Zonguldak’ ta ilginç şeyler oluyor.

Siyasette.

İş dünyasında.

 Kamu kurum kuruluşlar.

Eğitim camiası.

Daha pek çok örnek sayabiliriz.

Bir çok konu başlıklarını görüyoruz.

Sonra bu olaylar.

Sorunlar.

Çalışmalar.

Tarafımıza geliyor.

Bir varmış diye başlıyoruz.

Bir yokmuşa  doğru yol alıyor.

Neden bir yokmuş.

Çünkü bir çok olayın sonu çok da olmuşlu bitmiyor.

Israr.

Çaba.

Gayret.

Tamam.

Ama yapılmıyor.

Hayal oluyor.

Hüsran oluyor.

Gecikme oluyor.

Bir çok icraat sönük kalıyor.

Siyasete bakarsak bu olayı çok canlı ve diri görüyoruz.

İş dünyası çırpınıyor.

Kamu kurum kuruluşlar ellerinden  gelen katkıyı yapıyor.

Bazıları da rutin çalışıyor.

Mesai dolduruyor.

Maaşını alıyor.

Yani bir şeyler üretmiyor.

Üretilmiyor.

Eğitim camiası.

Devlet .

Özel.

Artık tam yol çalışıyor.

Görev yapıyor.

Şunu söyleyebiliriz.

Eğitim önemli.

Milli eğitim.

Üniversite.

Zonguldak’ ta değişime ve dönüşüme uğrayan en canlı kuruluşlar.

Peş peşe atakları görüyoruz.

Bu da ilimiz adına olumlu oluyor.

İş dünyası.

Çok gelecek vaat ediyor.

Özel sektör kıpırdanıyor.

TSO’lar çalışıyor.

Proje bazlı yol alıyor.

Çok da kolay değil.

Bu ağır ekonomik buhrana rağmen.

Bir şeyler yapılma çabası.

MAKZON.

OSB.

DEKOZAN.

Daha sayabiliriz.

Özel sektör madenciliği.

Tabi ki sorunlar yumağı.

Son EPDK kararları.

Zonguldak kömürüne indirilen darbe.

Çözülecek mi?

Enerji fiyatları düşme eğiliminde.

Kömür nereye?

Bunun cevaplarını alamadık.

Teşvik açık v enet değil.

Verilen teşvikler haklı olarak devlet tarafından vergi ve sigortaya kesiliyor.

Acaba bu teşvikler.

Bir asgari ücret ödeme .

Direk işçinin maaşına üretimine göre yatırılamaz mı?

Tabi ki orada çalışan işçinin gerçek olması gerekiyor.

Burada devletin geçmişten teşvik verdiği bir çok çeşitli çalışmalarda suistimale uğradığını biliyoruz.

Çalışanın hesabına yatması aslında en doğrusu.

Tabi ki çalışanın .

Hayal olanın değil.

Devam ediyoruz.

Bir varmışlar çok.

Bir yokmuşlar ise pek çok.

Onun için bir varmış, bir yokmuş hikayeleri bu köşeye yetmez.

Sayfalar dolusu olur.

İş dünyası özel sektör.

Artık kıpırdanma sağlamalı.

Sağlanmalı.

İş dünyası.

Tarımda olmalı.

Hayvancılıkta olmalı.

Sanayide olmalı.

Olmalı.

Bir varmışlar.

Masal gibi.

Ama masallar gerçek ortaya çıkınca sona eriyor.

Aynen GMİS işçi alımı gibi.

Bir masal görüyoruz.

Neden GMİS işçi alımı adına masaya ben de varım demiyor.

Buradayız.

Bakınız .

Hükümet her şeyi veriyor.

Asgari ücret yüzde yüz arttı.

Madencilerimiz 16 bin TL. Yİ geçti.

Helal olsun.

Emekliler aldı.

İşçiler aldı.

Zam ücretliye yağıyor.

Bu arada sözleşmeliler kadroya geçiyor.

Hazır bu durum yakalanmışken.

Seçim on ay kalmışken.

İşçi alımını GMİS neden başarmaz.

Sonuçlandırmaz.

Halen daha ne bekleniyor.

GMİS bir varmış diyor.

Sonunu getiremiyor.

Bir yokmuşla yetiniyor.

Bu da GMİS’ e eksi yazıyor.

Hem de çok büyük eksi.

Yapılan tüm başarılı çalışmaları alıp ve götürüyor.

GMİS ile bir varmışlar pek çok.

Bir yokmuşlar ise pek çok.

Bu konuda yazılarımız etraflıca olacak.

Havza geneli olacak.

İşçi açığı.

Norm kadro.

Yeraltına yatırım.

Çıkmayan kömür.

İthal kömür.

Çelik sanayine verilemeyen kömür.

Termik santrallere verilemeyen kömür.

Zonguldak kömürü yerine ithal kömür.

Hatta linyit kömürü.

GMİS bir varmışları var ama.

Bir yokmuşları çok ki çok.

Bu bir yokmuşlar giderilsin.

Hem de acilen .

Bizden söylemesi.

Ve uyarması.