Ortadoğu’nun kanayan yarası durumundaki Suriye’de Türkiye  ile ABD arasındaki “güvenli bölge krizi” halen gündemini koruyor; öyle ki,Yeniçağ Gazetesine açıklamada bulunan Em.Tümg.Ahmet Yavuz’a göre;"ABD'nin kurmak istediği ya  pıyı ve hedeflerini bu saat ten sonra zor engelleriz gibi görü nüyor" derken,ABD'nin çabası nın Suriye'nin kuzeyinde bir  yapı oluşturmak olduğunun göründü ğünü belirterek,"Türki ye'nin gerçek anlamda çıkış yolu Suriye' nin toprak bütünlüğü   nü sağlamak yolunda adımlar atmak. Başka çıkış yolu yok" şek lindeki önerisi bütün herşeyi açıklıyor.Yavuz ayrıca;"Şanlıurfa' da kurulan müşterek harekat merkezinin adına biz müşterek ha   rekat merkezi diyoruz ama ABD'liler bunun adına koordinasyon merkezi diyor. Bu nedenle o yapıyı kuracaklar. Bunu da Türki ye'ye kurdurtmak çabası peşindeler. ABD'nin kurmak istediği yapıyı ve hedeflerini bu saatten sonra da zor engelleriz gibi gö rünüyor. Bunun nedeni ise iktidar artık iyice ABD'ye meyil etti. Bunun dışında Türkiye ABD'siz yapa mıyor, ABD de Tür kiyesiz yapamıyor, karşılıklı anlaştılar. Beraber yürüyecekler ."Bölgede bir de Rusya gerçeği olduğunu ifade eden Yavuz, oradan bir kopuş başlayacak gibi göründüğünü, İdlib'de yaşan anların da bununla bağlantılı olduğunu aktardı.Yavuz,"İdlib'de de yaşanan lar açık. Durum iyi değil gördüğüm kadarıyla. İyi değil derken bunun boyutu şu; Türkiye'nin ana fikri bunu tabi sezgisel olarak, olup bitene bakarak da söy lüyorum,artık Suriye parçalan dı, toprak bütünlüğü bundan sonra sağlanmaz. PYD'nin kurulma sına rıza gösterelim. Bunun karşılığında sınır boyunca bir bandı eli mizde tutalım. Böyle anlaşılıyor. Türkiye bu bandı kontrol edebilecek mi? Esas mesele bu. Hep günü kurtarmaya yönelik politikalar var. Bugünü kurtarıyorlar. Benim görüşüm bu yönde ama inşallah yanılırım diyorum”gibisinden değerlendirme yap ması da işin bir başka yönü.      

                                      *       *        *                                                                                           Aslında ABD’nin gerçekte izlediği stratejiye dikkat edilirse;Tür      kiye’ye karşı verdiği sözü tutmama yönüdeki davranışı ne ilk ne    de son.Şu sonuca da varmak mümkün; ABD bir taraftan bütün     cül ve lokal açıdan zaman kazanma yoluna giderken; diğer yön    den de hem Türkiye’nin kaybettiği zamanla eşleşen şekilde eli          ni zayıflatarak,hem de diğer yönden de PKK/PYD’nin durumu  nu güçlendirme çabası göze çarpıyor.Nitekim son etapta 60 TIR’ lık silah ve teçhizata ek olarak 55 TIR’lık ikinci silah ve teçhizatı kapsayan toplam 115 TIR’lık desteğin yanında ek olarak 60.000   kişilik silahlı eylem gücüne ABD’li subayların yeni eğittiği 700 kişilik militan gücün katılımını sağlaması aleni olarak niyetinin ne olduğunu açığa çıkartıyor. Son gelişmelere göre “güvenli bölge krizi”nin tırmanmasıyla alelacele iki ABD’li korgeneralin Türkiye’ye gönderilerek Em.Tümg.Ahmet Yavuz’un belirtiği   gibi şu veya bu şekilde günü kurtarma cihetine gitmeleri de hadi senin teyidi mahi  yetinde.Çok tabii olarak göz göre göre art niyet çok açık ortada iken; TSK tarafından gerçekleştirilecek operas yon için neden Eylül ayının sonu bekleniyor? Bunu anlamak anlayabilmek de mümkün değil.Bu arada diğer bir soru ise; bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması savunu lurken; öte yandan da Suriye Devlet Başkanı Esat ile masaya oturmak suretiyle anlaş ma zemini yaratılarak Adana Mutabaka tına göre pekala işlem yapmak mümkün iken; neden Türkiye ile Suriye arasında gerek siz bir gerginlik ortamına sebebiyet vere bilir.

                                     *      *       *

Madalyonun görünmeyen diğer bir kısmında ise DHA’nın habe       rine göre;” Suriye’deki iç savaş ve terör örgütünün baskısından kaçarak Türkiye’ye sığınan Arap aşiretler, bir an önce Fırat’ın

doğusunun terör örgütü PYD/YPG zulmünden kurtarılmasını is

tiyor. Aşiret liderleri, teröristlerin baskı ve ölüm tehdidi ile 14- 

15 yaşından itibaren tüm çocuk ve gençleri zorla saflarına kattı

ğını, PYD/YPG’nin zoruyla şu anda silah altında olan binlerce kişi, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon başlatacağı ve bu sayede özgürlüklerine kavuşacakları umuduyla yaşıyor.Bu yönde DHA’ya konuşan aşiret reisleri, silah altına alınan çocukların an cak rüşvetle kurtarılabildiğini dile getirirken, PYD/ YPG’nin zor la militan yaptığı ve ailesinin rüşvet vermesiyle kur tularak Türki ye’ye gelen bir genç ise örgütün eğitim kampla rında çocuk ların, aileleri nin öldürüleceği korkusuyla kaçamadıklarını ve her gece ağlayarak kurtulmayı beklediklerini anlatırken; Suri ye iç savaşı nın ardından topraklarını terk ederek Türkiye’ye sığı nan Suriyeli aşiretlerin reisleri, Fırat’ın doğusunun biran önce güvenli hale ge tirilmesini isterken, halen Suriye’nin kuzeyinde yaşayanla rın ise terör örgütünün baskısı altında adeta bir ekmeğe muhtaç edildiği ni”ifade etmesi de olayın diğer bir başka yönü.

                                     *      *       *

Sonuç olarak, Kamışlı ve Haseke bölgesinde yaygın olan 600 bin mensubu bulunan Tai aşiretinin liderlerinden Navaf Al Tai de terör örgütünün uyguladığı baskı sonrası aşiretlerinden 2 bin 500 – 3 bin arası kişinin şu anda PYD/YPG tarafından zorla silah alt ında tutulduğunu söylüyor. Terör örgütünün şu anda eli kalem tutabilecek yaşta ki çocukları zorla silahaltına aldığını anlatan Navaf Al Tai, “Biz savaşın ardından buraya geldik. İmkân bula madıkları için gelemeyerek Kamışlı’da kalan akrabalarımız ve aşiret mensuplarımız teröristlerin baskısı altında yokluk içinde yaşıyor. Bundan dolayı insanlarımız orada teröristlere boyun eğiyor. Şu anda insanlarımız yaşadıkları baskılar nedeniyle terör örgütü tarafından silah altına alınıyor. Sadece bizim aşiretten 2 bin 500 - 3 bin kişi PYD tarafından zorla silah altına alındı. Silah altına alınan çocukların toplam sayısı ise bizim edindiğimiz bilgi lere göre 10 binin çok üzerinde”şeklin de konuşması ise olayın geldiği noktadaki vehametini gösterirken,Hal böyle iken, PYD/ YPG’nin kontrol ettiği bölgelerde silah altına aldığı Suriyelilerle ilgili araştırma yapan Bedir Muhammed, onbinlerce gencin terör örgütüne katılmamak için evlerini terk ederek başka ülkelere kaç tıklarını söylüyor. Türkiye’ye Ayn el Arab. Haseke ve Kamışlı gibi bölgelerden gelen 500 bin civarındaki sığınmacının yüzde 40’ına yakınının gençlerden oluştuğunu belirten Bedir Muham med, 100 bin den fazla gencin ise silah altına alınmamak için Irak’a kaçtığını söyledi. Silah altındaki gençlerin ise ailelerinin öldürüleceği korkusuyla karşı çıkamadıklarını veya örgütten kaça madıklarına dikkati çeken Muhammed, güvenli bölgenin oluştu rulması duru munda orada yeni oluşumların ortaya çıkabileceği ni, bunun da YPG’yi zayıflatabileceğinin altını çizdi. Muham med, “Türkiye’ nın ısrarla üzerinde durduğu, barış koridoru kurulur ve devamlılığı sağlanırsa oranın halkı için çok faydalı olur. Oranın halkı, YPG’nin güvenliklerini tehdit etmemesini istiyor.Dışarıdan ge len, Kandil'den gelen PKK kadrolarını orada istemiyorlar”şeklindeki ifadesi PKK/PYD terör örgütünün topar lanmasına meydan vermeden öncelikle Suriye tarafından askeri operasyon ile İdlip bölgesinin temizlenmesi,zorlanıldığı takdirde de Türkiye TSK desteği ile soruna birlikte çözüm bulunması daha doğru gözükmektedir.