Küresel anlamdaki artan resesyon endişeleri yanında ABD-Çin arasında devam eden ticaret savaşlarının geldiği noktada; özellik le yatırımcılar cephesinde güvenli liman arayışı başladı.2019 yılı  nın ilk 8,5 ayı itibarıyla küresel ekonomiler açısından süregelen   belirsizlikler hiçbir şekilde azalma göstermedi. Öyle ki ABD-Çin  arasındaki zaman zaman şiddetlenen adeta restleşmelere kadar va   ran; ne zaman bir duraksamayla sonlanabileceğine dair tahmin yü   rütmek ise şu sıra imkansız. Bu arada da Avrupa cephesinin büyü   me lokomotifi olan Almanya ekonomisinin 2019 yılı ikinci çey reğinde %0,1 oranında küçülmesi,İngiltere’nin ise AB nezdinde   nihai çıkış (Brexit) anlaşmasını imzalamakta zorlanması yanında  Basra körfezinde zaman zaman yükselip alçalan tansiyon global   piayasaları diken üstünde bıraktı. Mamafih belirsizlik her zaman her durumda kendini açıkça hissettiriyor.Bu çerçevede Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ile Türk Lirası’nın değerindeki ani düşüşü değerlendirdi. Prof. Dr. Alkin, küresel piyasalarda, çeşitli ülke paralarının ABD doları karşı sında sert şekilde gerilemesinin arkasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın G7 Zirvesi öncesi Çin ile ilgili yaptığı değerlendirmele rin yattığını belirtiyor.Piyasaların FED’in faiz indirimiyle değil Trump’ın söyledikleriyle dalgalandığını” aktaran Prof. Dr. Alkin, “Gördüğümüz gibi, FED Başkanı Jerome Powel’ın Jackson Hole kasabasında yaptığı açıklamalar piyasaları tek başına hareketlen dirmedi. Ama Başkan Donald Trump’ın ticaret savaşını ateşleyen söylemleri çok daha büyük bir etkiye yol açtı. Elbette bu süreçte yatırımcıları cezbedecek bir hikayesi olmayan ülkeler yaşanan lardan negatif etkilendiler” ifadelerini kullanması oldukça dikkat  çekici.

                                *      *       *

Bu yöndeki değerlendirmesinde Alkin’in;”Trump’ın açıklamala rından olumsuz etkilenen ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığına işaret eden Prof. Dr. Alkin “Türkiye’nin kendine gü venli liman arayan yatırımcılar için elle tutulur bir hikaye sunma dığı bir ortamda, Türk Lirası’nın şiddetle dalgalanmasına şaşırma mak gerekiyor. Yani Türkiye’nin yabancı ve yerli yatırımcılar için elle tutulur bir hikayeye ihtiyacı var” şeklindeki açıklaması  na ek olarak; ”Türkiye’nin benzeri durumlarla karşılaşmaya devam edebileceğinin de altını çizerek, “gece yaşadığımız tecrü be bundan sonra yaşayacağımız başka tecrübelerin de habercisi dir. Daha önce de söylediğim gibi Türkiye’de dövizin yönünü siyaset ama trendini ekonomik parametreler belirler. Kısa süreli sükunetin ardından gerçeklerle yüz yüze geldiğimizde bu dalga lanmaların yaşanmasını doğal karşılamak gerekiyor” şeklindeki söylemlerinin üzerinde durmak gerekirse; bir gecede dolar kurun daki ani yükseliş ve alçalmaya karşı TL.deki ortaya çıkan değer kaybı nedeniyle hazırlıksız yakalanıldığına değinerek; bundan sonraki süreçte çıkabilecek ani şoklara karşı Türkiye ekonomisi  nin türbülanslar karşısında savunmasız olduğunu vurgulamak is  tiyor. Nitekim Türkiye’nin benzer durumlarla karşılaşmaya de vam edeceğini belirtirken,”gece yaşanan tecrübenin başka tecrü  belerin de habercidir.” Şeklindeki söylemi de bunun açık kanıtı.

                                *      *       *

Mamafih konunun küresel ekonomiler faslına yeniden dönmek  gerekirse; Harvard Üniversitesi ekonomisti Carmen Reinhart, “Hong Kong'da devam eden siyasi kargaşanın dünya ekonomisi için taşma noktası olabileceğini” belirterek; aralarında ABD ile Çin arasında şiddetlenen ticaret savaşı dahil küresel büyümeyi olumsuz etkileyen şok olaylarına dikkat çekerek, Hong Kong'un temel endişeleri arasında yer aldığını söylerken;” "Şu anda beni çok fazla endişelendiren şok, Çin'de ve genel olarak Asya'daki büyümeyi etkileyebilecek olan Hong Kong'daki kargaşa," açık laması yanında Uluslararası finans alanında uzmanlaşan Rein hart’ın,"Bunlar izole bölgesel etkiler değil, bunların gerçekten

de küresel sonuçları var. Bu nedenle, taşma noktası olabilecek

bu olay, çok önemli bir küresel yavaşlamayı ve hatta resesyonu tetikleyebilir. Buna aday olacak, buna aday olabilir" değerlendir mesinde bulunması da küresel resesyona (durgunluğa) işaret edi  yor.

                                      *      *       *

Sonuç olarak, global ekonomilerdeki resesyon yönünde alınan işaretlere kanıt olarak; Morgan Stanley,müşterilerine daha yeni gönderdiği bilgi notunda, bir global resesyon yaşanması riskinin yüksek olduğunu ve riskin artmaya devam ettiğini ifade etmesi  ne ek olarak;” Bazı global ekonomilerdeki aşağı trendin, imalat sektöründe zayıflığı yayılmaya başlaması ile birlikte bulaşıcı hale gelmekte olduğunu ifade eden Morgan Stanley, "Büyüme projek siyonlarımızı aşağı yönlü revize etmiş olmamıza rağmen, riskle rin aşağı yönlü olmaya devam ettiğini vurgulamayı sürdürüyo ruz" değerlendirmesi de işin bir başka yönü. Ayrıca Morgan Stan ley baş ekonomisti Chetan Ahya’nın yaptığı değerlendirmede, "Eğer ticari gerilimler daha da tınmanır ise, 3 çeyrek içinde glo bal bir resesyona girmememizi bekliyoruz" açıklaması da ufukta olası bir resesyon riski varlığının tahmin de olsa öngörüler ara sında yer aldığı izleniyor. Söz konusu küresel ekonomilerdeki    ortaya çıkabilecek reseyon riski karşısında gerek gelişmekte   olan ülkeler açısından, gerekse Türkiye yönünden özellikle ilk risk emaresinin finasal kırılganlıklarla ilgili boyutunda izlenme ola sılığı oldukça yüksek bir ihtimal. Buna yüksek enflasyon oranı,  yüksek işsizlik rakamları, slumpflasyon( yüksek enflas yonda büyümede küçülme yaşanması) riski, gibi unsurlar olmak la bir  likte; gelişmekte olan piyasaların en önemli özelliklerinden biri  si de sistematik riskin yüksek olmasıdır.Hal böyle iken eko nomik kırılganlıkların arttığı bir dönemde küresel güçler arasın daki siyasi anlaşmazlıkların giderayak artmasına teyit olan;2019  yılı Küresel Siyasi Riskler Raporuna katkı sağlayan ların %85  inin dünyada siyasi çatışmaların artacağını öngörmesi de olası  her duruma karşı hazırlıklı olunmasında yarar gereğini ortaya çıkartıyor.