Pek çok aydın cinayeti hala aydınlatılmamış, arkasındaki örgütler yargı önüne çıkarılamamıştır.Yargı kararları da önemli soru işaretleri taşımaktadır. Pek çok cinayetin eylemcisi dışarıda ellerini kollarını sallayarak gezerken, cezaevleri adeta 12 Mart ve 12 Eylülü aratacak uygulamalarla muhaliflerle doldurulmuştur. Hak arayan emekçilerden öğrencilere; gazetecilerden milletvekillerine iktidarla çelişen herkes “teröristtir İnsan yaşamına kastedenlerin terör örgütü eylemcisi sayılmadığı bir ortamda, henüz haklarında bir iddianame düzenlenememiş, yargılama yapılmamış ve yargılama sonucunda suçlulukları kesin hükme bağlanmamış insanlar, terörist ilan edilmiştir. Lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesi yok sayılmıştır. “Terörist” sıfatı, gerçek terör eylemcilerinden alınıp, muhaliflere yapıştırılmış bir “yaftaya” dönmüştür Muhalifler için lehe olan Anayasa Mahkemesi kararları dahi yok sayılmıştır.

Bir ülkede, özgürlükler yaşanabiliyor ve insan haklarına dayalı adalet sistemi uygulanabiliyorsa yaşam hakkı güvencede olacak ve gerçek bir kardeşlik ve barış ülkeye egemen olacaktır. Cinayetleri önlemenin yolu, doğru yargılamadır.  Yönetenlere ve yasa uygulayıcılarına kadınlar olarak sesleniyoruz: Halkın daha çok kayıp vermesini ve acı çekmesini engelleyecek olan sizsiniz. Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alın ve  adil olun. Mumcu , Aksoy ve tüm yitirdiklerimize borçlarımızı ödemenin tek yolu Adalettir” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi