Korona sağlık sorunu olmanın ötesinde artık tüm dünyayı etkileyen bir ekonomik krize dönüştü.

Bir virüs dünya ekonomisini mahvetti.

Yalnız dünya ekonomisi değil Türkiye ekonomisi tarihinin en büyük krizini yaşıyor.

Türkiye maalesef ekonomisinin sıkıntıda olduğu bir dönemde bu salgınla mücadele etmek durumunda kaldı.

Korona ile ortaya çıkan ekonomik olumsuzluktan hemen herkes nasibini alacaktır.

Tüketim yavaşlayacağı için üretim sekteye uğrayacak; işletmeler üretimdeki sıkıntı yüzünden istihdamı artırmayacak ya da azaltacak, bu da dönüp dolaşıp yine tüketimi etkileyecek ve bu kısır döngü devam edecektir.

Bir bütün halinde tüm kesimler, yani tüm ülke ekonomisi bu virüsten olumsuz etkilenecek.

Kimse bu süreçten yara almadan çıkacağını sanmasın.

Ekonomik krizi aşmanın ise tek yolu.

Üretim, üretim.

İşveren üretim yapabilmesi için önünü görmek, ona göre üretim yapmak ister.

Şimdi kurun nasıl seyredeceği belli değil!

İster istemez üretim frenine basılacak.

Anlaşılan ekonomi dünya için 2020’de “kayıp yıl” olacak.

​Neyse her “şer”den “hayır” doğar demişler.

​Virüs umarız, yanlış giden dünyaya bir uyarıdır ve bir şeylerin değişmesine vesile olur...

★★★

Pek çoğumuz evlere mahkûm hallerimizle, tabletler ve akıllı telefonlarla daha fazla vakit geçirir olduk. Haliyle düzgün habercilik yapan internet siteleri daha bir “tıklanır” oldu.

Yerel bazda da kalitesini sürdüren medya kuruluşları bu gelişmelerden payını alıyor.

Dijital medya giderek önem kazanıyor.

Ancak zannedilmesin ki, yazılı basın, diğer değişle “kâğıda dokunarak” okunan gazete tarih sahnesinden silinecektir.

İnsanlar alışkanlıklarına değer veriyor ve geleneklerine sahipleniyorlar.

Pek çok kişi gazete okumanın zevkini akıllı telefonunun küçük ekranına sığdırmak istemiyor.

Hemen her konuda tüketmenin ve yenisine iştahlanmanın mutluluk getiremeyeceğini, biraz da “virüs molası” sayesinde kavrıyoruz.

Sevgiyle kalın!

Tebessüm:

Tilkinin Ramazan öyküsü

Köylüler, tavuklarına musallat olan tilkiye bir tuzak hazırlamışlar.

Tilki gelmiş, içine bomba konularak yola bırakılan tavuğu görmüş. Fakat kuşkulandığı için hiç dokunmayıp uzakta beklemeye başlamış.

Bu sırada kurt çıkagelmiş… Bir tavuğa, bir de tilkiye bakarak “Nenen yemiyorsun onu?” diye sormuş.

Tilki “Ramazan geldi, ben oruçluyum” demiş…

Kurt “Hah ha… Ben oruçlu değilim” diyerek gidip tavuğu yemeğe kalkışınca bomba patlamış!

Kurt ağır yaralı, kımıldayacak hali yok… Tilki gidip, tavuğu iştahla yemeğe başlamış…

Bunu gören kurt öfkeyle “Ulan şerefsiz tilki! Hani oruçluydun?” diye bağırmış… Tilki tavuğu yemeğe devam ederek cevap vermiş:

“Az önce top patladı, duymadın mı?”