Ülkede erken seçim konuşuluyor.

Artık sanki ok yaydan çıktı.

Döviz aldı başını gidiyor.

Nasıl düşecek bu döviz.

Resmen tepetaklak  bir durum söz konusu.

Türkiye olarak ekonomimiz düzelmesi gerekiyor.

Pandemi döneminde daha güçlü olan ülkemiz.

Pandemi sonrası ise ekonominin sert rüzgarını hissediyor.

İnşallah düzelir.

Ekonomide esen sert rüzgarlar.

Şimdi ülkemiz adına çok buhranlı günlerin yaşanmasına neden oluyor.

Hazine ve Maliye bakanı sıkı disiplin politikasını uyguluyor.

Merkez Bankası ise döviz yükselişine müdahale etmiyor.

Dalgalı kur.

Herkes şaşkın.

Döviz nasıl inecek.

Böyle pahalı bir dövizle nasıl yaşarız.

Sadece toplu taşıma il merkezinde 4 TL.

Şehriler arası aldı başını gidiyor.

Ekmek’te gramaj düşürüldü fiyat aynı kaldı.

Hayat pahalı.

Gıda artıyor.

Emekli.

Ve asgari ücretliye verilecek zam eridi.

Yok oldu.

Türkiye  ithal cenneti

Petrol ithal.

Doğalgaz İthal.

İthalata dayalı ihracat var.

Nasıl ülkeler arası rekabet edeceğiz.

İthal rekor düzeyde.

İhracat artıyor.

200 milyarı yıllık bazda geçtik.

Ama ithalatta aynı oranda artıyor.

Bizler ekonomist değiliz .

Ama cari açık önlenemiyor.

Denk bütçe yapılamıyor.

Ortada ekonomik olarak bir hüsran durum var.

Muhalefet partileri her gün ekonomi üzerine toplantılar yapıyor.

Cumhurbaşkanımız çözüm üzerine yoğun uğraşıyor.

Ülkemize taze bir para girdisi şart.

İMF den almayacağımıza göre.

Taze bir kaynak.

Örneğin en az  100 milyar.

Çok iyi olur.

Emanet olur.

Düşük faizle olur.

Ama taze bir döviz girdisi şart.

Döviz bolluğu yaşamalıyız.

Döviz çok bol olsun.

Merkez bankamız güçlensin.

Türkiye son iki yıldır.

Özellikle turizmde çok büyük kayıplar verdi.

Yılda en az 60 milyar.

Seksen milyar girdimiz olan turizm gelirleri düştü.

Yılda 60 milyon turist hedeflerimiz.

Hepsi yerle bir oldu.

Pandemi tüm ülkeleri vurduğu gibi ülkemizde derin yaralar açtı.

Şimdi o yaraları sarmalıyız.

Çok çalışmalıyız.

Çok kazanmalıyız.

Döviz bu yükselişi bizlerinde..

Ülkemizin de. .

Hepimizin moralini bozuyor.

Türkiye bu dövizdeki  yükselişi hak etmiyor.

İşverenlerimiz zor durumda.

Sanayicimiz sıkıntıda.

Dövizle borçlanan   işadamlarımız ne yapacak?.

Dövizle yatırım yapan.

 Herkes zararda.

Çıkılmaz bir noktada.

Döviz ile olan özelleştirmeler.

Satışlar.

Hepsi çok olumsuz durumdalar.

Gurbetçiler zil takıp oynuyor.

Türkiye onlar için ucuz cennet.

Yabancı vatandaşlar.

Yabancı turistler.

Ülkemiz artık bedava bir cennet oldu.

Sadece Bulgaristan.

Yunanistan .

Sınırından.

Her gün tam 12.000 yabancı alışverişe geliyor.

En az harcadığı para 500 Euro.

Ege  kıyılarından.

Adalardan.

İzmir bölgesine her gün Yunan vatandaşı alışverişe geliyor.

Çünkü Euro karşısında paramız çok ama çok ucuz oldu.

500 Euro nerdeyse 7500 TL

Böyle bir dünya var mı?

Evet Türkiye’de var.

Ucuzluk cenneti.

Döviz ile ilgili bir an önce sert düşünü sağlamalıyız.

Tüm bunlar ışığında eğer ekonomi toparlanmazsa.

Döviz düşmezse.

Daha da artarsa.

Allah korusun.

Erken seçim kaçılmaz olur.

2022 baharında.

Başka seçenek kalmıyor.

Ülkemizin yeni bir  erken seçime doğru yol alıyor.

2000 yılı erken seçimi hatırlayalım.

Ekonomik kriz.

Üçlü koalisyon.

Ve daha hükümet görevine tam 18 ay vardı.

Sonuç erken seçim.

Tüm o koalisyon erken seçimde baraj altı kalmıştı.

Onun için ekonomik krizden çıkmalıyız.

Ekonomik kriz tüm halkı etkiliyor.

Bir an önce toparlanmalıyız.

Daha güçlü olmalıyız.

Cumhurbaşkanımızın dediği gibi.

Düşmanlarımızı azaltacağız.

Dostlarımızın sayısını artıracağız.

Türkiye gücü  dostlarımıza güven verir.

Düşmana da korku verir.

Daha güçlü Türkiye için.

İnşallah döviz buhranı da bir an önce biter.

Yoksa bu yükseliş hiç ama hiç gerçeği yansıtmıyor.

Dalgalı kurun bize göre iflası.

Sabit kura geçelim.

Herkes de ona göre yol asın.

Deniz düzken.

Sakinken.

Şiddetli dalga yaşıyoruz.

Olacak iş mi?

Erken seçim senaryolarına da artık ya evet.

Ya da hayır ile cevabını hep beraber.

Hep birlikte verelim.