Zonguldak Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Çağlar Öztürk, 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle bir açıklama yaparak, “İnsanlık tarihinin en büyük yıkımlarından biri olan 2. Dünya Savaşı’nın başlangıcı 1 Eylül 1939’un 81. Yılında, aynı acılar bir daha yaşanmasın diye, savaşlar dursun diye, silahlar sussun diye bir kez daha Dünya Barış Gününü kutluyoruz” dedi.

Öztürk, Madenci Anıtında beraberinde Zonguldak Demokrasi Bileşenleri ile birlikte yaptığı açıklamasında, “Yaşanan onca yıkım ve vahşete rağmen, dünya üzerindeki savaş, çatışma ve şiddet bir türü son bulmuyor. Sınırsız bir sömürü arzusuyla işleyen küresel kapitalist düzen, dünya halklarını birbirine kırdırmaya, kan dökmeye, ve çatışmaları kışkırtmaya devam ediyor” diyerek şunları söyledi: “ Başta Ortadoğu ve Afrika olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde emperyalist güçlerin körüklediği savaşlar ve iç çatışmalar yaşanıyor. Yaşanan çatışmalar, patlayan bombalar nedeniyle her gün yüzlerce insan ölüyor, binlercesi yaralanıyor. Milyonlarca insan yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kalıyor. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere çatışmalar nedeniyle yurtlarını terk etmek zorunda kalanlar, gittikleri her yerde dışlanma ve ötekileştirilmeye karşı yeni bir savaşın içine giriyor. Dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşanan savaşın yarattığı şiddet ve düşmanlık, dünyanın her yerini savaş alanı, dünyada yaşayan herkesi savaşın hedefi haline getiriyor. Sonucu ne olursa olsun kazananı daima emperyalist odaklar, kaybedeni ise yoksul bölge halkları olan bu savaşlardan artık bıktık ve yorulduk. Barışa ve kardeşliğe olan özlemimiz ve ihtiyacımız her geçen gün katlanarak büyüyor. Türkiye’de yaşayan bizler, savaş ve çatışmaların uzun yıllardan beri devam ettiği bir coğrafyanın parçasıyız. Uzun yıllar boyunca ülkemizde ve bölgemizde yaşanan çatışmaların yarattığı acıların en yakın tanıklarıyız. Bu ülke halklarının barış ve kardeşliğe olan ihtiyacına rağmen, ülkemiz her geçen gün daha fazla savaşın ve şiddetin parçası olmaya devam ediyor. Kürt Sorununda çatışma ve şiddet politikalarına dayalı yaklaşım, Suriye, Irak, Libya’da gerçekleştirilen sınır dışı operasyonlar ve son olarak Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimler ülkemizin sürekli bir çatışma ve savaş tehdidi altında olmasına neden olmaktadır. Ülkelerin barışçılık seviyesine ölçen Küresel Barış Endeksine göre 2020 yılında Türkiye 163 ülke arasında 150. sırada yer almaktadır. Bizden daha altta yer alan ülkelerin tamamının ülke topraklarında savaş yaşanan ülkelerden oluşması, ülkemizin durumunun vahametini göstermektedir. İnsanlığa dayatılan bu acımasız koşullara karşın tüm halkların; eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyanın kurulup var olacağına ve sürdürülebileceğine inancımızı yitirmeden ‘BAŞKA BİR DÜNYANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU’ hayallerimizde yaşatmalıyız. Yüreği dostluk, kardeşlik ve barıştan yana atan tüm insanların; eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı inşa etmenin yolundaki engelleri aşmak, yaşamak ve yaşatmak için; tüm insanlığın ‘BARIŞ’ diye haykıracağı zaman diliminin hemen bugün olması, Savaşsız, sömürüsüz bir dünyanın kurulması için, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘YURTTA SULH CİHANDA SULH’ söyleminin acil hayata geçmesi için ; YAŞASIN BARIŞ diyoruz Bu ülkenin işçileri, kamu emekçileri, hekimleri, mühendisleri, mimarları, şehir plancıları, avukatları ve sivil toplum örgütleri olarak bizler, komşularıyla barış ve dostluk içinde yaşayan bir ülke istiyoruz. Sınırları içinde yaşayan farklı inançların, kültürlerin, kimliklerin barış içinde kardeşçe yaşayabildiği bir ülke istiyoruz. Barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye ve Dünya istiyoruz. Bedeli ne olursa olsun, dün olduğu gibi bundan sonra da barıştan yana tavır almaya, barış mücadelesinin sesi olmaya Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ şiarı ve savaşsız, sömürüsüz bir dünya özlem ve dileği ile dünya barış günü kutlu olsun” (Şaban YILMAZ)

Editör: Haber Merkezi