Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) ikinci çeyrek GSYH veri lerini açıkladı. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla ikinci çeyrek ilk tahmini; zincir lenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2019 yılının ikinci çey reğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,5 azaldı. Üre tim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2019 yılının ikin ci çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 15 artarak 1 trilyon 24 milyar 226 milyon TL oldu.Buna göre de Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrek te yüzde 1,5 daraldı. GSYH'ta iç talepteki yavaşlama ve yatırımlar daki zayıf seyrin etkisiyle yüzde 2 küçülme bekleniyor du. Öte yan dan ekonomi, çeyreklik bazda yüzde 1,2 büyüdü. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 3,4 arttı, sanayi sektörü yüzde 2,7 ve inşaat sektörü yüzde 12,7 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri yüzde 0,3 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2019 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,4 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endek si, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 arttı.

                                   *     *      *

Bu arada yerleşik hanehalklarının ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1,1 azaldı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3,3 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 22,8 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 8,1 artarken ithalatı ise yüzde 16,9 azaldı. İşgücü ödemeleri, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 21,1, net işletme artığı/ karma gelir yüzde 9,9 arttı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın aynı çeyreğin de yüzde 35,6 iken bu oran 2019 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 37,1 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 47,2'den yüzde 44,6'ya düştü. Dört çeyrek toplamından elde edilen ve 11 Mart 2019 tarihinde %2,6 olarak yayımlanan 2018 yılı ilk büyüme tahmini, bağımsız yıllık GSYH hesabıyla %2,8 olarak revize edildi. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2018 yılında bir önceki yıla göre %19,7 artarak 3 trilyon 724 milyar 388 milyon TL oldu. Gayrisafi yurt içi hasılada en yüksek payı 2018 yılında %19,0 ile imalat sanayi aldı. İmalatı, %12,1 ile toptan ve peraken de ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı ve %8,2 ile ulaştırma ve depolama sektörü izledi. Yıllık gayrisafi yurt içi hasılada en düşük pay hane halklarının işverenler olarak faaliyet leri için gerçekleşti.

                                   *     *      *

2019 Yılı sene başından bu yana geçen süredeki durum değerlendi rildiğinde; Türkiye ekonomisi 2019 yılının ilk çeyreğinde de bir önceki yılın ilk çeyreğine göre yüzde 2,6 daralmıştı. Zincirlenmiş hacim endeksine göre inşaat sektörünün katma değeri yüzde 10,9, sanayi sektörünün katma değeri yüzde 4,3, ticaret, ulaştırma, konak lama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmet ler sektörü katma değeri ise yüzde 4 küçülmüştü. İkinci çeyrekte olduğu gibi ilk çeyrekte de sadece tarım sektörünün katma değeri artmış ve artış bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,5 olarak ölçülmüştü.Bu kapsamda Türkiye ekonomisindeki büyüme rakam  ları için eleştiride bulunan uzmanlardan Ekonomist Veysel Ulusoy da açıklanan sayılara dikkat çekerek, "Gelecek aylar ışık saçmıyor" görüşü kayda geçerken; talepteki zayıflama ve yatırımlardaki geri  lemenin önümüzdeki aylarda işsizlik rakamlarının daha da büyüme  sine yol açacak gibi görünüyor.

                                          *     *      *

Sonuç olarak,gerçekte gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Ülkemizin konjonktürel dalgalanmaların yanı sıra resesyon(durgun    luk) etkisiyle sektörel açıdan içine girdiği kırılganlıklar sebebiyle küçülme sürecine girdiği izleniyor.Çok tabii olarak aslında %5 ler ya da üzerinde olması gereken bir dönemde büyüme rakamında küçülme yaşanması yüksek katma değerli ileri teknoloji alanındaki istenen düzeye gelememenin bir karşılığı olarak da belirtilebilir. Özellikle son dönemdeki çift rakamda %16 larda seyreden enflas  yon oranının önlenmesinde yeterli başarının sağlanması yerine temel girdi olarak kabul edilen süreğenleşen elektrik ve doğal gaz  zamlarına ek olarak bunu diğer zam olaylarının izlemesi reel açı  dan iktisadi istikrarın sağlanmasında büyük zorlukların olduğunu   gösteriyor.Bu çerçevede finansal gelişmede meydana gelen %1 birimlik bir artış ekonomik büyümeyi %0.107 ile %0.114 aralığın da; finansal açıklıkta meydana gelen %1 birimlik bir artış ekono mik büyümeyi %0.103 ile %0.149 aralığında ve ticari açıklıkta meydana gelen %1 birimlik bir artış ekonomik büyümeyi %0.114 ile %0.191 aralığında artırmaktadır.Enflasyonda meydana gelen %1 birimlik bir artış ise ekonomik büyümeyi %0.057 ile %0.064

aralığında azaltmaktadır. Türkiye’de ekonomik büyüme oranının yükseltilebilmesi için öncelikle enflasyonun kontrol altına alınması gerekmektedir. Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ancak ekono mik istikrarın gerçekleştiği bir ortamda mümkün olabilir.Bu açı dan politika yapıcılar, finansal istikrarı da gözeterek fiyat istikrarı nın sağlanması ve sürdürülmesine yönelik politikaları kararlılıkla uygulamalıdırlar.