Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zekai Kamitoğlu, göreve geldikleri günden bu güne 3 yıldır oda yönetimi ile birlikte yapmış oldukları çalışmaları anlattı.

Açıklamalarında en çok Filyos Limanın önemine değinen Başkan Kamitoğlu, “Filyos liman projesi dünyaya açılacak bir kapı olarak görünüyor.” dedi.

Başkan Kamitoğlu, göreve geldiklerinde ilk işlerinin, yarım kalan işleri tamamlamak olduğunu söyleyerek, “Göreve geleli 3 yıl oldu. Daha önceki yönetimin başlatmış olduğu projeler vardı. Bunlar, Çaycuma Meslek Yüksekokulundakisosyal binanın kaba binası yapılmış, ince işler faaliyette bulunulmamıştı. Bunun yanında Çaycuma Manda yoğurdunun coğrafi işaret başvurusu yapılmış. Türkiye Borsalar ve Odalar Birliğinin Çaycuma Meslek Yüksek Okulunda yapacağı Gıda Tarım ve Hayvancılık bölümü için bir bina projesi vardı. Önümüzde çözüme kavuşmamış ve muallakta olan projeler vardı. Biz direk bunlara odaklandık. Önceliğimiz Çaycuma Meslek Yüksekokulundaki sosyal binanın tekrar elden geçirerek, iş adamların ve odamızın kısır döngüsüyle elden geçirerek açılışını gerçekleştirdik.

Manda Yoğurdu için Coğrafi işaret ve marka tescili yapıldı. Kendine güvenen üretici o markayı bizden alır kullanır. İlçe tarım müdürlüğünden alınan numuneler manda yoğurdunun içinden çıkan inek sütü karışımının bilinçli yada bilinçsiz yapılan karışımın ardından, basında da haberlerin yer almasının sonucunda hiçbir üretici o markayı kullanmaya cesaret edemiyor. Bizde kullanmakta cesaret edemiyoruz, üretimimizde cesaret edemiyor. Bunu yapa bilmemiz için manda sütlerini toplayıp içinde katkı olup olmadığına bakmamız lazım. Bunun içinde laboratuvarların kurulması lazım. Oda çok maliyetli bir iş. “ dedi.

“Serbest Bölge Çaycuma’nın dibine kadar geliyor”

Serbest bölge Çaycuma’nın dibine kadar geleceğinin de altını çizen Başkan Kamitoğlu, “Serbest bölgenin tarımı ve projeleri belli değil. Biz yine bakanlıklarla bu konular ile alakalı görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Serbest bölgede biran önce projelendirmeler yapılsın, bize mandacılıkla alakalı bir yer ayrılsın biz orada hem laboratuvarımızhem demanda çiftliğimizi kuralım. Dışarıdan gelen ziyaretçilerimizin alışveriş yapabileceği sosyal alanlar oluşturalım.

Türk petrolleri anonim ortaklılığının doğalgazı karaya çıkarılması ile alakalı Filyos endüstri bölgesinden bin dönümlük arası tahsisi yapıldı. Tosyalının orada yağmış olacağı endüstri bölgesinde bir alan daraldı. Muhtemelen ona serbest bölgeden yer verecekler. O zaman serbest bölgenin tanımı ortaya çıkacak.”  diye konuştu.

“SERA OSB”de Topraksız Tarım Yapılacak”

Kamitoğlu, topraksız tarıma değinerek, “Sera OSB’de topraksız tarım yapılacak. Filyos nehri kenarında 500 dönümlük bir arazi üstünde 15 parsel olmak üzere 25’şer dönümlük 15 parsel projesi yapıldı. Bakanlıktan onaylandı. Önümüzdeki Nisan ayında alt yapı için ihaleye gideceğiz. 25 milyonluk altyapı projesi ihalesine çıkılacak. Kişi başına 500 bin arsa payı, parselbaşına da 10 milyonluk yatırım maliyeti var.  Ciddi 9 yatırımcı var elimizde. Dışarıdan yatırımcı almak istemedik. Önceliğimiz bölgemizdeki iş insanlarından olsun dedik. Yatırımcımız hazır. Bu projenin 2022 ortalarında arsalarını tahsis edeceğini ifade etti.

“OSB’nin 30 yıllık geçmişi var”

OSB’nin geçmişi 30 yıllık geçmişi olduğunu söyleyen Kamitoğlu, “Pandemidönemizdeyiz. Pandemidönemindebirçok sektör olumsuz etkilenirken bazı sektörlerde de olumlu yansımalar var. Çaycuma OSB’nin 30 yıllık bir geçmişi olan, 30 yıldır gelişimini sağlayamayan OSB’de sona gelindi. Son parsellerin tahsisi yapıldı. O parsellerde inşaat çalışmaları devam ediyor. Gelişme alanları için çalışmalarımız var. Çünkü Filyos Projesinden dolayı bölge cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Talep görüyor. Birçok dalda faaliyet gösteren firmalarımız var. Çoğu ihracat odaklı firmalar. Hepsinin tek tek gezdiğimizde ihracatlarının ve işlerinin iyi olduğunu söylüyorlar. Bu anlamda bizler için sevindirici bir durum ortaya çıkıyor. 260 dönüm gelişme alanı var. Bakanlığın burada kamulaştırma yaptırması lazım.  Çağ Çelik’in bu bölgeye talebi var. Kendileri ile görüştük. Çevresel kaygılarımız olduğunu söyledik. Yeşil Çelik adı altında son derece gelişmiş bir tesis kuracaklarını çevreye en ufak bir zararının olmayacağını kendileri için buraya yapılacak yatırımın bir ihtiyaç olduğunu söylediler. Olumlu görüşlerimizi bildirdik. Bölgenin hareketlilik ve istihdam açısından bölgede de Filyos bölgesinde bir çelik endüstrisinin kurulacağını düşünürsek bizlere mantıklı geliyor. Filyos endüstri bir bölge ilan edildi. Bacalı fabrikaların kurulması mümkün değil. Orası Tosyalıya devredildi. Baca oldu mu onlar o işte yoklar. Çağ Çelik’in bölgeye yatırım yapmasında bir risk görmüyorum. Her şeyin kendine göre zararları vardır. Ülkeekonomisi ve bölge istihdamı acısından bize ve ülkeye faydalı olacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

“Filyos liman projesi dünyaya açılacak bir kapı olarak görünüyor”

Filyos Limanı ile ilgili bilinmeyenlerin altını çizen Kamitoğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Esas kıvılcımın başladığı yer 2. Albdülhamid’in hayali dediğimiz Filyos Limanı. Bu liman geçmiş yıllara dayanıyor. Biz hep duyardık 30-40 yıl önce Filyos nehrinin kamulaştırılacağını ve burada bir liman projesi olduğunu. Bu kamulaştırma yaklaşık 30 yıl sürdü. Hep beklentide olduk. Siyasetçilerin seçim malzemesi oldu. Yıllar geçtikçe umutsuzluğa kapıldık. Ama geldiğimiz noktada alt 2021 yılının ilk çeyreğinde şuanda alt yapısı tamamen bitmiş, yıllık 25 bin tonluk büyük draft olan gemilerin yanaşacağı bir limandan bahsediyoruz. Filyos limanı bölgesel değil ulusal bir proje.

Karadeniz’de doğalgazın bulunmasıyla da anlam kazandı. Oranında yüzde30’luk kapasitesi Türk Petrolleri Anonim ortaklığına verildi. Tosyalının yapacağı 200 dönümlük arazinin Bin dönümlüğü de Türk Petrolleri Anonim ortaklığına verildi. Limanın alt yapısı bitti. Üst yapı çalışmamaları için Karabük Demir Çelik’in arzusu var. Yıllık 6-7 milyonluk demir elleçliyoruz. Biz bunu farklı farklılimanlardan toparlamaya çalışıyoruz. Tosyalı’nındaüst yapıda olmak için teklifleri var. İki tane ciddi bir firma var. Bunu devletimiz belirleyecektir. Birkaç ay içerisinde bu yatırımcı belirlenecektir.  En geç bir yıl içerisinde yük taşıyan gemileride görmeye başlarız.”

“Derneklerin daha çok kendi alanlarında ilerlemesi lazım”

Zonguldak Sanayici ve İş Adamları Derneği (ZONSİAD)Başkanı Necdet Tıskaoğlu’nun OSB’DE yatırımlar engelleniyor haberlerine karşılık açıklamalarda bulunan Kamitoğlu, “ ZONSİAD açılımı İstanbul’daki sanayici ve iş adamların derneği. Dolayısıyla İstanbul’da Zonguldaklı iş adamlarını temsil eden bir dernek. Bunun kurucusu Halil İbrahim Ece tarafından bu günlere gelmiştir. Şimdiki başkanı Necdet Tıskaoğlu’nun görevi devralmasıyla daha aktif hale gelmiştir. Kendisini çalışmalarından dolayı kutluyorum. “OSB’de yatırımlar engelleniyor” diye bir haber geçmişti, kendisine yönlendirmelerde bulunduk yardımcı olduk. Bunun karşılığında bu başlıkla ilerlemesi çok hoş olmadı. OSB’de 50 kişilik bir istihdamı var. İlerleyen zamanlarda 150-200 civarında olacağı söyleniyor. Bölgemizde bir işsizlik var. Bunu basında halka açık paylaşırsanız size 3bin kişilik başvuru gelir. 3 bin kişi umut demektir. Eğer siz oraya 50 kişi alacaksanız, 2bin 950 kişinin eli boş dönmesi demek. Bunun bize olumsuz etkileri var. Elcab Kabloda eleman alımı var diye soruyorlar. Biz bu işlerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Derneklerin daha çok kendi alanlarında faaliyet gösterip bizlere bir şeylerin devşirmesi lazım. Eve dönüş projesi kapsamında yatırımcının buraya gelmesi teşvik etmesi olumlu.”dedi.

“Eğer bu gelişime kendimizi hazır tutmazsak, birilerinin arkasından bakarız”

Filyos Liman Projesi ile bölgede çook büyük gelişmelerin olacağını ve bu gelişime illçe esnafının kendisini hazır tutmasını belirten amitoğlu, açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı;

“Pandemi dönemindeyiz Türki’ye ekonomik sıkıntılar var, biz Çaycumaolarak sanayi ve üretim anlamında çok fazla hissedildiğini görmüyorum. Konaklama sürenin tamamen yerlerde süründüğü bir dönemden bahsediyoruz. Otellerimizin hepsi dolu, limanda yoğun çalışmalar var. Dışarıdan gelen insanlar buradaki faaliyet alanlarında konaklıyorlar. Çaycuma TSO olarak projelerde yaptırım rolümüz yok. Bir çok sivil toplum kuruluşunun yaparım rolü yok. Biz ricacı oluruz, takip ederiz, yön veririz rol alırız. Benlikten çok bizlik kavramı ortaya çıkıyor. Hep beraber olarak hareket etmemiz lazım.

30 yıllık bir yılgınlığımız var. 30 yıldır bu bölgede çok büyük projelerden bahsediliyor. 4-5 yıldır Sera OSB’den, 30 yıldır liman ve endüstri bölgesinden bahsediliyor. OSB var. Son zamanlardapandemi dolayısıyla ekonomik dalgalanmalar yaşıyoruz. Bundan dolayı bir yılgınlık içindeyiz. Ben bölge halkı olarak bölgede gerek küçük, gerek orta ölçekte, gerekse sanayici yatımcının bu gelişime hazır olmasını istiyorum. Eğer biz geçmişe takılıp ta bu projelerden bir şey olmaz, biz 30 yıldır bekliyoruz, hiçbir şeyolmadı diye uyumaya devam edersek açıkçası bölge girişimcisi, bölge yatırımcısı ve bölge halkı olarak bu treni kaçırırız. Çünkü bu bölge sadece Çaycuma odaklı değil Filyos, Saltukova, Karapıvar, Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Zonguldak, Bartın Karabük havzasını geliştirecek büyütecek bir projeden bahsediyoruz. Onun için kim ne her işi yapıyorsa kendini hazır tutsun, kim ne her iş yapıyorsa kendini geliştirsin ve bu gelişimi açık tutsun. Fırsatları yakalamanın hesabını yapsın. Eğer bu günlere kendimizi hazır tutmazsak, bu gelişimi yakalamazsak fırsatları yakarız, birilerinin arkasından bakarız.”

Haber: Gönül Dombaycı

Editör: Haber Merkezi