Zonguldak çevreye karşı duyarlı.

Hassas.

Dikkatli.

Bunun da tabi ki önemi var.

Çelik sanayinin merkezi.

Kömür sanayinin başkenti.

Termik santraller  üssü.

Böyle olunca.

Çevreye karşın çok hassas bir toplum ortaya çıkıyor.

Bu kadar çok ağır sanayi yatırımlarının yanında.

Eğer çevremiz halen daha  temiz kalabiliyorsa.

Bilin ki bunu çok yoğun bitki örtüsüne.

Ormanlarımıza.

Denizimize

Doğamıza borçluyuz.

Yoksa Zonguldak yaşanmaz bir şehir olurdu.

Ve bugünlerde.

Bu kadar ağır sanayinin olduğu bölgede.

Gemi söküm konuşuluyor.

Gerçi on yıldır konuşuluyor.

Hem de çok yüksek oktanda.

Gemi söküm çok tehlikeli.

Tozu kesinlikle temizlenmiyor.

Vücuda girdiği an.

Yuttuğumuz an.

Ciğerlere yapışıyor.

Gemi söküm olursa.

Eski gemiler gelecek.

Hurdası tamam.

Çelik sanayine verilecek.

Geri kalan tozu,

Zehirli maddeleri ise.

Nereye  gönderilecek.

Toprağa gömülse bile çok zararlı.

İçme sularına.

Tarım ürünlerine karşılaştığı söyleniyor.

Gemi sökümün diğer maddeleri çok tehlikeli.

Resmen Çernobil faciası gibi.

Allah korusun.

Gemi söküm işletmeciliğine hayır.

Dün de çevre koruma derneği.

Tam 4016 imzayı Sayın  Vali Erdoğan Bektaş’a teslim ettiler.

Gemi söküm tesisi.

Ne bugün.

Ne de yarın.

Ne de hiçbir zaman.

İstemiyoruz.

İstemiyoruz.

Diyerek Valilik önünde basın açıklamasını da yaptılar.

Nokta.